İkinci Sultan Murad,İkinci Kosova savaşında zaferden sonra birçok İmar çalışmaları yaptıran Sultan Hazretleri Murad-ı Sani erbabı tasavvuftan olduğu gibi, bir teftişten sonra dönerken Edir nede bir Köprü başında, kendisine hürmet ve muhabbet dolu bakışlarla gözlerinin içi gülen Aksakallı yaşlı bir zat 2. Sultan Murad'a seslendi: < Ey Padişah-ı Cihan halin nicedir? Haydi, hazırlan vakit kalmamıştır, Hakka yürümeye artık hatalarına bir hata daha eklememeye çalış! Kapın a gelmek üzeredir ecel... Artık işin Tövbeye dönmektir... Mealindeki sözlerle ancak sırrı merte be sahiplerinin sözlerine has olan bu beyan, Sultan Hz.lerini seccadesine oturtup, bilerek bilmeyerek işlediği hatalarına tövbe ettirdi. Beraberinde yanında yürüdükleri Mühendis Sarıca Paşa ve İshak Paşaya Sultan Murad seslenenin kim olduğunu sorduğunda, aldığı cevab:< Hz. Emir' in Tekkesinde yetişmiş, nüfusu safiye sahibi olduğunu beyan ettiler idi. Tahtını ve tâcını Sultan 2.Mehmed'e terk ederken, ona münasip müsteşarlar tâyin etti. Manisa'ya uzlete çekildi. ne var ki, sulhun imzasının daha haftası dolmadan, Alman imparatorunun ve Papa'nın, karamanoğlu'nun elçilerinin kışkırtmasıyla Macar Kralına sözünden cayması teşvik edildi. Vakıa Yanko Hünyadı, her taraftan gelip toplanmış olan Hıristiyanlarıyla, Bulgar Stanislil gibi basıp ve ortaya kadar geldi. Ancak birdenbire Sultan2. Murad-ı Gâzi'nin Manisa'dan koşarak gelip iki saat yerde ordu kurmasının haberi gelmesiyle düşmana vahime gelmişken, Var na Marake-i Meşhuresinde hemen hepsi kahrolunup, Macar kralının başı ve ahd u peymanı ile imza etmiş olduğu sulh antlaşması mızrak ucunda gezdirildi. İslâm zaferinin encamı düşman or dusunda hesapsız mal ve ganimet bulup, Yanko ise, meyus olup,firar eyledi.(848h./1444m.) Sultan Gâzi; Cihad-ı Ekberden sonra yine Manisa'ya döndüğünde, Murad Hân'ın dirayetli iktid arına alışmış asker zorbalığa başladığından, vezirler, padişahın taht da devam etmesini istediler.(849h./1444m.)Sultan Murad-ı Sâni bunu kabul ettiği gibi hemen devlet işlerini yeni nizam namelerle takviye etti. Padişah-ı âlem, Mora'ya uzanıp, Akhisar'daki Arnavutları tedip etmeye vardı. Ancak İskender Bey, cesurâne bir savunma göstermekteydi.(850 h./1446m.) Macar Kralı Yanko da, Avrupa Meliklerini Osmanlıdan öcalmak için davet ediyordu. Sultan Murad,tahta yeni den geçmiş olduğundan hemen üzerlerine gitti ve Kosova'da iki büyük müsademe vuku buldu. Bunun neticesinde düşmanın tamamı toprağın adetâ içine geçtiler.(852h./1448m.)Sultan Murad fırsat buldukça İskender Bey üzerine kuvvet gönderdiyse de, kesin bir neticeye vâsıl olunamadı. Sonunda bu inatçı Arnavut Bey'in üzerine bizzat gitmeye karar verdi ve ilk hamle olarak da, Akhisar ve Debre' yi gözüne kestirdi. Takvimler (853h./1449m.)tarihini gösterirken dağların arasında döktürdüğü toplarla padişah, Arnavutluğu hayli sıkı bir muhasaraya ve ateş altına aldı. Hemen ilâve edelim ki, bu topların dökümünde ünlü Osmanlı denizcisi ve mühendisi Sarıca Paşa'nın himmeti pek büyük olmuştur nitekim İstanbul fethi için dökülen toplarda Macar Urban Usta'dan çok daha fazla hisse sahibi yine Sarıca Paşadır. Cenab-ı Hak bu kuluna verdiği uzun emri demek ki bu hayırlı işleri görsün diye vermiş olmalı. (854h./1450 m.)tarihinde Rum Kayseri öldü haberi