Yaşama veda etmiş bir din adamının mezar taşının üstünde yazılı olan bir yazı;
“Genç ve özgür iken, düşlerim sonsuzken, dünyayı değiştirmek isterdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım.
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak salt memleketimi değiştirmeyekarar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son bir çabayla, salt ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim. Ama nedense onlara da bunu kabul ettiremedim.
Ve simdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de değiştirebilirdim.
Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri götürebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim...”
(Alıntı)
Kıssadan Hisse:
Sürekli dünyanın daha iyi bir yer olması ve bunun için adım atılması gerektiği yönünde düşüncelere kapılırız çoğumuz.
Hepimiz yaşamımızın bir noktasında dünyayı değiştirmek istemişizdir.
Ama önce kendimizi değiştirmeyi hiç düşünmeyiz...
Ünlü yazar Leo Tolstoy da, “Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor, ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmüyor” dememiş miydi?
“Değişim nereden başlamalı?” sorusuna verilecek en iyi yanıtlardan birisi, değişime önce kendimizden başlamak, olmalıdır.
Sonrasında ise dünyayı değiştirmeyi hedefleyebiliriz.
''Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir'' der, Herakleitos da...
Değişim yaşama renk ve zevk de verir ayrıca...
“Değişim hayatın yasasıdır” der, John F.Kenndy de.
Düşünsenize hep yaz ya da hep kış mevsiminin olduğunu...
Sürekli artçı değişimler yaşıyoruz ama farkında değiliz aslında.
Mademki değişim kaçınılmaz o halde kendi sahip olduğumuz ilkeler ve yörünge doğrultusunda değişim rüzgârına katılmalıyız.
“Dünyada değişiklik yapmakta başarılı olan insanlar, değişikliğe kendinden başlayanlardır” der, bir ünlü düşünür.
Değişim isteyen insan önce çemberin en iç halkasından yani kendinden başlamalı.
Hiç kuşkusuz değişimden amaç biçim değişimi değil öz değişim olmalıdır.
‘Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla’ der,
Hindistan bağımsızlık hareketinin siyasi ve ruhani lideri Gandhi de.
''Başarı için ömürlerinin bir bölümünü bedel olarak ödemeyenler‚ başarısızlığın bedelini ömür boyu öderler.'' diye bir Anonim söz de vardır.
Kendimizden de örnekler vermemiz olası...
Yirmi yaşındaki bir insan, önce dünyayı değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince, yine dünyayı değiştirmek ister, ama yapamayacağını bilir artık...
Bu hiç sönmeyen umut gibidir, insanoğlu sürekli çevresini değiştirmeye çabalar...
Ancak dünyayı değiştirmek istemek kadar önemli olan ve göz ardı edilen bir şey daha vardır ki o da kuşkusuz ki değişime ilk önce kendimizden başlamamız gerektiğidir.
Tıpkı, ‘‘Her ne arar isen önce kendinde ara'' diyen Hacı Bektaşi Veli’nin derinlikli anlatımında olduğu gibi...
Dünyamızı değiştirmek için önce kendimizi değiştirmeli bu cesaretini gösterebilmeliyiz.
Bu değişimle birlikte zincirleme olarak her şey değişir zaten.
Biz değiştiğimizde çevremizdekilerin de değişmeye başladığını göreceğiz.
Yaşam akarken değişim önce insanın kendisi ile başlar.
Başkalarında görmek istediğiniz değişikliğin bizzat kendisi olduğumuz da bizim için dünyanın da değiştiğinin farkına varacağız.
Kendi yaşamında bir fark yaratamayan başkalarının yaşamında da fark yaratamaz zaten...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Değişime Önce Kendimizden Başlamalıyız...
Yaşama veda etmiş bir din adamının mezar taşının üstünde yazılı olan bir yazı;
“Genç ve özgür iken, düşlerim sonsuzken, dünyayı değiştirmek isterdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım.
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak salt memleketimi değiştirmeye karar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son bir çabayla, salt ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim. Ama nedense onlara da bunu kabul ettiremedim.
Ve simdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de değiştirebilirdim.
Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri götürebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim...”
(Alıntı)
Kıssadan Hisse:
Sürekli dünyanın daha iyi bir yer olması ve bunun için adım atılması gerektiği yönünde düşüncelere kapılırız çoğumuz.
Hepimiz yaşamımızın bir noktasında dünyayı değiştirmek istemişizdir.
Ama önce kendimizi değiştirmeyi hiç düşünmeyiz...
Ünlü yazar Leo Tolstoy da, “Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor, ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmüyor” dememiş miydi?
“Değişim nereden başlamalı?” sorusuna verilecek en iyi yanıtlardan birisi, değişime önce kendimizden başlamak, olmalıdır.
Sonrasında ise dünyayı değiştirmeyi hedefleyebiliriz.
''Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir'' der, Herakleitos da...
Değişim yaşama renk ve zevk de verir ayrıca...
“Değişim hayatın yasasıdır” der, John F.Kenndy de.
Düşünsenize hep yaz ya da hep kış mevsiminin olduğunu...
Sürekli artçı değişimler yaşıyoruz ama farkında değiliz aslında.
Mademki değişim kaçınılmaz o halde kendi sahip olduğumuz ilkeler ve yörünge doğrultusunda değişim rüzgârına katılmalıyız.
“Dünyada değişiklik yapmakta başarılı olan insanlar, değişikliğe kendinden başlayanlardır” der, bir ünlü düşünür.
Değişim isteyen insan önce çemberin en iç halkasından yani kendinden başlamalı.
Hiç kuşkusuz değişimden amaç biçim değişimi değil öz değişim olmalıdır.
‘Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla’ der,
Hindistan bağımsızlık hareketinin siyasi ve ruhani lideri Gandhi de.
''Başarı için ömürlerinin bir bölümünü bedel olarak ödemeyenler‚ başarısızlığın bedelini ömür boyu öderler.'' diye bir Anonim söz de vardır.
Kendimizden de örnekler vermemiz olası...
Yirmi yaşındaki bir insan, önce dünyayı değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince, yine dünyayı değiştirmek ister, ama yapamayacağını bilir artık...
Bu hiç sönmeyen umut gibidir, insanoğlu sürekli çevresini değiştirmeye çabalar...
Ancak dünyayı değiştirmek istemek kadar önemli olan ve göz ardı edilen bir şey daha vardır ki o da kuşkusuz ki değişime ilk önce kendimizden başlamamız gerektiğidir.
Tıpkı, ‘‘Her ne arar isen önce kendinde ara'' diyen Hacı Bektaşi Veli’nin derinlikli anlatımında olduğu gibi...
Dünyamızı değiştirmek için önce kendimizi değiştirmeli bu cesaretini gösterebilmeliyiz.
Bu değişimle birlikte zincirleme olarak her şey değişir zaten.
Biz değiştiğimizde çevremizdekilerin de değişmeye başladığını göreceğiz.
Yaşam akarken değişim önce insanın kendisi ile başlar.
Başkalarında görmek istediğiniz değişikliğin bizzat kendisi olduğumuz da bizim için dünyanın da değiştiğinin farkına varacağız.
Kendi yaşamında bir fark yaratamayan başkalarının yaşamında da fark yaratamaz zaten...