Geçtiğimiz hafta sonu Romanya’da her yıl düzenlenen bir etkinliğe katıldım.
Romanya Demokrat Tatar Birliği’nin düzenlediği geleneksel Türk-Tatar festivalinde Dombra şarkısının bestecisi ve söz yazarı Kazak sanatçı Arslanbeg Sultanbekov ile tanışma şansım oldu.
Türkiye’de çok bilenen Dombra’yı bilineceği gibi AK Parti seçim şarkısı olarak sözlerini değiştirerek kullanmakta.
İlk başlarda telif konusunda tartışmalar yaşansa da sonradan uzlaşmanın sağlandığını bildiğimiz şarkının öyküsünü sordum Arslan Sultanbekov’a.
‘Hakkımda internette benim bile bilmediğim bilgiler dolaşmakta’ diyen Arslanbeg Sultanbekov, Kuzey Kafkasya kökenli Nogay Türklerinden olan 57 yaşındaki söz yazarı ve besteci Sultanbekov, “Rusya etkisinin ardından çocukken annemin uyumadan önce bizlere öğrettiği, surelerle namaza başlamıştım. Bir gün dua esnasında Allah’a, ‘Nogay kültürü için çalışacağım’ diye söz verdim. 15 ve 16. Yüzyıla ait Nogay kültürünü en iyi müzikle yaşatmak istedim. Var olan sorunların kültürle sanatla ortadan kaldırılabileceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
* * *
2004 yılından bu yana Kazakistan'ın başkenti Astana'da yaşayan Arslanbek Sultanbekov, Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Orkestrasında görev almış.
2005 yılında, II. Dünya Savaşının bitmesinin 60. yıldönümü nedeni ile yapılan 'vatansever şarkıları beste yarışmasında' iki ödül kazanan
Arslanbek Sultanbekov 23 Nisan 1965 doğumlu.
Eski Sovyetler Birliği sınırları içerisinde bulunan Karaçay-ÇerkesyaCumhuriyeti Erkin-Halk kasabasında büyüdü.
Nogay Marşı (Dombra Türküsü) ile Türk dünyasında adını duyurdu. Nogay Türk'ü halk müziği sanatçısı Arslanbek Sultanbekov, 1985 yılında müzik okulundan klasik gitar ihtisasını alarak mezun oldu.
1989 yılında Nogay müzik grubunu oluşturarak Nogay Keşeler (Nogay Geceler) adında ilk CD'sini çıkardı.
Aynı yılda Karaçay-Çerkes Cumhuriyetinde düzenlenen Bardov Festivali'nde birinciliği elde etti.
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Milli Sanatçısı ve 1994 yılında "Cumhuriyetin En Güzel Sesi" unvanını aldı.
* * *
Dombra şarkısını 20 dakika içinde bestelediğini ve sözleri yazdığını söyleyen Arslanbeg Sultanbekov, bu gün Ankara’da yaşamakta.
Dombra’nın oluşumuyla ilgili bir efsaneyi şu şekilde anlattı Sultanbekov;
Cengizhan'ın büyük oğlu Joşıhan ava çıkar. Yaralı ceylanın peşini kovalarken vefat eder. Oğlundan habersiz kalan Cengizhan onun öldüğünü sezerek "Kim bana bu acı haberi söylerse onun boğazına kurşun dökeceğim." der. Cengizhan'ın sertliğinden korkan vezirleri haberi vermeye cesaret edemezler. Buna daha çok sinirlenen Cengizhan tüm kahrını, acısını halktan çıkarmaya başlar ve halka zulmeder.
Bu kadar ağır eziyetin altında kalan halkını bu ıstıraplardan kurtarmak umuduyla Kerbuğa-küyşi Hanın huzuruna gelir, bildiklerini gizlemeden anlatmasını ister. Kerbuğa da bildiklerimi ben değil iki telim anlatsın der; "Aksak Ceylan" küyünü yazar ve dombırasıyla Cengizhan'a anlatır. Küyde Hanın katılığı, acımasızlığı, halkın çektiği ağır işkenceler, avcılık hayatı ve Joşıhan'ın ölümü anlatılır.
Bunun hepsini çok iyi anlayan Cengizhan, Kerbuğa'nın boğazına kurşun dökülmesini emreder. Fakat Kerbuğa acı gerçeklerin kendisi değil dombrasının ağzından çıktığını söyler. Böylece kurşun dombıranın gövdesine dökülür. Sıcak kurşuna dayanamayan dombıranın birkaç teli kopar, eskiden altı telli olan dombıra bugünkü iki telli hâlini alır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
DOMBRA’NIN BESTECİSİ ARSLANBEG SULTANBEKOV İLE ROMANYA’DA TANIŞTIM
Geçtiğimiz hafta sonu Romanya’da her yıl düzenlenen bir etkinliğe katıldım.
