Hava Durumu

BÜYÜK SORUNLARIN KOLAY ÇÖZÜMLERİ OLABİLİR...

Yazının Giriş Tarihi: 17.07.2022 16:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.07.2022 16:07

Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır.

İlaç alır, geçmez...

Bir iki gün bekler, ağrı sürmektedir...

Doktor çağrılır, muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider.

Lakin Osman Efendi’nin baş ağrısı artarak sürer.

Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya baslar.

Başka doktorlar çağrılır…

Osman Efendi Uşak’ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesene servet vaat eder.

Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi nedenini de bulamaz.

Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendiyi İstanbul’a götürmeye karar verirler.

İstanbul’da en iyi doktorlar seferber olur.

Röntgenler, beyin tomografileri çekilir, testler yapılır…

Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir.

Oysa dayanması gittikçe zorlaşan baş ağrısı ve gözyaşları yaşamı çekilmez hale getirmiştir.

Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran Osman Efendi bu kez de apar topar yurtdışına götürülür.

O devirde Amerika değil İsviçre modadır, Zurih’e gidilir.

Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler yinelenir.

Sonuç; Osman Efendiye teşhis konulamaz.

Artık yerinden kalkamayan Osman Efendiye ağrı kesici iğneler verilir, ülkesine dönüp “dinlenmesi”, daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi önerilir.

Osman Efendi bitkin, aile perişan...

Başa gelene “Yazgı” denilerek Uşak’a dönülür.

Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar.

Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendinin eski berberi Berber Mehmet çağrılır.

Berber yataktan kalkamayan Osman Efendiyi tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler.

Berber Mehmet bir an düşünür. “Beyim?” der, “Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın?

Bir bakar, “Hah işte” der. “Kıl dönmüş.”

Osman Efendinin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.

Ev halkı Osman Efendinin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar. Berber Mehmet, Osman Efendinin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir.

Osman Efendi’nin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır.

Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk kez rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması da geçmiştir.

Baş ağrısından da eser kalmamıştır.

Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman anlarlar.

Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet’i çağırtır ve ona bir servet bağışlar...

Kıssadan hisse:

Kimi kez büyük sorunların çok basit çözümleri olabilir.

Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağrıyabilir.

Bazen gündelik yaşamımızda karşımıza çıkan küçük sorunlar canımızı öngördüğümüzden daha çok sıkabilir.

Bunlar için üretilen, geliştirilen çözümlerse bizi daha güzel bir dünyaya inandırmaya yetebilir.

Sorunlara çözüm bulmak için herkesi dinlemeyi bilmek, herkesin fikirlerine açık olmak gerekir.

İşinde çok iyi olabilirsin ancak, hayatta her zaman bir işte senden daha iyi insanlar olabileceğini unutmamalısın çünkü "El Elden Üstündür."

Bir toplumda bilgi ve beceri bakımından herkes aynı seviyede değildir. Bir kimse, kendisinden üstün ve yetenekli olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli.

Üstün olandan daha üstün biri her zaman vardır.

+++++++++++

+++++++++++++++++++++++++

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.