Hava Durumu

GEÇMİŞTEN GELECEĞİMİZE

Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2022 16:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2022 16:41

Bu kitleyi asliye güneşi,kitlei asliye etrafındaki halk adan meydana gelen küreler,seyyarat-ı arz’dan, yani dünyadan ayrılan parça da, kamer’dir. Mesaliki Şem simizin şu hali milyonlarca asırlar zarfında meydana gelebilmiştir. Arz, o zamanlar gayet sıcak bir halde ol duğu için üzerinde 100 derece sıcaklık olup,dünya’nı nda, etrafını kuşatan buharlar,akıcı bir mai haline gel irler,dünyanın üzerine dökülür böylece göller,nehirle r,denizler oluşmuştur. Bu buhardan oluşan su,dünya üzerine gayet sıcak haldeyken döküldüğünden birç ok cisimleri hal etmiş, bu esnada dünyanın kışır deni len kabuk kısmı gittikçe katılaşmış fakat dünyanın m erkezi yine ateş(mağma)halinde kalmıştır.

Özetlersek,dünya üzerinde 100m.derinliğe inilirse, sı caklığın 2 derece,1000 metrede 20 derece,1000 met rede 20 derece,100 Km.de 2000 arttığı ve bu derece sıcaklık en sert kayalıkları bile eritip, mayi haline ge tirdiği görülür ki, bu da dünya’nın kabuğunun 100 kil ometreden fazla kalınlıkta olmadığını ispat eder.

Dünya’nın dış kabuğu da denilen sathı bu tarzla teşe kkül ettikten,sonra hava ile su, kışr yani dünyanın ka buğunu değişikliğe uğramasına çok yardım etmiştir. Dünyamız güneşle ısınır. Bundan dolayı da,(25)deniz

Suları buharlaşarak,hevay-ı nesimi yani soğuk rüzga rlar içini savd etmiş, fakat dünya yuvarlak olduğu iç in güneş dünyanın her tarafını aynı şekilde ısıtamam ıştır. Soğuk hava kitlelerini, sıcak hava kitlelerinin b ulundukları yere sevk etmiş bu sebeple rüzgarlar me ydana gelmiştir. Dünya’nın dış kabuğu böylece meyd ana gelmiştir.(26)Bu gelişten sonra dünya’nın tabaka ları nazariyesine göre dört devir geçirilmiştir. 1. Devir ,2. , 3. , ve 4. Devirler olarak adlandırılırlar.

Dünyanın Tabakaları

Birinci dönem de diyebileceğimiz,ilk devir dünya üze rinde hayatın çıkışı ile başlar. O zamanlardaki yaşay an hayvanlar, şimdi bildiğimiz hayvanlardan büsbüt ün başkaydı. İlk döneme ait müstehase(fosil)lerden anlaşıldığına göre bu hayvanlar şimdi olmayan hayv anlardı. Kurbağa benzeri bazı hayvanlar, 1.dönemin sonlarına doğru ortaya çıkmışlardı. Hayvanların hay licesi ilk dönemde zuhur eylemişlerdi.

İkinci dönem de,dünya kabuğunun sükunu,yani oluş umunu tamamlamasını müteakip artık büyük patlam alar olmadığı görülmüştür. Sürüngen hayvanlar ile b alıklar bu dönemin sonlarına doğru da kuşlar, meyda na çıkmıştır. Bu dönemdeki hayvanların şekilleri daha muntazamdır.

3. devir dediğimizde ise, meydana gelen değişiklikler daha çokcoğrafi yapı ile alakalı olarak cereyan etmi ştir. Alp, Pirene, Himalaya dağları bu dönemin görül düğü ve memeli hayvanlarında aynı dönemde oluştu ğu tespit edilirken çiçekler ve hurma ağaçları, kemik li balıklar, kertenkeleler, kaplumbağalar, gergedanlar da aynı dönemin görülenleri olmuşlardır. Yinebu 3.dö nem de, dünya’nın tabakasının tetkikini yapan alimle rin görüşüne bakılırsa, müjdelenen insan, insanların ortaya çıkacağına delalet edecek hayvanların bu dö nemde peyda oldukları görülmüştür. Biraz açarsak, insanların ileride zaptu raptına girebilecek hayvanla rın zuhur etmesi, ben-i beşerin, insaniyetin çıkacağı na işaret olmuştur. Bugün dünyada yaşamakta olan hayvanlar 3.dönemde hayat bulmuşlardır.

