Belediye zabıtaları, Belediye Kanunu ve Belediye Zabıta Yönetmeliği uyarınca pazar yerlerinde denetim yapmakla da görevlidirler.

Eski çağlardan beri varlıklarını sürdüren pazar yerleri önceleri insanların mal alışverişinde bulundukları tek yer iken günümüzde internet, alışveriş merkezleri gibi ortamlara karşın ucuzluk ve mal çeşitliliği nedenleriyle halk arasında halen tercih edilmektedir.

Hatta Alışveriş merkezlerinde sürekli fiyat artışları yapılması gibi saiklerle açık-kapalı Pazar yerleri daha çok tercih edilir görünmektedir.

Pazar yerlerine olan rağbetin günümüzde de eksilmeden sürmesi ve insanların özellikle meyve, sebze, süt, peynir, yoğurt gibi temel gıda gereksinimlerini pazarlardan karşılama eğilimleri, pazar yerlerinin kurulmasından sonra pazar yerlerinin ve buralarda satışa sunulan ürünlerin düzgün denetiminin yapılması zorunluluğunu getirmektedir.

Bu nedenlerle kanun koyucu öncelikle 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’la pazar yerlerinin ne şekilde kurulacağı ve işletileceği konularında düzenlemeler getirmiştir.

Ayrıca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı da 5957 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanarak Pazar Yerleri Hakkında Yönetmelik ile birtakım ek düzenlemeler yapmıştır...

Yani gıda güvenliği ve fahiş fiyat konularında bakanlık yetkilileri ve yerel yönetimler gerekli denetimleri yapmakla görevlidirler...

Ama ne ki, ne açık ve ne de kapalı Pazar yerlerinde, ne Zabıta ne de bakanlık yetkililerini denetim için hiç gören var mıdır?

* * *

Denetimler, salt gıda güvenliği ve fahiş fiyat için değil gürültü ve görüntü kirliliği için de gereklidir.

Çevre sorunları arasında yer almasına karşın niteliği açısından diğerlerine göre daha az önemsenen gürültü kirliliği, kent yaşamında önemli bir sorun olmayı artarak sürdürmektedir.

Gürültü, günümüzde yaşadığımız çevrenin kalitesini ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen önemli bir unsurdur.

Kentleşme ile büyüyen gürültü sorunu, özellikle insan sağlığına verdiği zararlar nedeniyle büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

Birçok farklı alanda görülen gürültünün oluştuğu yerlerden biri de Pazar yerleridir.

Pazarcıların satış yapmak için yüksek sesle bağırmaları artarak sürmektedir.

Tezgahta domates, elmalar, fiyat etiketi de var ve insanlar bunu görüyor ama satıcı avaz-avaz bağırıyor hala..!

Bu konuda yerel yönetimler neden bir şey yapmazlar?

Bu alışkanlıktan satıcılar neden caydırılamaz, anlayabilmiş değilim!

* * *

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; meslek hastalıklarının yüzde 10’u, gürültü sonucu meydana gelen işitme kaybı olarak belirlenmiş.

Gürültü geçici yahut sürekli işitme bozukluklarına, kan basıncının artmasına, dolaşım bozukluklarına, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, ani reflekslere neden olmakta uzmanlara göre...

İnsan eliyle gerçekleştirilen bu gürültü kirliliğine karşı yine insanların önlem alması gerekmiyor mu?

Yasal düzenlemeler olsa da, belediyeler kimi kararlar alsa da uygulamada önleyici etkin müdahaleler olmadığı için bu çirkinlikler sürmekte nedense...

Özellikle hızlı büyüyen kentlerde, mesken ve sanayi alanlarının plansız ve iç içe gelişmesi, trafik yoğunluğunun artması, elektrik, elektronik ve mekanik aletlerin günlük yaşamımıza daha çok girmesiyle gürültüden rahatsızlık artmaktadır ne yazık ki..!

Oysa bunların önlenmesi konusunda yasalar Belediyelere özel görev ve yetkiler vermektedir.

Biraz duyarlılık lütfen..!