Yunan devleti istiklalini kazandığı 1830 yılından sonra adayı ilhak edebilmek için her yolu kullandı.

Bu işi tek başına yapamayacağını bildiğinden sürekli olarak adadaki hıristiyan tebaanın baskı altında olduğu yalanı ile büyük devletleri kışkırttı.93 harbinden yenilgi ile çıkan Osmanlı 1878’de Halepa şehrinde Avrupa devletlerinin konsolosları huzurunda “Halepa muahedesi” diye bilinen sözleşmeyi imzalamak zorunda bırakıldı.Sözleşme ile Girit meclisi 49 hıristiyan 31 müslüman üyeden oluşacak, resmi yazışmalarda Türkçe ve Rumca birlikte kullanılacak,gümrük harçları tütün ve tuz gibi inhisar altındaki maddelerden alınacak vergilerin yarısı doğrudan ada yönetimine aktarılacak bu para ile yol, liman, hastane,okul, gibi adanın kalkınmasına yönelik imar çalışmaları yapılacaktı.

Bu gelişmeler adanın Yunanistan’a bağlanması için çaba sarfeden Rumları daha çok cesaretlendirdi.1888 Şubat ayında Rumlar Türk mezarlıklarına saldırıp tahrip etmeye ve Türk köylerini basmaya başladılar.Sultan Abdülhamid adaya 35.000 kişilik bir asker yığınağı yaptı artık Girit’te bitmeyen bir ayaklanma başlamıştı.Adaya Kara Teodoripaşa,Yanko paşa gibi Rum asıllı valilerin atanması bile bir işe yaramıyordu.1897’de Yunanistan Girit’i büyük bir isyan ile kendine bağlamaya çalıştı.Yunan ordusu Teselya sınırından Türk topraklarına saldırdı, işin acı tarafı Türk topraklarındaki Rumlar savaşmak için İstanbul İzmir gibi büyük şehirlerdeki Rum kiliselerinde toplanıyor gönüllü asker olarak kayıtlarını yaptırdıktan sonra İngiliz, Rus bandıralı gemilerle pire limanına nakil olunuyorlardı ve Osmanlı devleti bu konuda hiçbir şey yapamıyordu.İzmirkordonboyunda ellerinde Yunan bayrakları ile nümayiş yapan kalabalıklar karşısındaki zaptiye kuvvetlerine vali Kamil paşa geri çekilin emri vermişti.Ethem paşa komutasındaki Türk ordusu Dömeke kalesini feth edip Atina’ya giden yolu açınca Yunan ordusu ağır bir yenilgi aldı ve kaçmaya başladı  Yunan veliahd prensi Konstantin’in karısı Prenses Sofia kardeşi olan Alman imparatorundan ve kuzeni İngiliz kraliçesi Viktoria’dan yardım istedi.İngiliz Alman baskısı ile savaş sona erdirildi.1897 Aralık ayında 6 büyük Avrupa devleti Osmanlı ve Yunan devletlerini masaya oturttu.Girit için çıkan savaşta Yunan ordusu ağır bir mağlubiyet almış olmasına rağmen, Girit Osmanlı devleti içinde muhtar bir vilayet olacak, bütün vergiler adaya aktarılacak,Hıristiyan bir vali tarafından yönetilecek ve Türk askeri adadan çekilecekti.

Kesin Türk zaferi ile biten bir savaş sonunda 24 senede aldığımız Girit 24 saatte diplomatik bir oldu bitti ile fiilen elimizden çıktı gitti.24 Mart 1905 yılında Milli meclis kuruldu ve Türk katliamı başladı Türkler canlarını kurtarmak için Girit’i terk ettiler.10 Ağustos 1913‘te Bükreş antlaşması ile Girit resmen Yunanistan’ın oldu.