Dördüncü devir veya son dönem olan 4. dönem ise, hayat yani yaşamak noktai nazariyesinden dünya üz erinde ilkdefa insan olarak ortaya çıkışı, dünyanın ta bakaları noktai nazarından ayrılıp,cümudiyeler(buzul lar)ın ortaya çıkmasıdır. Bu dönem dünya kabuğunun enson tekamülünden ibarettir. 3. ve 4. dönemlerin ba şında Alp, Pirene dağları üstünde birçok buzullar ded iğimiz cümüdiyeler mevcuttu. Bu cümudiyeler şimdi ki buzullara nisbeten çokdaha iriydiler. Alp dağlarınd aki cümudiyeler, Liyon şehrine kadar istila ederdi. 3.dönem de, püskürmeye başlayan volkanlar günüm üzde de, faaliyettedir. Bu dönemde yaşayan insanlar (27) (resim: Cumudiyeler döneminde geyik avı)avcılık la meşgul idiler. O zaman bilinen hayvanların hepsid e, 4.dönemde de, vardı. Fakat bunların büyüklükleri haylice iriceydi. 4.dönemde,insanların ortaya çıkışıy la dünya tabakalarının kendini bulması sona erer. Art ık o andan itibaren zamanların, tarihi başlamış olur.

Fiemanillah.

Eski Zamanların Tarih Başlangıcı Tarih öncesi başlangıcı, üç döneme ayrılır. Bunlar T aş devri, Tunç devri ve Demir devridir. Bu üç devir es ki zamanların yani tarih öncesi zamanlarda yaşamış insanların kullandıkları aletlere bakarak anlıyoruz. Böylece de,devirlere ayırma yoluna gidilmiş oluyor. Geçmiş her birdevir, birbirine eşit olmamıştır. İhtimal ki; ilk devir taş devri, daha sonraki demir devrinden daha uzun zaman sürmüştür. Her memleket aynı zam anda aynı devri geçirmemiştir. Fakat her memleket Taş devri, Tunç ve Demir devrini geçirerek, medeniy et dairesine girebilmiştir. Mesela Yunanlılar Tunç ve Danimarka vahşileri, taş devrindeyken, Mısırlılar de mir devrine girmişlerdi bile. Hatta zamanımızda Avu stralya vahşilerinden birçok kişi elan taş devrini yaş amaktadır. Bunların oturdukları yerlerde vaktiyle ma ğara adamlarının kullandıkları(28)aletlere benzeyen, çakmak taşlarına, kemik aletlere rastlanılmıştır. Bu bakımdan ilk insanları bölümlere ayırdığımız dönem lerini bütün insanlar için değil, her ülke için ayrı ayrı gözönüne almamız gerekir. Tarih öncesi zamanlara ait yegane vesika sayılanların başında o zamanlar dan kalma enkazlardır. Vesika olarak saydığımız enk az, toprak altından çıkarılan, kemik, taş, tunç, demir, bıçaklar, baltalar, çömlekler, bazı edevattır. 18. asra gelinceye kadar bu enkazlara hiçönem verilmezdi. A ncak 19. Asrın ikinci yarısı sonrasında muntazam bir disiplin içinde kazılar yapma yoluna gidilmiş, çıkanla r tektek incelenip, tetkik edilmiş ve bundan dolayı da, Fransada “Tarih Öncesi Asar-ı Atika Müzesi”adı verilen bir te’sis açılmıştır.

Esasında tarih öncesi eski eserler henüz en iyi şekil de ilmi tetkikten geçirilebilme terakkisine gelineme mişse de, bu ilmin şimdiki(1910’lu yıllar m.h) ilerleyi şi, tarih öncesi zamanlar öncesi hakkında net bir fik ir sunacağı kendini göstermektedir.

