Hava Durumu

Zamanın ruhu

Yazının Giriş Tarihi: 15.04.2024 17:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.04.2024 17:46

Son dönemde yan yana getirilen bu iki kelime birlikte çok tutulur oldu.

Bu birlikteliğe bir sıfat da bulamadım. Motto desem, slogan tarafı yok. İşin içinde bir de hafiften eleştiri de var. Tamlama daha yakışacak sanırım. Anlamını da, bu devirde bu geçerli oluyor ve artık doğal karşılanıyor  gibi yorumlayabildim.Bir bakıma da “günümüzün geçerli davranışı bu oldu, sakın şaşırmayın” demek en doğrusu gibi… Özellikle İstanbul seçiminin dumanı tüterken çıktı bu zamanın ruhuna uygun örnekler…AKP mensubu bir hanımefendi belediye başkanı, önce  başkanlık katındaki şatafatlı mekanın bazı bölümlerinin abartıldığını söyledi, sonra da Ramazan bitmeden iftar çadırını kaldırdı. Yani hırsı ve kaybettiği gücün acısı, inancına bile galip geldi. Ama her şey zamanın ruhuna uygundu ! Çünkü başka örnekleri de vardı bu tür devir-teslim törenleri öncesinde… Alelacele, ihale yaparak parayı peşin ödeyen seçilemeyen başkanların yanı sıra, kasadaki tüm parayı birkaç günü içinde harcayıp sıfırlayarak zamanın ruhuna uygun hareket edenler de vardı İstanbul belediyelerinde… Ama Ankara’daki son örnek hepsinin üstüne tuğ dikti sanırım! 15 Temmuz 2016 gecesi,  bir film platosunda gibi darbeyi önleme sahnesini canlandıran Kahramankazanlılar,  seçimde başkanlığın başka partiye geçmesi ve son başkanın yaptığı ile, darbe gecesi kadar olmasa da çok şaşırmışlardır  herhalde…Yirmi yıldan beri AKP’nin yönettiği kasabanın o yiğit halkına hizmet veren son AKP mensubu başkan, giderken kasayı bomboş bırakmış. Büyük olasılıkla mevcut borçları şimdiden ödemiş. Maksat muhabbet  olsun ! Yeni gelen ve CHP adayı olarak seçilen  başkan,  bir de bakmış kasa boş ama maaş verme zamanı gelmiş. Ne yapsın bir kolayını bularak paraları cebinden ödemiş. Bir münafık gazete öyle yazıyor ! Tam anlamıyla zamanın ruhuna uygun bir uygulama…

Başkan Bozbey “ 6 aylık bütçe son 3 ayda harcanmış”

Buna benzer bir örnek de Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı kasasında yaşanmış galiba… Yeni Başkan Mustafa Bozbey, aynı münafık gazeteye verdiği mülakatta nasıl bir belediye devir aldıklarını şu cümleler ile anlatmış. “Her şeyi tek tek inceleyeceğiz. Son üç ayda belediyenin bütçe  dengesinin iyice bozulduğunu görebiliyoruz. Çünkü bütçenin 6 aylık harcamasını 3 ayda yapmışlar.” Bunun nesi kötü arkadaş! El çabukluğu da bir marifet değil mi ???  Başkan Bozbey, bu açıklamasının ardından, ilk planda yapılacaklar hakkında bilgi vererek, hava kirliliğinden, trafik sorununa, çocuklar için süt projesinden emekli ve ihtiyaç sahiplerine Nilüfer’de yaptıkları gibi Halk kart uygulamasına büyükşehirde de geçeceklerine dair bilgi vermiş. Bu arada Üniversite ile hava kirliliği dahil iş birliğinden de söz etmiş. Az daha unutuyordum; seçim vaatleri arasında suya indirim olduğu için, ilk icraat olarak abonelerin faturasına yüzde 25 indirim kararı aldırmış. İyi mi kötü mü bilemedim bu indirim! Bildiğim kadarı ile, belediye başkanları genellikle BUSKİ gelirlerini adeta kredi veren bir banka gibi kullanır da…Neyse, demek ki başkan hesabını yaparak bu hamleyi gerçekleştirmiş. Bize de bol bol çeşme suyundan faydalanmak düşer.

