Hava Durumu

TÂRİH’İN DEVİRLERE TAKSİMİ (2)

Yazının Giriş Tarihi: 02.07.2022 15:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.07.2022 15:27

Ezmine-i kadim de,yani en eski zamanda dünya’yı ilk defa fenni şekilde tetkik eden Yunanlılardır. Bunların büyük bir gayretle çalışmaları sayesinde, eski zamanları anlama sahifesi ortadan kalkmış,nazari olarak felsefe-i fenniye, vücud, bulmaya, başlamıştır.    Arz’ın yani dünya’nın nasıl teşkil olduğuna dair Yunanlıların en eski inandıklarının neye dayandığı bilinmemektedir. Teşkili avalim yani dünyanın oluşumu hak kındaki en eski yunan fikriyatı, Heredot’un kitabında mevcuttur. Heredot’a göre: evvela Adem, sonra  arz ( dünya)yaratılmıştır. Sema (gökyüzü) dağlar ve denizler dünyadan ortaya çıkmıştır. Fakat bu adem demekten maksad ne olduğu malum değildir. Aristo fan ile Aristo ademi bir fezaya karanlık sayıyorlar. 'Miletli'Anakismandar; dünyanın fenni bir şekilde tetkiki için bir adım atmış sayılabilir. Milat’dan önce 6. asırda dünyanın haritasını yapan Anaksimandır.(21)

Hilkat-ı Alem ve Efkar-ı Kari

Fakat Fisagor’un görüşü, bunların hepsine galiptir. Fisagor,arz’ı dünyanın merkezi sayardı. O zamanlar bu tür düşünceler pek yaygındı. Daha sonra alemin yaratılışı hakkında, Eflatun da bazı görüşler ortaya koymuştur. Bu görüşte hiçbir hakikat olmadığından kabul edilmemişti.

Romalılardan kainatın var oluşu ile meşgul olan tarih çiler pek azdır. Yalnız Lokres, eşyanın tabiatı hakkın da muazzam bir kaside meydana getirmiş,onda arzın teşekkül edişinden bahsederken, deniz, arz ve sem a, yaratılmazdan evvel, kubbe-i kainat, bütün tabiat yeknesak bir manzaraya haizdir. Bu kaba ve şekilsiz, muattal, cansız kitleye adem adı verilmiştir. Şeklinde düşünce ileri sürülmüştür. Yaradılış da, dediğimiz alemin hilkatı ile dünya’nın şekli hususunda Araplar da, Yunanlıların düşüncesine iştirak eylemişlerdir. Arapların fikrince arz yani dünya,kainatın ortasında bir küre’den ibarettir. Hatta Seyyah-ı Şehir Eb’ul Fid , dünya’nın bir noktasından kalkıp aynı istikameti takip eden iki seyyahın bir gün mutlaka karşı karşıya geleceklerini ileri sürmüştür.

Fen İlminin Hakikati

Dünyanın meydana gelişindeki nazariyeler, bu noktaya geldikten sonra, ilim ve bilimin sürekli ilerleyişi,bu problemlerin çözümünde yardımcı olduğu görülmüştür. İlim ve bilim mensubu kimselerin tetkiklerine bak arsak, feza önceleri gayet rakik bir madde ile kaplıydı. Bu maddeye dair bugün bir misal aramak lazım gelse:denilen ecsamı semaviye yani gök cisimlerini göstermek kabildir. Fezaya yapılan cismi tetkik olunursa,bazılarının hafif lekelerden bazılarının,hafif lekelerden,bazılarının da,etrafı bir halka ile çevrili,merkezi bir küreden meydana geldiği görülür. 'Sihabi mazi',diye bunlara denir. " Lisanımız da,” Kahkeşan veya Samanyolu”derler. Bu sihab-ı maziler den 2500 tanesini heyet şinas (yıldız gözetleyici) Şehir Herşil keşf etmiş daha sonra Laplas, bu Sıhab-ı Mazi’ler vasıtasıyla kainat hakkında en doğru bir fikir elde edebilmiştir.(22)                            

Mesleki Şems

Laples’in fikrine göre,şems’imiz de,bir vakitler Sihab-i Mazi idi. Daha sonra bu Sihab-i Mazinin muhtelif kısımları birer küre şeklinde toplanmış ve bu suretle mesalik-i şems meydana gelmiştir. Bu şems şimdilerde güneş dediğimiz arz, yani dünya bunun seyyaresi oldu. Aslında her seyyarenin mahrek(hareket)i birbirin den ayrıysa da, bunlar arasında, bir münasebet vardır. Bütün seyyareler güneş(23)etrafında,bütün peykler (uydular)da, bu seyyarelerin etrafında ve aynı yönde dönmektedirler. Güneş, seyyareler ve uyduları kendi etraflarında da dönerler. Her birinin dönüş yönü aynı istikamettedir.

Buradan da anlaşılıyor ki, mesalik-i şemsiyi yani gün  eşi teşkil eden sihabi mazi, hem hareketli hem de hararet bakımından daha da fazlaydı. Seyyal yani hare ketli bir halde bulunan bu sihabi mazi, gayet soğuk bir feza içindedir. Dönmüş ve sonunda soğuk bir alan da dönen cisim gibi o da gittikçe soğumuştur. Isınan cisimler daima büyür, soğuyan cisimlerse küçülür. Arz yani dünya da, bu sebebe bağlı olarak gittikçe küçülmüş, küçüldükçe dönme hızı artmıştır. Devir sürati çoğaldıkça, kuvvei anal merkeziyesi de artarak ziyadeleşmiştir. O sebepden iledir ki, mahrekten en uzakta bulunan hıza erer. Bu kuvveti merkeziye yardımıyla, asıl kitleden ayrılarak Zühal seyyaresinin hal kası gibi asıl kitlenin çevresinde bir halka meydana getirir. Bu halkanın hızı da,asıl kitlenin seviyesinde olduğundan o da dönmek de devam etmiştir. Esas kitle daima takayyiz eylediği için, hızı artmış, halkan ında hızı artık hiç artmamış,asıl kitleden de büyük olduğu için en önce o soğumuştur. Fakat sema(gökler)tamamen karanlık bir fezadan (boşluk) ibaret değildir. Birçok yerlerinde birer güneş teşkil eden parlak yıldızlar vardır. Bu yıldızların her biri sıcaklık üretirler. İşte; kitlei asliye çevresindeki, halka dan ayrılmış, kendi başına bir küreden de, merkezi kuvvet te’siriyle parçalara ayrılarak peykleri meydana getirdiler. İşte bu şekilde; merkezi bir kitle-i asliye et rafında birçok küre’ler oluşmuştur. Kitlei asliyeden ayrılan parçalar küçük olduklarından, tasallup(sertle ip katılaşma)etmişler,kitleyi asliye ise gayet büyük olduğundan nar-ı beyza (akkor)halinde kalmıştır. Yine arz, yani dünyadan ayrılan parçada gayet küçük olduğundan derhal tasallup göstermiş yani sertleşip /katılaşma olmuştur. İşte(24)Fiemanillah. Devam edecek.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.