padişaha ulaştı. Bunun üzerine Sultan 2.Murad Bizans tahtına Kostantin Paleologo su çıkartmak üzere gitti. Kostantin'i tahta çıkardıysa da, çok geçmeden 855h./1451m. Tarihinde dâr-ı bekâya intikal etti. Sultan Murad Han, devrinin en mühim tarafı İslâmların 2.Kosova zaferini de kazanmış olmaları Balkanların İslâmlaşmasına tam yol verilmesidir. Anadolu'nun büyük ve faziletli sülâleleri Balkanlarda ele geçirilmiş beldelere iskân olunup, o bölge ahalisinin gönüllerini fethetmek, karşılıklı saygıya dayanan ve asla kimseyi zorla Müslüman yapma ma tutumu herkesin takdirini hâtta bu hoşgörülü davranış hasebiyle nice Hıristiyansın kendi mantık, akıl ve temsili başarılı yapan Müslümanların yanına geçip hak dine girmeleri sağlanmıştır. Sultan Murad son derece merhametli ve yaradılmışı yaradandan dolayı sevme sözünü bir kalıp olarak değil bütün esasıyla benimsediğinden herkes kendisine güveniyor, inanıyor ve emrini yerine getirmeye can atıyordu. Ulemaya başka bir hürmet, Allah(c.c)ün Velî kullarına başka bir sevgi ve bağlılık duyardı. Hacı Bayram-ı Velî'ye sorduğu, Kostantiniye'yi almak bize nâsip midir? Dediğinde cevabın,bizim Köse ile şu küçük şehzadenin işidir demesinden inşirah duyduğu ve sulbünden bir yiğidin peygamber müjdesini hakikat kılmanın sevincini hakk'a yürümeden evvel yaşama lezizini yaşamıştır. Vefatı da adetâ bir keramet hadisesi idi. Saraya giden köprübaşında bir derviş Sultan Murad oradan geçerken seslendi: "Ölümü unutma Ey Murad!"hakikaten ertesi gün vâde bitmişti. Fiemanillah. Kaynak: Büyük Osmanlı Tarihi/Cild 1 Yazan Metin Hasırcı sh.252
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
METİN HASIRCI
FATİH SULTAN MEHMED'İN BABASI 2. MURAD
İkinci Sultan Murad,İkinci Kosova savaşında zaferden sonra birçok İmar çalışmaları yaptıran Sultan Hazretleri Murad-ı Sani erbabı tasavvuftan olduğu gibi, bir teftişten sonra dönerken Edir nede bir Köprü başında, kendisine hürmet ve muhabbet dolu bakışlarla gözlerinin içi gülen Aksakallı yaşlı bir zat 2. Sultan Murad'a seslendi: < Ey Padişah-ı Cihan halin nicedir? Haydi, hazırlan vakit kalmamıştır, Hakka yürümeye artık hatalarına bir hata daha eklememeye çalış! Kapın a gelmek üzeredir ecel... Artık işin Tövbeye dönmektir... Mealindeki sözlerle ancak sırrı merte be sahiplerinin sözlerine has olan bu beyan, Sultan Hz.lerini seccadesine oturtup, bilerek bilmeyerek işlediği hatalarına tövbe ettirdi. Beraberinde yanında yürüdükleri Mühendis Sarıca Paşa ve İshak Paşaya Sultan Murad seslenenin kim olduğunu sorduğunda, aldığı cevab:< Hz. Emir' in Tekkesinde yetişmiş, nüfusu safiye sahibi olduğunu beyan ettiler idi. Tahtını ve tâcını Sultan 2.Mehmed'e terk ederken, ona münasip müsteşarlar tâyin etti. Manisa'ya uzlete çekildi. ne var ki, sulhun imzasının daha haftası dolmadan, Alman imparatorunun ve Papa'nın, karamanoğlu'nun elçilerinin kışkırtmasıyla Macar Kralına sözünden cayması teşvik edildi. Vakıa Yanko Hünyadı, her taraftan gelip toplanmış olan Hıristiyanlarıyla, Bulgar Stanislil gibi basıp ve ortaya kadar geldi. Ancak birdenbire Sultan2. Murad-ı Gâzi'nin Manisa'dan koşarak gelip iki saat yerde ordu kurmasının haberi gelmesiyle düşmana vahime gelmişken, Var na Marake-i Meşhuresinde hemen hepsi kahrolunup, Macar kralının başı ve ahd u peymanı ile imza etmiş olduğu sulh antlaşması mızrak ucunda gezdirildi. İslâm zaferinin encamı düşman or dusunda hesapsız mal ve ganimet bulup, Yanko ise, meyus olup,firar eyledi.