TAŞ DEVRİ

İnsanların ilk geçirdikleri dönem,Taş Devridir. Bu dev irden baki kalanlarına dört devrede yapılan arazi çal ışmaları sonunda elde edilmiştir. Fransa’nın ilim ada mlarından Bose Dopret, 1841 senesinde, Som Vadis inde, çakmaktaşından birçok alet ve edevat bulmuş tur. Bu aletleri çıkarmak için, kil, çakıllı kum ,çamur dan meydana gelmiş üç tabakayı kazmaya mecbur kalmıştır. Bu tabaka içinde, öküz, geyik, fil kemikleri meydana çıkmıştır. Keşfiyatın başlangıçtaki durumu gereken alakayı görmemiş olmasıdır. Fakat 1860’da yine, Som Vadisine, seçilmiş bir özel heyet gönderil miş ve bu heyet yaptığı kazılar sonunda çıkan bu ale tlerin insanlar tarafından yontulduğunu kabule mecb ur olmuştur.

Daha sonra Sen Nehri vadisinde, İngilterede, Tuna ve Ren Nehri havzalarında birçok insan kemiği ve be nzer aletlere rastlanmıştır. Bugün bu aletlerin 20 bin sene evvel yaşamış insanlar tarafından yapıldığına şüphemiz yoktur.(29)

KESME TAŞ DEVRİ

Taş devrinden bu güne tarih imine sahip kimselerin “Paleolitik”yani Kesme Taş”devri, Neolitik yani “Cilalı Taş devri”denen iki devire ayırırlar. Bu iki devir biribirnden çok çok farklıdır. Kesme taş devre insanların ilk devridir. Bu dönemin yaşayan insanları, mağaralarda otururlardı. Bu döneme ait tetkiklerde bulunan Mortiye’nin düşüncesine göre,mağaralarda yaşayan insanlar Ren geyiğinle ve Mamut’lar ile aynı zamanda yaşa mışlardır. Fransa’da Madlen mağarasın da,1864’e bulunan fil dişi bunu ispat ediyor. Bu fildişi parçasının üzerinde eğri dişleriyle gayet zarif bir mamut resmi bulunmaktadır. Bu devirde yaşayan insanların boyları uzundu. Fakat şimdiki insanlarca,orta boylu sayılanlardan da pek yüksek değildiler. Derilerinin rengi esmer,tüyleri ise,pek çoktu. Tamamen çıplak gezerlerdi. İklimin latif olmasından dolayı soğuktan müteessir olmaz lardı. Vücutlarının tüyle kaplı olması onları soğuktan muhafaza ederdi. Vakıa bu dönem de yaşayanların deri elbise giymeleri mümkündü. Fakat ellerindeki aletler hayvanların derilerini soyacak derecede mü kemmel değildi. Oturma yerlerini daha çok nehir ve su kenarlarında tercih ederlerdi. Ayrıca yaylalar da oturmaya alışkındılar fakat çok yükseklere oturma ğa çıkmazlardı. Daha sonraları tekamül etmeleri, ken dilerine elbise yapmaya başladıkları görülür.

taş devrinde yaşayan insanlar,genellikle avcı lıkla meşgul olurlardı. Bu avcılıkları kendilerini hayva nlardan korumak değil,gıdalarını temin edip,karınları nı doyurmak içindi. Ençok avladıkları Ren geyiği ile beygirler (atlar)idi. Bu hayvanlar kesme taş dönemin de ehil hayvanlar arasına girmemişti. O dönem yaşa yanları,bu tür hayvanları kendileri için ehlileştirmeyi daha bilmiyorlardı. Yine de bu dönem insanlarında d üşünce ve din hassasiyeti de mevcut değildi. Ne var ki; süslenme zevki çok gelişmişti. Yüzlerini boyarlar, boyunlarına kabuklardan,hayvan dişlerinden yapılm ış ziynetler takarlardı. Dini hassasiyetleri bulunmadı ğından ölülerinede,hürmet etmiyorlardı. Şimdiye ka dar yapılan kazılar da, bunlara dair hiçbir emare bul unmamıştır. Keşif olunan diğer eserler ise, bu insan ların sanatkar kimseler olduklarını göstermektedir. Fiiemanillah. Aziz okurlarım Kurban Bayramımızla beraber nice nice yıllara efendim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.