Sosyal medyanın çok fazla avantajı olduğu aşikâr, ancak göz ardı edilen onlarca dezavantajı mevcut.

Hayatlarını takipçilerinin gözü önünde yaşayan ‘ünlüler’, takipçilerinin görüşlerini etkileyip, akıllarını bulandırabiliyor.  En kötüsü ise, gözden düşen, gündeme gelmekte zorlanan kişilerin, varoluşunu hatırlatmak için yaptıkları medya maymunluğu. Ben de buradayım, yok olmadım mesajı vermek adına sosyal medyada yaptıkları şaklabanlıklar; keşke bu güruhun bir daha ‘ünlü’ olamaması için takipçilerine ders olsa.

Pandemi zamanında ise, gündemde bir yer edinmek isteyen bu güruh, hiçbir kanıtı olmayan, bilimsel bir araştırmadan geçmemiş, mantık süzgecinden geçip arınmamış ‘bilgileri’ paylaşıp halkı zehirlemekte.

Sosyal medya bu bağlamda son derece zararlı bir platform haline gelmiştir. Daha öncelerinde, anonim kişilerin paylaştığı zehirleyici, yanlış yönlendirici bilgileri şu an toplum tarafından tanınan, belli çevrelerce sevilen kişiler paylaşmakta ve bir takipçi kitlesinin aklı bulanmaktadır.

Bir insanın bilgisini sadece almış olduğu eğitim, okuduğu üniversite, okuduğu kitaplar belirlemez muhakkak, lâkin, böylesine ciddi bir pandemi durumunda toplum tarafından tanınan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’nın çıkıp da koronavirüs diye bir hastalık yoktur, gözümle görmediğime inanmam demesi halkı uçuruma sürükler.

Ve de öyle oldu. Uçuruma sürüklendik, açıklanan vakalarda zirveyi yakalamak için yarışıyoruz adeta. Bilimsel araştırmalar sonuç verdi ve birçok farklı ülkenin firmaları umut olacak aşıyı buldular. Şimdi de topluma mâl olmuş Sarı Çizmeli Mehmet Ağa çıkıp da diyor ki; ben aşı olmayacağım, bunlar derin devletler tarafından planlanan senaryolar, aşı olmayın ve oldurmayın.

Madem ki büyük oyunu bu tarz yarım akıllı güruh bozdu. Peki soralım onlara, bu tarz cümleleri dile getirirken dayandığınız kaynaklar nelerdir? Bilime sığınmadığınız ortada, peki sizin dayanak aldığınız, sırtınızı dayadığınız kanıtlar nelerdir?

Ve böyle bir soru sorulduğunda elle tutulur, gözle görülür bir kaynak asla sunulamaz. Bilime inanmayan, bilimi kendine düşman edinen kimsenin tutunacak başka bir dalı yoktur.

Üzücü olan kısım ise, belli bir kesimin sevip saydığı bu tarz kişiler, vatandaşları zehirlemeye çalışmakta ve algı operasyonu ile ülkede yaşanan can kayıplarını arttırmaktalardır.

Koronavirüs, pandemi tabii ki de birçok can aldı ve almaya devam ediyor, ancak koronavirüsten daha tehlikeli bir şey varsa; o da cahillerin egemen olup insanları yanlışa sürüklemesidir.