Organizmanın, suçluyu fark etmede en önemli veri olduğunu savunan Lombroso, uzak akrabalardan gelen yapısal özelliklerin (atavizm), çeşitli akıl hastalıklarının yanında, suç işleme eğilimini de kuşaktan kuşağa aktardığını söylüyordu. Akıl hastalarının “tedavisi”nde kapatmayı savunanlar gibi fiziksel bozuklukların giderilmesini öngören bir “ıslah” yöntemi geliştirdi.Lombroso’nun fikir ve “bilimsel” görüşlerinin temelinde on dokuzuncu yüzyılın sonunda rastladığımız ve yirminci yüzyılda boy veren bir ırkçılık ve ojeni anlayışı vardı.
Lombroso, psikiyatri, Sosyal Darwinizm, fizyonomi gibi disiplinleri harmanlayarak suçlunun fiziksel özelliklerinden karakter tahlili yaparak potansiyel suçluları belirleyen bir teori geliştirmişti. “Teori”, “suçlu doğan” kişinin bu özelliğini sonraki kuşaklara aktardığı ve fiziksel yapısının onu tanımaya yeteceği üzerine kuruluydu. “Fiziksel bozuklukları bulunanlar suç işlemeye eğilimlidir. Tanrı, suça meyilli insanları fiziksel asimetriyle işaretlemiştir” diyordu. Hatta ona göre, suç işlemeye yatkın insanlar kafa yapısından hemen tanınabilirdi.Lombroso, suçlu insanların kişisel durumlarını izlemek için suç işleyip hapishaneye bile girmiştir. İncelemelerinde örneğin, dolandırıcılık suçu işleyen insanların genellikle kısa boylu ve şişman olduklarını eğer bu tipe uygun değilse dolandırıcıların birçoğunun gözlerini kırpmak gibi çeşitli tiklere sahip olduğu gibi sonuçlara varmıştır.Lombroso suçluların ayak parmakları arasındaki boşluğun suçlu olmayanlara göre 3 mm daha geniş olduğunu saptamış suçluların vücutlarındaki kıl miktarını dahi hesaplamıştır.
Lombroso, “doğuştan suçlu” kavramını geliştirdi. bir tür biyolojik determinizm yoluyla evrilerek, suçun özgür irade ile değil, biyolojik olarak belirlendiğini iddia etti. Suçluların suç işlemeye karşı içlerinde karşı gelemeyecekleri bir dürtü ile dünyaya geldiklerini düşünüyordu. Darwin'in evrim teorisinden etkilenmiş olan Lombroso'ya göre suç, doğum ve ölüm gibi doğal bir olaydı, ancak suçlu anormaldi. Lombroso’nun teorisinin çıkış noktası, bir İtalyan suçlunun cesedine otopsi yaparken oluştu. Suçlunun kafatasına bakarken maymunların kafataslarına benzer bazı özellikler fark etti. Orduda gönüllü olarak çalıştı, 3000 askeri gözlemledi ve fiziksel farklılıklarını ölçtü. suç işlemeye eğilimli bireyleri tanımlamak için bilimsel bir yöntem geliştirdi. Lombroso, "suçlu doğan"ların anatomik özelliklerini şöyle tanımlıyordu. Büyük çene, düşük eğik alın, çıkık elmacık kemikleri, basık veya kalkık burun, büyük kulaklar, etli dudaklar, kısık gözler, yetersiz sakal veya kellik, uzun kollar, ağrıya karşı duyarsızlık. Potansiyel suçluları dört gruba ayırmıştı.
Birinci grup,suçlu doğanlar, yani fiziksel özellikleri ile ayırt edilebilenler.
İkinci grup, akıl hastası olanlar. Paranoyaklar, zeka geriliği olanlar, alkolikler .
Üçüncü grup rastgele suçlular yani fırsat bulduğunda suç işleyenler.
Dördüncü grup tutku suçluları. Aşk, onur, kızgınlık gibi duygularla suç işlemeye eğilimi olanlar.