Gerisi önemli değil. Nerede kalmıştık?

Başkan Bozbey yaygın medyaya mensup o gazetecinin “Nasıl bir belediye devraldınız?” sorusuna da çok önemli bir yanıt vermiş; “ En geç mazbata alan belediye biz olduk. Son iki haftada belediyede neler yapıldığını bilmiyoruz. Bayram tatili sonrası geniş kapsamlı bir inceleme başlatacağız.”

Şimdi bu yanıtı nasıl yorumlayabiliriz. Aklıma ilk gelen “turpun büyüğü heybede her halde…” demek oldu!

Tamam işte bu da zamanın ruhuna çok uygun bir davranış. Ama işin bir başka yanı da var. Aynı Bozbey’in bir yerel gazetedeki haberinde ise bu konulara hiç değinilmemiş !Sadece Belediye Meclisi toplantısındaki seçimlerin sonucu verilmiş. AKP ve MHP’nin üye sayısı CHP’den fazla olmuş ki, Belediye Meclisinin başkanvekillikleri başta olmak üzere, önemli görevlere muhalefet partilerinin temsilcileri seçilmiş. Sonuç; 6 aylık bütçenin son 3 ayda bitirilmesinden de bu haberde tek bir satır yok. Ben bu gelişmelerin tümüne birden “zamanın ruhu” diye bakmak istiyorum en doğru yol bu olsa gerek !

Maden faciası teleferik kazasına karşı !

Zamanın ruhu, olumsuzlukları da bir biri ile çarpıştırıyor. Yıllarca, Erzincan’ın İliç ilçesinde, hava, su ve toprağa acımasızca zarar veren, buna karşın 9 çalışanın milyonlarca metreküp zehirli yığın altında kaldıktan sonra gündeme gelen bu doğa faciası, bu kez Antalya’daki teleferik kazasının rakibi oldu. İliç’teki maden şirketinin iznine imza atan, evin sevimli oğlu Murat Kurum hem başkanlığı kaçırdı, hem de bu talihsiz olayın vebali altında kaldı ama o kadar... İktidar cenahı da bundan çok muzdarip oldu doğal olarak…

A, o da ne Antalya’da, hem de CHP belediyesinin bulunduğu bir yerde bir teleferik kazası az daha küçük kıyamete yol açacaktı. Karşı cenah hemen harekete geçti bayram hediyesi bu kaza ile! Kıyaslamalar, Muhittin  Böcek’i suçlamalar, denetleyici şirketin bağlı olduğu yer konusunda tartışmalar falan gırla gitti… Sonunda tutuklananlar arasında, Kepez belediye başkanı davardı. Gerekçe, başkanlıktan önce teleferik sisteminin denetiminden sorumlu şirketin müdürü imiş galiba… Ama ondan sonra başka bir müdür de görev yapmış ve ona dokunulmamış nedense... Aynen Çorlu tren faciasında olduğu gibi…İliç’te yaşananlar  gibi…Suçlar birbirine benziyorsa, İliç’e Çevre Bakanı olarak olumlu rapor veren Kurum kardeşimiz neden tutuklanmadı? Çok abuk bir soru değil mi? Kendim yazdım, kendim cayıyorum  bu örnekten ! Benim yapabileceğim, teleferik olayı ile İliç’in kıyaslanmasına ancak zamanın ruhu diyebilmek olur.     Bu durumu anlatacak daha güzel ve eski bir tamlamamız var aslında.., Büyüklerimiz benzer olaylar için “Tencere dibin kara, seninki benden  kara “  derlerdi. Galiba zamanın ruhu yine iş başında !

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.