Buna karşılık Bandırmaspor’un sahanın her bölgesindeki baskısı, Bursaspor’un oyununu zora soktu.

Kanatlardan gelen toplarla gol arayan Bursaspor bu fırsatları ilk yarı boyunca değerlendiremedi.

Rakibin tek hedefi kontra top ile gol bulmaktı. Sonunda bu fırsatı da yakaladı ve tecrübeli Feyyaz, hem savunmanın hem de kaleci Canberk’in bakışları arasında topu filelere gönderdi.

İlk yarının son dakikasında gelen bu gol Bandırmaspor’a büyük bir avantaj sağladı.

Ramazan Keskin’in yerine Furkan Emre’nin oyuna dâhil olmasıyla Bursaspor, bu kez rakibinin ilk yarı yaptığı baskılı oyununu uygulamaya başladı ve pozisyonlar bulmaya başladı.

İki takım arasındaki fark, maçın son bölümlerine doğru ortaya çıkmaya başladı.

Tecrübeli ayaklar özellikle savunmasında durgun futbolu oynarken, Bursaspor daha etkili ve mücadeleci oyununu ortaya koymaya başladı.

 Eren Güler ve Batuhan’ın oyuna dâhil olmasıyla Bursaspor’un mücadeleci gücü ortaya çıktı.

Hele ki maçın son bölümlerinde bütün oyuncuların kendilerine yakışan futbolunu ortaya koymasıyla, önce genç Eren Güler, ilk yarı birçok hatalar yapan Burak’ın asistini gole çevirince, önce beraberlik ve uzatmalarda yine Eren Güler’in golü Bursaspor’daki sevinci zirveye taşıdı.

Sonuç olarak Bursaspor’lu gençlerin ortaya koyması gereken futbol her zaman bu olmalıydı.

Ortaya konulan bu mücadele ise başarıyı getirdi ve 85. dakikadan sonra genç Eren Güler ile bulduğu iki golle, hem galibiyete ulaştı hem de kendilerine olan güveni de kazanmış oldu.

Bu oyun anlayışı sürdürülecek olursa, Bursaspor mağlup olabilir ama en azından gençlerin mücadeleci oyunu ortaya çıkar ve zaman içinde de tecrübe kazanılacağı için bence gençlere olan güven ve cesaret ortaya çıkmış olacaktır.