Romanya Demokrat Tatar Birliği’nin düzenlediği geleneksel Türk-Tatar festivalinde Dombra şarkısının bestecisi ve söz yazarı Kazak sanatçı Arslanbeg Sultanbekov ile tanışma şansım oldu.
Türkiye’de çok bilenen Dombra’yı bilineceği gibi AK Parti seçim şarkısı olarak sözlerini değiştirerek kullanmakta.
İlk başlarda telif konusunda tartışmalar yaşansa da sonradan uzlaşmanın sağlandığını bildiğimiz şarkının öyküsünü sordum Arslan Sultanbekov’a.
‘Hakkımda internette benim bile bilmediğim bilgiler dolaşmakta’ diyen Arslanbeg Sultanbekov, Kuzey Kafkasya kökenli Nogay Türklerinden olan 57 yaşındaki söz yazarı ve besteci Sultanbekov, “Rusya etkisinin ardından çocukken annemin uyumadan önce bizlere öğrettiği, surelerle namaza başlamıştım. Bir gün dua esnasında Allah’a, ‘Nogay kültürü için çalışacağım’ diye söz verdim. 15 ve 16. Yüzyıla ait Nogay kültürünü en iyi müzikle yaşatmak istedim. Var olan sorunların kültürle sanatla ortadan kaldırılabileceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
* * *
2004 yılından bu yana Kazakistan'ın başkenti Astana'da yaşayan Arslanbek Sultanbekov, Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Orkestrasında görev almış.
2005 yılında, II. Dünya Savaşının bitmesinin 60. yıldönümü nedeni ile yapılan 'vatansever şarkıları beste yarışmasında' iki ödül kazanan
Arslanbek Sultanbekov 23 Nisan 1965 doğumlu.
Eski Sovyetler Birliği sınırları içerisinde bulunan Karaçay-Çerkesya Cumhuriyeti Erkin-Halk kasabasında büyüdü.
Nogay Marşı (Dombra Türküsü) ile Türk dünyasında adını duyurdu. Nogay Türk'ü halk müziği sanatçısı Arslanbek Sultanbekov, 1985 yılında müzik okulundan klasik gitar ihtisasını alarak mezun oldu.
1989 yılında Nogay müzik grubunu oluşturarak Nogay Keşeler (Nogay Geceler) adında ilk CD'sini çıkardı.
Aynı yılda Karaçay-Çerkes Cumhuriyetinde düzenlenen Bardov Festivali'nde birinciliği elde etti.
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Milli Sanatçısı ve 1994 yılında "Cumhuriyetin En Güzel Sesi" unvanını aldı.
* * *
Dombra şarkısını 20 dakika içinde bestelediğini ve sözleri yazdığını söyleyen Arslanbeg Sultanbekov, bu gün Ankara’da yaşamakta.
Dombra’nın oluşumuyla ilgili bir efsaneyi şu şekilde anlattı Sultanbekov;
Cengizhan'ın büyük oğlu Joşıhan ava çıkar. Yaralı ceylanın peşini kovalarken vefat eder. Oğlundan habersiz kalan Cengizhan onun öldüğünü sezerek "Kim bana bu acı haberi söylerse onun boğazına kurşun dökeceğim." der. Cengizhan'ın sertliğinden korkan vezirleri haberi vermeye cesaret edemezler. Buna daha çok sinirlenen Cengizhan tüm kahrını, acısını halktan çıkarmaya başlar ve halka zulmeder.
Bu kadar ağır eziyetin altında kalan halkını bu ıstıraplardan kurtarmak umuduyla Kerbuğa-küyşi Hanın huzuruna gelir, bildiklerini gizlemeden anlatmasını ister. Kerbuğa da bildiklerimi ben değil iki telim anlatsın der; "Aksak Ceylan" küyünü yazar ve dombırasıyla Cengizhan'a anlatır. Küyde Hanın katılığı, acımasızlığı, halkın çektiği ağır işkenceler, avcılık hayatı ve Joşıhan'ın ölümü anlatılır.
Bunun hepsini çok iyi anlayan Cengizhan, Kerbuğa'nın boğazına kurşun dökülmesini emreder. Fakat Kerbuğa acı gerçeklerin kendisi değil dombrasının ağzından çıktığını söyler. Böylece kurşun dombıranın gövdesine dökülür. Sıcak kurşuna dayanamayan dombıranın birkaç teli kopar, eskiden altı telli olan dombıra bugünkü iki telli hâlini alır.