(848h./1444m.) Sultan Gâzi; Cihad-ı Ekberden sonra yine Manisa'ya döndüğünde, Murad Hân'ın dirayetli iktid arına alışmış asker zorbalığa başladığından, vezirler, padişahın taht da devam etmesini istediler.(849h./1444m.)Sultan Murad-ı Sâni bunu kabul ettiği gibi hemen devlet işlerini yeni nizam namelerle takviye etti. Padişah-ı âlem, Mora'ya uzanıp, Akhisar'daki Arnavutları tedip etmeye vardı. Ancak İskender Bey, cesurâne bir savunma göstermekteydi.(850 h./1446m.) Macar Kralı Yanko da, Avrupa Meliklerini Osmanlıdan öcalmak için davet ediyordu. Sultan Murad,tahta yeni den geçmiş olduğundan hemen üzerlerine gitti ve Kosova'da iki büyük müsademe vuku buldu. Bunun neticesinde düşmanın tamamı toprağın adetâ içine geçtiler.(852h./1448m.)Sultan Murad fırsat buldukça İskender Bey üzerine kuvvet gönderdiyse de, kesin bir neticeye vâsıl olunamadı. Sonunda bu inatçı Arnavut Bey'in üzerine bizzat gitmeye karar verdi ve ilk hamle olarak da, Akhisar ve Debre' yi gözüne kestirdi. Takvimler (853h./1449m.)tarihini gösterirken dağların arasında döktürdüğü toplarla padişah, Arnavutluğu hayli sıkı bir muhasaraya ve ateş altına aldı. Hemen ilâve edelim ki, bu topların dökümünde ünlü Osmanlı denizcisi ve mühendisi Sarıca Paşa'nın himmeti pek büyük olmuştur nitekim İstanbul fethi için dökülen toplarda Macar Urban Usta'dan çok daha fazla hisse sahibi yine Sarıca Paşadır. Cenab-ı Hak bu kuluna verdiği uzun emri demek ki bu hayırlı işleri görsün diye vermiş olmalı. (854h./1450 m.)tarihinde Rum Kayseri öldü haberi padişaha ulaştı. Bunun üzerine Sultan 2.Murad Bizans tahtına Kostantin Paleologo su çıkartmak üzere gitti. Kostantin'i tahta çıkardıysa da, çok geçmeden 855h./1451m. Tarihinde dâr-ı bekâya intikal etti. Sultan Murad Han, devrinin en mühim tarafı İslâmların 2.Kosova zaferini de kazanmış olmaları Balkanların İslâmlaşmasına tam yol verilmesidir. Anadolu'nun büyük ve faziletli sülâleleri Balkanlarda ele geçirilmiş beldelere iskân olunup, o bölge ahalisinin gönüllerini fethetmek, karşılıklı saygıya dayanan ve asla kimseyi zorla Müslüman yapma ma tutumu herkesin takdirini hâtta bu hoşgörülü davranış hasebiyle nice Hıristiyansın kendi mantık, akıl ve temsili başarılı yapan Müslümanların yanına geçip hak dine girmeleri sağlanmıştır. Sultan Murad son derece merhametli ve yaradılmışı yaradandan dolayı sevme sözünü bir kalıp olarak değil bütün esasıyla benimsediğinden herkes kendisine güveniyor, inanıyor ve emrini yerine getirmeye can atıyordu. Ulemaya başka bir hürmet, Allah(c.c)ün Velî kullarına başka bir sevgi ve bağlılık duyardı. Hacı Bayram-ı Velî'ye sorduğu, Kostantiniye'yi almak bize nâsip midir? Dediğinde cevabın,bizim Köse ile şu küçük şehzadenin işidir demesinden inşirah duyduğu ve sulbünden bir yiğidin peygamber müjdesini hakikat kılmanın sevincini hakk'a yürümeden evvel yaşama lezizini yaşamıştır. Vefatı da adetâ bir keramet hadisesi idi. Saraya giden köprübaşında bir derviş Sultan Murad oradan geçerken seslendi: "Ölümü unutma Ey Murad!"hakikaten ertesi gün vâde bitmişti. Fiemanillah. Kaynak: Büyük Osmanlı Tarihi/Cild 1 Yazan Metin Hasırcı sh.252