Türk Ordusu’nun51 yıl önce Kıbrıslı Mücahitlerle birlikte başlattığı harekâtla Ada'ya barış, istikrar, demokrasi ve huzur gelmesinin ardından yarım asır geçti...
Dün bu harekâtın 51. Yıldönümüydü...
Kıbrıs’ta şimdiki var olan durumun oluşması için 2 harekât gerçekleşmişti...
İlk harekâtın başladığı 20 Temmuz 1974’de Gölcük Dz. Astsubay Sınıf Okulu’ndan mezun olmuş, İnegöl’de mezuniyet iznindeydim.
Bu harekâta bizi çağırmadıkları için katılamamıştık.
Çünkü rütbe töreni için 30 Ağustos bekleniyordu...
20 Temmuz sabahında Kıbrıs Harekâtı'nda Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı birlikler adaya 5 Mil Plajı'ndan (günümüzde Çıkarma Plajı) çıkarma yapmışlardı.
3 gün boyunca (20–22 Temmuz 1974), Türk ve Rum kuvvetleri 5 Mil Plajı'nda çarpışmışlardı...
* * *
25 Temmuz ve 13 Ağustos'ta 1'inci ve 2'nci Cenevre Konferansı'nda Rum ve Yunan taraflarının uzlaşmaz tutumu üzerine ‘Ayşe Tatile Çıksın!’ parolasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, yeniden harekete geçmiş, 14 Ağustos 1974'te 4 numaralı Zafer Harekât Planı yürürlüğe konularak 2'nci Barış Harekâtı başlatılmıştı...
Rütbelerimiz henüz takılmadığı ve görev yerlerimiz belli olmadığı için ne yazık ki bi harekâta da katılamamıştık.
Ne ki, hemen 2. harekât sonrası 30 Ağustos’ta rütbe törenimiz yapılmış ve görev yerimiz de belli olduğu için TCG Zafer Gemisiyle (Muhrip, Destroyer) Top Atış Kontrol Astsubayı olarak harekâtlar sonrası oluşan yeni sınırların korunmasında devriye görevlerinde bulunma şansı elde ettik...
20 Temmuz 1974, Kıbrıs Türkü'nün yalnız olmadığını tüm dünyaya göstermesi açısından önemli bir süreç olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır.
* * *
İlk harekâtta üzüntü verici bir olay yaşanır bilineceği üzere...
Kendi uçuklarımızla yanlışlıkla kendi gemimiz olan Kocatepe Muhribi’nin vurulması olayı..!
21 Temmuz sabah erken saatlerde bir istihbarat gelir; Rodos Adası açıklarında savaş gemileri destekli bir gemi konvoyu Kıbrıs’ın Baf Limanı’na doğru hareket halindedir.
Girne önlerinde bulunan 3 Türk muhribine derhal o tarafa yönelip konvoyu durdurma emri verilir...
Çünkü oralar daha önce savaş bölgesi ilan edilmiş, ‘bölgeye hangi gemi girerse vurulacağı’ dünyaya duyurulmuştur.
Üç muhribimiz oraya doğru gitmeye başlar.
Uçaklarımıza da ‘Baf Limanı yöresinde konvoyu ve bütün yüzer cisimleri vur’ emri verilir.
Sorun da işte bu anda başlamıştır…
Savaş gemilerimizle uçaklarımız arasında haberleşme eksikliği yaşanmaktadır!..
Gemilerde, uçakları doğru hedefe yönlendirecek havacı irtibat subayları yoktur!
Baf’a iyice yaklaşan Kocatepe, benim de 2. Harekâttan sonra 3 yıl görev yaptığım Adatepe ve Mareşal Çakmak muhripleri öğle saatlerinde uçak saldırısına uğrar..!
Gemiler uçakları, uçaklar da gemileri Yunan sanmaktadır!..
Oysa bölgede hiçbir Yunan gemisi yoktur!
Üç muhrip birden isabet alır, haberleşme tümüyle kesilir.
Kocatepe olduğu yerde kalır..!
Adatepe ve M. Çakmak çok isabet almıştır...
Kocatepe ise hareketsizdir…
Mürettebat gemiyi sallarla terk etmiştir.
Kocatepe’de 3 subay, 13 astsubay ve 40 er olmak üzere 56 şehit verilmiştir...
186 kişi de kurtulmuştur...
Çok acı ve hüzünlü bir tablodur kuşkusuz bu!..
Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz…
Dünyadaki bütün savaşlarda özellikle yabancılardan alınan silah ve araç-gereçlerle bu tür hatalar yapılmış, ordular yanlışlıkla kendi birliklerine saldırabilmişlerdir..!
Önemli olan bunların yinelenmemesi, ders alınmasıdır.
Yerli ve Milli araçların geliştirilmesi o açılardan da çok önemlidir.
Şimdilerde yapılan da budur...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Ada’da 51 yıldır süren barış ve özgürlük...
