Uzun süre önce iki farklı yayın organında aynı konuya dair taban tabana zıt açıklamaları okudum. Böyle bir konuda en küçük bir girişimim, bilgim olmadığı ve de yapaylık yerine doğallığa bağlı biri olarak, bu ilginç çelişkinin notlarını sakladım. Sadece bir açıklamanın içinde geçen bir cümle merakımı artırdı. Çünkü konusu seçimlere aitti ve bilimsel yanı çok öndeydi. Neyse uzatmadan bu gizemli (bana göre) konuya ortadan giriş yapalım. Önce geçtiğimiz mart ayının sonlarında yayınlanan bir haberden söz edeceğim. Gazeteler bilim insanı Geoffrey Hinton’a bu konuya dair soru yöneltmişler. Söz konusu bilim insanının ünü biliniyormuş ve geçen yıl, hepimizi yakından bildiği (!) Google’dan istifa etmiş. Acaba neden istifa etmiş diyen sadece ben değilim ve bu konu gerçekten merak uyandırmış. Konu ağır, bilimsel yönü önemli ve de insan yaradılışına kadar derine giriyor. Bilim insanı Goffrey Hinton aynen şu cümleyi kurmuş istifasına dair… “Keşke varoluşsal tehdidin yakın olduğunu daha önce fark etseydim.” Çok ilginç ve gizemli bir cümle…Zaten gazeteciler hemen bu düşüncesini açmasını istemişler.Cevabı da tam anlamıyla ABD yapımı korku filmlerinin sahnelerinde gördüğümüz gibi…
“Kötü bir aktör (burada yapay zekâ kullanıcılarını kast ediyor) çok bulaşıcı , çok ölümcül ve çok uzun bir kuluçka dönemine sahip bir virüs tasarlayabilir. Kötü aktörler, yapay zekâyı “Demokratik seçimleri yozlaştırmak için”
zaten kullanıyorlar!!! Ayrıca yapay zekâ kendi kendine insanları öldürmeye de karar verebilir.”
Bu cümlelerden sonra doğal olarak, yapay zekânın gücünü nasıl ve nereden aldığını da merak ediyorsunuz/ ediyorum. Aslında cevap sorunun içinde. Bize merak duygusunu veren beynimiz hepsinin merkezi bilim insanlarına göre…
Bu açıklamadan sonra bilim insanı Hinton’a, klasik ama önemli bir alanda “Yapay zekâ mı, yoksa insan beyni mi daha akıllı? gibi bir soru yöneltilmiş. Yanıt çok ilginç…Yapay zekâ her hangi bir insandan daha fazla bilgiye sahip olabilirmiş. Ama mantıksal muhakeme konusunda insana ulaşamayan bir yapısı varmış henüz…(çok şükür) Söyleşinin bundan sonrasını anlatabilmek, ve anlayabilmek oldukça zor. Yapay zeka henüz tam olarak beyindeki bazı merkezlerin yerini alamasa da, beynimizden daha güçlü olma ihtimali varmış ama henüz zamanı gelmemiş. Bilim insanı Hinton bunun imkân dahilinde olduğunu da belirtiyor. Hinton ayrıca inanç konusuna da girerek “İnsanlar gerçekte olduklarından daha güçlü olduklarını düşünme konusunda uzun bir geçmişe sahip.Bir çok insan hâlâ Tanrı’nın suretinde yaratıldığını ve Tanrı’nın onları evrenin merkezine koyduğuna inanıyor.” Bu açıklama bizim gibi inançlara sahip olanlara ve ülkelere göre değil anladığım kadarı ile… Can alıcı ve sonuca gidici bir soru daha; “ Yapay zekâ ileride insanlığın sonunu getirebilir mi ? “ şeklinde… Hinton’un evabı sorudan daha da ürkütücü; “Bence bu , olasılık dahilinde.” Nokta.Ne kadar ürkütücü deney ve paylaşımlar. Sanki doğal değil de robotlaşan insanların dünyasına doğru bir gidiş... İnanç sistemini de zorlayacak bir durum. Burada bizim gibiler için en somut veri, insan beyninin bazı sistemlerinin, bilim insanları tarafından henüz öğrenilememiş oluşu… Eldeki yapay zekâ verilerinin bu öğrenmeye yeterli olmayışı sanırım.
Buna da şükür diyecektim ama, bu ilginç haberden yaklaşık iki hafta sonra bir başka gazete ve bir başka haber gördüm. Konuşan, elin zengini Elon Mask…Demiş ki “ Yapay zeka, muhtemelen gelecek yıl veya 2026 yılına kadar, en akıllı insandan , daha akıllı olarak geliştirilecek.”
İnanç sistemlerini alt üst eden, insanlığı en varlıklı ve en becerili kafaların insafına bırakacak dönemlere doğru zaman hızla akıp geçiyor sanki…Bir yanda bilimsel veriler ve sonuçları, diğer yanda, yapay zeka gibi bir güçle insanlığı sömürmeye çalışan beyinlerin bitmek bilmeyen ihtirası ! Bu iki farklı görüş ve bizleri derinden etkileyecek gelişmeleri okuduktan sonra, aynı gece bir TV kanalında “Kızıl Goncalar” dizisine rast geldim ve bir kanata vardım. Zenginler, tüm güçlerini araştırmaya ve insanlığı robotlaştırmaya ne kadar yönlendirirse yönlendirsin, bizim güzel vatanımıza ve cemaat- tarikat sistemimizi yıkamaz, biz de bu beladan kurtulmuş oluruz !
Çarem yok, izahı olmayanın ancak mizahı yapılıyor !!!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Yapay zeka doğal beyne karşı !
