Hava Durumu

ERKEN SEÇİM KARARI ALINSAYDI, 27 MAYIS DARBESİ ÖNLENEBİLİRDİ YANILGISI...

Yazının Giriş Tarihi: 26.05.2021 16:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.05.2021 16:59

Türk siyasal yaşamını darbeler ve askeri vesayet sisteminin sürdürülmesi çabaları ve bununla mücadele tarihi olarak değerlendirmek hiç de yanlış olmayacaktır.
Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Atatürk ve İnönü dönemlerinde siyasete müdahale edilmemişse de çok partili yaşama geçildikten sonra sisteme periyodik olarak müdahale edilmeye başlandığı görülür.
Sisteme yapılan müdahaleler 1960 darbesi ile başlamış ve bu darbe sonrasında kurumsal yapıda yapılan değişikliklerle askerin sistem üzerindeki vesayeti güçlendirilmiştir. 
Sıkça seçilmişlerin kontrolden çıktıkları düşünülerek yapılan müdahaleler gelenek haline gelmişti neredeyse...
Türkiye Cumhuriyeti’nde her on yılda bir yinelenen darbelerin    Osmanlı geçmişinde de oldukça sık yinelendiği görüldüğünden bu süreci bir gelenek yani “darbe geleneği” olarak görmek olasıdır.
Ama ne ki, bu darbeleri ve darbe girişimlerini meşru kılmaz hiçbir zaman.

* * *
 
27 Mayıs 1960'ta yapılan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşen ilk askerî darbedir. 
37 düşük rütbeli subay tarafından planlanıp icraa edilen darbe emir komuta zinciri içinde yapılmamıştır. 
12 Eylül 1980 günü gerçekleştirilen darbe ise emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen bir müdahaledir.
12 Eylül Darbesi, 27 Mayıs 1960 Darbesi ve 12 Mart 1971 Muhtırası’nın ardından Türkiye tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olmuştur.
28 Şubat 1997'de yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu savlanan süreç...
Sonra 27 Nisan 2007 e-Muhtırası Türk Silahlı Kuvvetleri adına Genelkurmay Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile 27 Nisan 2007 tarihinde gece saat 23.20'de yaptığı, lâiklikle ilgili açıklama şeklinde gelişmiştir.
Ve en son olarak 15 Temmuz 2016’da yapılan hain girişim...
 
* * * 
Bugün 27 Mayıs 2021...
Bu darbeyi gerçekleştirenler bunun ‘İhtilal’ olduğunu belirtirler.
Çünkü darbe ile ihtilal arasında fark vardır.
İhtilal, darbeden farklı olarak şiddet yoluyla salt mevcut hükümeti değil aynı zamanda siyasi düzeni (rejimi) de değiştirir. 
Ayrıca ihtilaller darbelerde olduğu gibi bir grup azınlığın değil büyük bir çoğunluğun eseri olarak vücut bulurlar. 
Örneğin Fransız İhtilali ve Bolşevik İhtilali... 
27 Mayıs darbesinin ardında büyük bir çoğunluğun olduğunu kim savlayabilir?
Düzmece mahkemelerle dönemin Başbakanı ve bakanlarını yargılayarak katlettiklerini bilmeyen mi vardır?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 1961-1981 arası dönemi anlatan yazdığı bir kitabın tanıtımı için verdiği söyleşide, “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askerî darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi” sözleri tartışma ve dava konusu oldu.
Birincisi, 27 Mayıs darbesi ile erken seçim arasında bağ kurarak, bizatihi darbenin yapılmasını erken seçim kararının alınmamasına bağlamak yanlıştır.
İkincisi, böyle bir kitap yazanın 26 Mayıs’ta Eskişehir’de Menderes’in “erken seçime gidileceği” açıklaması yapmış olmasını bilmiyor olması büyük bir eksiklik değil midir?
27 Mayısçıların ve sonraki darbecilerin seçimlerin erkene alınması ya da zamanında yapılması gibi bir dertlerinin olmadığı açığa çıkmamış mıdır?
Merhum Adnan Menderes ile arkadaşlarını 27 Mayıs’ın yıl dönümünde bir kez daha şükran, rahmet ve minnetle anıyoruz.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.