Lombroso, bu tür insanlara baştan bir şey yapılmamasını, ama dikkatle takip edilmelerini ve suç işlemeye yönelik en küçük hareketlerinde derhal ömür boyu sürgüne gönderilmelerini tavsiye ediyordu. Onun düşüncesine göre ancak bu yolla suçları önlemek mümkün olabilirdi. Irkçılığın yükselişte olduğu bir yüzyılda yaşayan ve uzun yıllar akıl hastanesinde çalışmış bir psikiyatr olarak Lombrosso'nun çalışmaları biyolojik yapı ve suç arasındaki bağlantıları keşfetme yolunda çağdaş yaklaşımlara öncülük etmiştir. Ona göre suç biyolojik ve sosyal sebebler sonucunda ortaya çıkan bir olguydu.Her ne kadar kendisi sonradan görüşlerinde aşırıya kaçtığını itiraf etse de iddialarından vazgeçmedi onun görüşleri üstüne temellendirilen Nörobiyoloji bilime pek çok katkı sağladı günümüzde onu ırkçılıkla suçlayanlar olduğu gibi Kriminoloji biliminin kurucusu olarak kabul edip 1860 yıllarında geçekleşen bir kazayı örnek olarak verenler de var. 1800’lü yılların ortasında demiryolunda işçi olarak çalışırken geçirdiği kazada bir demir çubuğun çenesinin altından girerek başının üstünden dışarı çıkan ve kaza sonrasında hayatta kalan ancak kişiliği tamamen değişen; kazadan önce ciddi, sorumluluk sahibi, enerjik ve çalışkan bir insan iken kazadan sonra sorumsuz, saldırgan ve neredeyse ahlaksız denilebilecek bir insana dönüşen Phineas Gage’in değişimi hala açıklanamıyor. Bilinen tek şey, kazada Phineas Gage’in orbitfrontal korteksinin paramparça olduğuydu.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KENAN TEZ
DOĞUŞTAN SUÇLULAR
Organizmanın, suçluyu fark etmede en önemli veri olduğunu savunan Lombroso, uzak akrabalardan gelen yapısal özelliklerin (atavizm), çeşitli akıl hastalıklarının yanında, suç işleme eğilimini de kuşaktan kuşağa aktardığını söylüyordu. Akıl hastalarının “tedavisi”nde kapatmayı savunanlar gibi fiziksel bozuklukların giderilmesini öngören bir “ıslah” yöntemi geliştirdi.Lombroso’nun fikir ve “bilimsel” görüşlerinin temelinde on dokuzuncu yüzyılın sonunda rastladığımız ve yirminci yüzyılda boy veren bir ırkçılık ve ojeni anlayışı vardı.
Lombroso, psikiyatri, Sosyal Darwinizm, fizyonomi gibi disiplinleri harmanlayarak suçlunun fiziksel özelliklerinden karakter tahlili yaparak potansiyel suçluları belirleyen bir teori geliştirmişti. “Teori”, “suçlu doğan” kişinin bu özelliğini sonraki kuşaklara aktardığı ve fiziksel yapısının onu tanımaya yeteceği üzerine kuruluydu. “Fiziksel bozuklukları bulunanlar suç işlemeye eğilimlidir. Tanrı, suça meyilli insanları fiziksel asimetriyle işaretlemiştir” diyordu. Hatta ona göre, suç işlemeye yatkın insanlar kafa yapısından hemen tanınabilirdi.Lombroso, suçlu insanların kişisel durumlarını izlemek için suç işleyip hapishaneye bile girmiştir. İncelemelerinde örneğin, dolandırıcılık suçu işleyen insanların genellikle kısa boylu ve şişman olduklarını eğer bu tipe uygun değilse dolandırıcıların birçoğunun gözlerini kırpmak gibi çeşitli tiklere sahip olduğu gibi sonuçlara varmıştır.Lombroso suçluların ayak parmakları arasındaki boşluğun suçlu olmayanlara göre 3 mm daha geniş olduğunu saptamış suçluların vücutlarındaki kıl miktarını dahi hesaplamıştır.