Türk Ordusu’nun 51 yıl önce Kıbrıslı Mücahitlerle birlikte başlattığı harekâtla Ada'ya barış, istikrar, demokrasi ve huzur gelmesinin ardından yarım asır geçti...
Dün bu harekâtın 51. Yıldönümüydü...
Kıbrıs’ta şimdiki var olan durumun oluşması için 2 harekât gerçekleşmişti...
İlk harekâtın başladığı 20 Temmuz 1974’de Gölcük Dz. Astsubay Sınıf Okulu’ndan mezun olmuş, İnegöl’de mezuniyet iznindeydim.
Bu harekâta bizi çağırmadıkları için katılamamıştık.
Çünkü rütbe töreni için 30 Ağustos bekleniyordu...
20 Temmuz sabahında Kıbrıs Harekâtı'nda Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı birlikler adaya 5 Mil Plajı'ndan (günümüzde Çıkarma Plajı) çıkarma yapmışlardı.
3 gün boyunca (20–22 Temmuz 1974), Türk ve Rum kuvvetleri 5 Mil Plajı'nda çarpışmışlardı...
* * *
25 Temmuz ve 13 Ağustos'ta 1'inci ve 2'nci Cenevre Konferansı'nda Rum ve Yunan taraflarının uzlaşmaz tutumu üzerine ‘Ayşe Tatile Çıksın!’ parolasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, yeniden harekete geçmiş, 14 Ağustos 1974'te 4 numaralı Zafer Harekât Planı yürürlüğe konularak 2'nci Barış Harekâtı başlatılmıştı...
Rütbelerimiz henüz takılmadığı ve görev yerlerimiz belli olmadığı için ne yazık ki bi harekâta da katılamamıştık.
Ne ki, hemen 2. harekât sonrası 30 Ağustos’ta rütbe törenimiz yapılmış ve görev yerimiz de belli olduğu için TCG Zafer Gemisiyle (Muhrip, Destroyer) Top Atış Kontrol Astsubayı olarak harekâtlar sonrası oluşan yeni sınırların korunmasında devriye görevlerinde bulunma şansı elde ettik...
20 Temmuz 1974, Kıbrıs Türkü'nün yalnız olmadığını tüm dünyaya göstermesi açısından önemli bir süreç olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır.
* * *
İlk harekâtta üzüntü verici bir olay yaşanır bilineceği üzere...
Kendi uçuklarımızla yanlışlıkla kendi gemimiz olan Kocatepe Muhribi’nin vurulması olayı..!
21 Temmuz sabah erken saatlerde bir istihbarat gelir; Rodos Adası açıklarında savaş gemileri destekli bir gemi konvoyu Kıbrıs’ın Baf Limanı’na doğru hareket halindedir.
Girne önlerinde bulunan 3 Türk muhribine derhal o tarafa yönelip konvoyu durdurma emri verilir...
Çünkü oralar daha önce savaş bölgesi ilan edilmiş, ‘bölgeye hangi gemi girerse vurulacağı’ dünyaya duyurulmuştur.
Üç muhribimiz oraya doğru gitmeye başlar.
Uçaklarımıza da ‘Baf Limanı yöresinde konvoyu ve bütün yüzer cisimleri vur’ emri verilir.
Sorun da işte bu anda başlamıştır…
Savaş gemilerimizle uçaklarımız arasında haberleşme eksikliği yaşanmaktadır!..
Gemilerde, uçakları doğru hedefe yönlendirecek havacı irtibat subayları yoktur!
Baf’a iyice yaklaşan Kocatepe, benim de 2. Harekâttan sonra 3 yıl görev yaptığım Adatepe ve Mareşal Çakmak muhripleri öğle saatlerinde uçak saldırısına uğrar..!
Gemiler uçakları, uçaklar da gemileri Yunan sanmaktadır!..
Oysa bölgede hiçbir Yunan gemisi yoktur!
Üç muhrip birden isabet alır, haberleşme tümüyle kesilir.
Kocatepe olduğu yerde kalır..!
Adatepe ve M. Çakmak çok isabet almıştır...
Kocatepe ise hareketsizdir…
Mürettebat gemiyi sallarla terk etmiştir.
Kocatepe’de 3 subay, 13 astsubay ve 40 er olmak üzere 56 şehit verilmiştir...
186 kişi de kurtulmuştur...
Çok acı ve hüzünlü bir tablodur kuşkusuz bu!..
Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz…
Dünyadaki bütün savaşlarda özellikle yabancılardan alınan silah ve araç-gereçlerle bu tür hatalar yapılmış, ordular yanlışlıkla kendi birliklerine saldırabilmişlerdir..!
Önemli olan bunların yinelenmemesi, ders alınmasıdır.
Yerli ve Milli araçların geliştirilmesi o açılardan da çok önemlidir.
Şimdilerde yapılan da budur...