-Gelir dağılımı, bir ekonomide ortaya çıkan gelirin, hak eden bireylere nasıl paylaştırıldığını gösteren ekonomik göstergedir.

Yani gelirin sosyal sınıflar arasındaki dağılımıdır...

Bir ekonomideki bütün kişiler yaşamları boyunca üretim sürecine emek, sermaye yahut servetleriyle katılarak yaşamlarını sürdürmek için yeterli bir gelir sağlamak durumunda olmayabilirler.

Yani hastalık, sakatlık, yaşlılık, işsizlik gibi nedenlerle yeterli bir gelir elde edilemeyebilir ve yeterli servet stoklarına sahip olunamayabilir. Bu nedenle devlet, kendi kusurları olmaksızın geçimlerini tamamen ya da kısmen sağlayamayanların yeterli bir gelire kavuşmalarını olası kılan yeniden dağılım önlemlerini almakta...

Konumuz bunun dışında kalan bireylerin ekonomiye emek, sermaye ve servetleriyle katılanlarla ilgili...

Yani SGK-Bağkur ve Emekli sandığı emeklileriyle ilgili...

Bu büyük kesimin aldıkları emekli maaşlarındaki son yıllardaki bölüşüm adaletsizlikleri...

* * *

Devletin gelirleri daha eşitlikçi bir düzeye sokma çabaları, gelirin yeniden dağılımı olarak adlandırılabilir.

Bu amacı gerçekleştirmek için devletin elinde gelir dağılımının fonksiyonunu ve büyüklüğünü etkileyebilecek çok sayıda araç bulunmaktadır.

Devletin en temel görevlerinden biri üretim süreci sonunda oluşturulan mal ve hizmetlerin paydaşlar arasında nasıl bölüşüleceğinin belirlenmesidir...

Bu bölüşüm konusu tarih boyunca hep tartışıla gelmiş, ne ki bu güne değin bütün kesimlerin ortaklaşa kabul ettiği ortak bir sonuca henüz ulaşılamamıştır.

Ulaşılabilinir mi, bu nasıl olur daha da uzun süre tartışılacağa benzemektedir.

Ve katmanlar arası adaletin sağlanması talepleri de süreceğe benzemektedir...

* * *

Kuşkusuz üretime katılan katmanların, oluşturulan değer artışlarının nasıl bölüşeceği teknik, ekonomik, toplumsal ve siyasal boyutları olan çok yönlü ve karmaşık bir olgudur.

Toplumsal kesimler arasında gelir farklılıklarının azaltılmasında ve gelirin hakça paylaşılmasında nasıl bir ölçü kullanılması gerektiği konusunda kesin bir görüş birliği oluşturulamamasıdır sorun...

Kapitalizm ve sosyalizm olarak bilinen ekonomik sistemlerin sahip oldukları uzun geçmişe ve uygulama alanına karşın günümüz ekonomi sorunlarına çözüm üretemedikleri aksine bu sistemlerin sosyoekonomik sorunların kaynağı oldukları düşüncesi geniş toplum kesimleri arasında gittikçe yaygınlaşmaktadır...

Çözüm olabildiğince adaletin sağlanmasıdır...

Maaşların yetersizliği sorunu ayrı bir konudur...

Ülkenin ekonomik durumu gereği maaşları azlığı belki tolere edilebilir bir durumdur ama asıl sorun katmanlar arasında son yıllarda gittikçe bozulan dengedir...

* * *

Bölüşümün hakkaniyetle yapılması devlet yöneticilerin işi...

Olabildiğince adil bir gelir dağılımı için ülkeyi yönetenlere büyük iş düşüyor...

Çalışanın, emeklinin yetersiz bulduğu ücretler bir yanda, bir yılda yüzde dört yüzü aşan kâr yapan bankalar beri yanda!..

Böyle bir sistemin önlem alınıp yeniden düzenleme yapılmazsa eğer, gelir dağılımı adaletsizliğinin daha da artacağı açıktır.

Bu görüntü, toplumda dar gelirliler ile yüksek gelirliler arasındaki makası açmaktadır...

Enflasyon oranı üstünde her kesime aynı oranda ücret artışı yapmak da toplumsal kesimler arasında adaletsizliğin artmasına yol açmaktadır.

Maaşı az olana az, çok olana çok verilmesi adaletsizliği arttırmaktadır...

Söz gelimi, emekli maaşı 20 bin lira olan kişiye yapılacak yüzde 20 oranında bir artış o kişinin maaşını 25 bine liraya yükseltmekte maaşı 60 bin lira olanın maaşını ise 72 bin liraya yükseltmektedir...

Bu sistem adil değildir..!