Lombroso, “doğuştan suçlu” kavramını geliştirdi. bir tür biyolojik determinizm yoluyla evrilerek, suçun özgür irade ile değil, biyolojik olarak belirlendiğini iddia etti. Suçluların suç işlemeye karşı içlerinde karşı gelemeyecekleri bir dürtü ile dünyaya geldiklerini düşünüyordu. Darwin'in evrim teorisinden etkilenmiş olan Lombroso'ya göre suç, doğum ve ölüm gibi doğal bir olaydı, ancak suçlu anormaldi. Lombroso’nun teorisinin çıkış noktası, bir İtalyan suçlunun cesedine otopsi yaparken oluştu. Suçlunun kafatasına bakarken maymunların kafataslarına benzer bazı özellikler fark etti. Orduda gönüllü olarak çalıştı, 3000 askeri gözlemledi ve fiziksel farklılıklarını ölçtü. suç işlemeye eğilimli bireyleri tanımlamak için bilimsel bir yöntem geliştirdi. Lombroso, "suçlu doğan"ların anatomik özelliklerini şöyle tanımlıyordu. Büyük çene, düşük eğik alın, çıkık elmacık kemikleri, basık veya kalkık burun, büyük kulaklar, etli dudaklar, kısık gözler, yetersiz sakal veya kellik, uzun kollar, ağrıya karşı duyarsızlık. Potansiyel suçluları dört gruba ayırmıştı.
Birinci grup,suçlu doğanlar, yani fiziksel özellikleri ile ayırt edilebilenler.
İkinci grup, akıl hastası olanlar. Paranoyaklar, zeka geriliği olanlar, alkolikler .
Üçüncü grup rastgele suçlular yani fırsat bulduğunda suç işleyenler.
Dördüncü grup tutku suçluları. Aşk, onur, kızgınlık gibi duygularla suç işlemeye eğilimi olanlar.
Lombroso, bu tür insanlara baştan bir şey yapılmamasını, ama dikkatle takip edilmelerini ve suç işlemeye yönelik en küçük hareketlerinde derhal ömür boyu sürgüne gönderilmelerini tavsiye ediyordu. Onun düşüncesine göre ancak bu yolla suçları önlemek mümkün olabilirdi. Irkçılığın yükselişte olduğu bir yüzyılda yaşayan ve uzun yıllar akıl hastanesinde çalışmış bir psikiyatr olarak Lombrosso'nun çalışmaları biyolojik yapı ve suç arasındaki bağlantıları keşfetme yolunda çağdaş yaklaşımlara öncülük etmiştir. Ona göre suç biyolojik ve sosyal sebebler sonucunda ortaya çıkan bir olguydu.Her ne kadar kendisi sonradan görüşlerinde aşırıya kaçtığını itiraf etse de iddialarından vazgeçmedi onun görüşleri üstüne temellendirilen Nörobiyoloji bilime pek çok katkı sağladı günümüzde onu ırkçılıkla suçlayanlar olduğu gibi Kriminoloji biliminin kurucusu olarak kabul edip 1860 yıllarında geçekleşen bir kazayı örnek olarak verenler de var. 1800’lü yılların ortasında demiryolunda işçi olarak çalışırken geçirdiği kazada bir demir çubuğun çenesinin altından girerek başının üstünden dışarı çıkan ve kaza sonrasında hayatta kalan ancak kişiliği tamamen değişen; kazadan önce ciddi, sorumluluk sahibi, enerjik ve çalışkan bir insan iken kazadan sonra sorumsuz, saldırgan ve neredeyse ahlaksız denilebilecek bir insana dönüşen Phineas Gage’in değişimi hala açıklanamıyor. Bilinen tek şey, kazada Phineas Gage’in orbitfrontal korteksinin paramparça olduğuydu.