Türkiye’nin darbeler tarihinde bir dönüm noktası olan, 12 Eylül 1980 Darbesi’nin bugün 44. Yıldönümü bu gün...

Resmi verilere 12 Eylül 1980 darbesinde 650.000 kişi gözaltına alındı.

171’i kişi cezaevlerinde işkence sonucu ölürken, darbe sonunda yaklaşık 300 kişi yaşamını yitirdi.

Ülke tarihinin dönüm noktalarından biri olan bu gün, toplumsal yaşamımızda açtığı yaralarla sıcaklığını korumakta...

Darbeci generallerin parklara, meydanlara, caddelere, kamu binalarına verilen adları çoktan silindi ve varlığını bu darbeye borçlu olanlar bile artık onları hatırlamıyor, çoğu da dünya değiştirdi zaten..!

Faşist Cuntayı oluşturan 5 general yargılanmaları henüz sonuçlanmadan öte dünyaya kaçtı hesap vereceklerini anladıkları için yerinden yurdundan, işinden, canından olan on binlerce 12 Eylül mağduru yaşadıklarını hala unutmamışken...

* * *

Türkiye siyasal tarihini bir ‘darbeler tarihi’ olarak adlandırmak olası...

Uzun süre, ta ki Ak Parti iktidara gelene dek 12 Eylül’le hesaplaşma adına bir adım atılmadan geçiştirildi.

Yahut da 12 Eylül'ün faşist yasalarını ayıklamakta hiç de istekli davranılmadı..!

Gerçi sorumlular yargılandı ama bu cendereden oysa tek bir çıkış yolumuz vardı.

12 Eylül’ün ortaya koyduğu Anayasa ve getirdiği hukuk düzenini baştan aşağı değiştirmek.

Katılımcı demokratik anlayışı egemen kılmak…

Bunun da güvencesi, temel haklarımızı güvence altına alacak bağımsız ve tarafsız, hesap verebilen bir yargıyı da içeren yepyeni bir ANAYASA…

Geçtiğimiz son 20 yılda, AK Parti iktidarları döneminde Anayasa ve diğer yasalarda sayısız kereler değişiklik yapılsa da 12 Eylül yapısından kalan ruh ve faşist zihniyetin tam anlamıyla silindiğini söylemek ne derece doğru bilinmez ama bilinen o ki, 12 Eylül cuntacılarının daha sağlıklarında hesaba çekilmeleri bile yürekleri biraz ferahlatmıştı…

En azından cuntacıları koruyan Anayasa maddesi değiştirildi ve cuntacılar yargı önünde hesap verdi.

* * *

Şimdi yeni bir sivil Anayasa oluşturulmasının tam zamanı artık...

Geride kalan 44 yılda sol ve demokrat laik aydınlar denilenler bu süre zarfında ne yaptı, TV kanallarında, salonlarda boy gösterip 12 Eylül’ü eleştirip kendilerini tatminden öte?

Nasıl bir adım atıp, nasıl bir özeleştiri yaptılar? Bu gün bile yeni Anayasa için ayak diretmekteler!

Oysa darbelere ve darbecilere karşı verilecek en büyük yanıt, demokrasiyi yeniden tesis etmek, eşitliği ve özgürlüğü herkes için daha güçlü istemek değil midir?

Türkiye, demokrasisini kesintiye uğratan 15 Temmuz darbecileri dâhil tüm cuntacılarla bir-bir hesaplaşmak, yüzleşmek ve yeni vesayet odaklarına hiçbir biçimde geçit vermemek zorundadır bu gün...

* * *

12 Eylül faşist darbecileri yıllar sonra yargılanıp, rütbelerinin sökülmesine ve ömür boyu hapis cezası çekmelerine karar verildiğinde Türkiye’de bir daha askeri darbe yapmak isteyenlere karşı büyük bir caydırıcı karar olmuştu bu dava.

“Bir daha darbe girişiminde bulunmak isteyenleri birkaç kez düşündürecek bu karar” diye düşünmüştük..!

Ama ne yazık ki, yapılış tarzı ve sonuçları birbirine pek benzemese de 15 Temmuz’da bir hain bir girişimde daha bulunuldu...

Ama bu kez başaramamışlardı..!