Hava Durumu

Ceviz Kurdundan ders çıkarmak..!

Yazının Giriş Tarihi: 25.05.2025 20:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.05.2025 20:10

Ceviz kurdu, cevize gireceği kadar bir delik açtı ve cevizin içine girdi.

Cevizin içi insan beynine benzer...

Ve kurt başladı cevizi yemeye.

Elbette ki buraya kadarı normal...

Ceviz kurdu cevizi yedikçe şişmanladı şişmanladıkça Karnı büyüdü.

Yeterince doyduğunu anlayınca çıkmak istedi cevizden ama girdiği delikten çıkması olası değildi, istese de çıkamadı..!

İşin ilginç ve daha da kötü tarafı; İçi yenilen cevizin kabuğu da kurumuş ve iyice sertleşmişti zaman içinde...

Artık o deliği genişletmek de olanaksızdı...

Kurtçuk oturup çevresine bakındı, düşündü, taşındı...

Delikten geçip çıkmak için tek bir yolu vardı, zayıflamayı beklemek...

Aç kaldı uzun süre, zayıfladı, eski cılız haline geri döndü sonunda.

Ve bir gün tam da artık bitap düşmek üzereyken ilk başladığı gibi cevizden çıktı...

Ama dışarı çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içi bomboş bir ceviz kabuğu kalmıştı..!

Alıntı:(Mustafa Uyan’ın Gönül Bahçesinden)

Çıkarım:

Kimi insanlardaki para ve mal - mülk hırsı da ceviz kurdunun bu öyküdeki haline benzer..!

O hırsı yenip, artık yeter, dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur.

Geriye salt, ömrünün sonbaharı ve belki de çeşitli hastalıklar, ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmış olur..!

O nedenle ihtiraslarımıza kapılmamalı, kendimizi yakmamalıyız, en helal para har vurup harman savurmadan, kimseye borçlu kalmadan, yalan söylemeden gününde ödemelerini yaparak kazandığın paradır.

Ömrümüz su gibi akıp geçmekte, yaşam gerçekten de çok kısa…

Ve bu kısa ömre, elimizden geldiğince çok şeyler sığdırmaya çalışıyoruz.

Hatta kimilerimiz bunun dozunu iyice kaçırıp dünya malının hırsına kapılarak mal, mülk, para, pul derken sağlığımızı da yitiriyoruz.

Ne yazık ki de bunun çok geç farkına varabiliyoruz, o zaman da iş işten geçmiş oluyor!

Keşke, kelebeğin ömründen bir ders çıkarabilsek..!

Dünyada mal, mülk, para, pul hırsı yerine sevdiklerimize, eşimize, dostumuza ve çevremizdeki güzel insanlara yürekten sevgiyle sımsıkı sarılabilsek...

Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) sağlıkla ilgili olarak,’Sıhhat gibi zenginlik, gönül huzuru gibi nimet yoktur’ buyurmuşlardır.

Hz. Ali de, ‘Dünya malına çok değer veren kişilerle arkadaşlık etme; yoksulsan hor görürler, varsıl olursan kıskanırlar” demiş.

Ne yazık ki para için önce sağlığımızı yitiriyor, daha sonra da o parayla hastanelerde, doktor kapılarında sağlıklarımızı yeniden kazanmaya çalışıyoruz!

Tekerlekli sandalyede yaşamak zorunda kaldığımızda garajımızda en pahalı arabalarımız olsa neye yarar?

Şirketlerimiz söz gelimi her çeşit marka giysi ayakkabı, değerli eşyalar satsa da vücudumuz hastanenin verdiği küçük beyaz önlüğe sarılmışsa bunun ne önemi vardır ki?

Eğer hastanede yatıyorsak, kale gibi evimizin olmasının ne değeri olabilir?

Hastane kapısına ulaşmak için iki görevliye gereksinimim varsa özel uçağımızın olmasının ne yararı olur ki?

Yemek için her şeyi alabilecek gücümüz olsa da doktor diyet yazmışsa paranın ne anlamı kalır ki?

Yaşam; biz planlar yaparken, başımıza gelenler değil midir?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.