Uzun süre önce iki farklı yayın organında aynı konuya dair taban tabana zıt açıklamaları okudum. Böyle bir konuda en küçük bir girişimim, bilgim olmadığı ve de yapaylık yerine doğallığa bağlı biri olarak, bu ilginç çelişkinin notlarını sakladım. Sadece bir açıklamanın içinde geçen bir cümle merakımı artırdı. Çünkü konusu seçimlere aitti ve bilimsel yanı çok öndeydi. Neyse uzatmadan bu gizemli (bana göre) konuya ortadan giriş yapalım. Önce geçtiğimiz mart ayının sonlarında yayınlanan bir haberden söz edeceğim. Gazeteler bilim insanı Geoffrey Hinton’a bu konuya dair soru yöneltmişler. Söz konusu bilim insanının ünü biliniyormuş ve geçen yıl, hepimizi yakından bildiği (!) Google’dan istifa etmiş. Acaba neden istifa etmiş diyen sadece ben değilim ve bu konu gerçekten merak uyandırmış. Konu ağır, bilimsel yönü önemli ve de insan yaradılışına kadar derine giriyor. Bilim insanı Goffrey Hinton aynen şu cümleyi kurmuş istifasına dair… “Keşke varoluşsal tehdidin yakın olduğunu daha önce fark etseydim.” Çok ilginç ve gizemli bir cümle…Zaten gazeteciler hemen bu düşüncesini açmasını istemişler.Cevabı da tam anlamıyla ABD yapımı korku filmlerinin sahnelerinde gördüğümüz gibi…
“Kötü bir aktör (burada yapay zekâ kullanıcılarını kast ediyor) çok bulaşıcı , çok ölümcül ve çok uzun bir kuluçka dönemine sahip bir virüs tasarlayabilir. Kötü aktörler, yapay zekâyı “Demokratik seçimleri yozlaştırmak için”
zaten kullanıyorlar!!! Ayrıca yapay zekâ kendi kendine insanları öldürmeye de karar verebilir.”
Bu cümlelerden sonra doğal olarak, yapay zekânın gücünü nasıl ve nereden aldığını da merak ediyorsunuz/ ediyorum. Aslında cevap sorunun içinde. Bize merak duygusunu veren beynimiz hepsinin merkezi bilim insanlarına göre…
Bu açıklamadan sonra bilim insanı Hinton’a, klasik ama önemli bir alanda “Yapay zekâ mı, yoksa insan beyni mi daha akıllı? gibi bir soru yöneltilmiş. Yanıt çok ilginç…Yapay zekâ her hangi bir insandan daha fazla bilgiye sahip olabilirmiş. Ama mantıksal muhakeme konusunda insana ulaşamayan bir yapısı varmış henüz…(çok şükür) Söyleşinin bundan sonrasını anlatabilmek, ve anlayabilmek oldukça zor. Yapay zeka henüz tam olarak beyindeki bazı merkezlerin yerini alamasa da, beynimizden daha güçlü olma ihtimali varmış ama henüz zamanı gelmemiş. Bilim insanı Hinton bunun imkân dahilinde olduğunu da belirtiyor. Hinton ayrıca inanç konusuna da girerek “İnsanlar gerçekte olduklarından daha güçlü olduklarını düşünme konusunda uzun bir geçmişe sahip.Bir çok insan hâlâ Tanrı’nın suretinde yaratıldığını ve Tanrı’nın onları evrenin merkezine koyduğuna inanıyor.” Bu açıklama bizim gibi inançlara sahip olanlara ve ülkelere göre değil anladığım kadarı ile… Can alıcı ve sonuca gidici bir soru daha; “ Yapay zekâ ileride insanlığın sonunu getirebilir mi ? “ şeklinde… Hinton’un evabı sorudan daha da ürkütücü; “Bence bu , olasılık dahilinde.” Nokta. Ne kadar ürkütücü deney ve paylaşımlar. Sanki doğal değil de robotlaşan insanların dünyasına doğru bir gidiş... İnanç sistemini de zorlayacak bir durum. Burada bizim gibiler için en somut veri, insan beyninin bazı sistemlerinin, bilim insanları tarafından henüz öğrenilememiş oluşu… Eldeki yapay zekâ verilerinin bu öğrenmeye yeterli olmayışı sanırım.
Buna da şükür diyecektim ama, bu ilginç haberden yaklaşık iki hafta sonra bir başka gazete ve bir başka haber gördüm. Konuşan, elin zengini Elon Mask…Demiş ki “ Yapay zeka, muhtemelen gelecek yıl veya 2026 yılına kadar, en akıllı insandan , daha akıllı olarak geliştirilecek.”
İnanç sistemlerini alt üst eden, insanlığı en varlıklı ve en becerili kafaların insafına bırakacak dönemlere doğru zaman hızla akıp geçiyor sanki…Bir yanda bilimsel veriler ve sonuçları, diğer yanda, yapay zeka gibi bir güçle insanlığı sömürmeye çalışan beyinlerin bitmek bilmeyen ihtirası ! Bu iki farklı görüş ve bizleri derinden etkileyecek gelişmeleri okuduktan sonra, aynı gece bir TV kanalında “Kızıl Goncalar” dizisine rast geldim ve bir kanata vardım. Zenginler, tüm güçlerini araştırmaya ve insanlığı robotlaştırmaya ne kadar yönlendirirse yönlendirsin, bizim güzel vatanımıza ve cemaat- tarikat sistemimizi yıkamaz, biz de bu beladan kurtulmuş oluruz !
Çarem yok, izahı olmayanın ancak mizahı yapılıyor !!!