Eşitlik ve adalet kavramları, genellikle birlikte anıldıkları halde, anlamlarına uygun kullanılmadıkları zaman sıkça tartışma konusu olan iki kavramdır.
Bu nedenle, eşitlikten söz edilmesi gereken yerde adaletten, adaletten söz edilmesi gereken yerde de eşitlikten söz edildiğine çokça kez tanık oluruz.
Eşitlik, iki şeyin her yönden denk olması demektir.
Adalet ise, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Eşit olan her şey adil değildir yahut eşit olmayan her şey adaletsiz değildir...
Yani eşit davranmak her zaman adalet sağlamaz.
Eşit davranılmaması gereken durumlar vardır.
Söz gelimi iki çalışana eşit maaş vermek ile çalışanların performansına göre maaş vermek durumunda hangisi daha adil olacaktır?
Biri az, diğeri çok çalışırken eşit maaş almaları adaletli olacak mıdır?
Herkesin performansı kadar maaş aldığı bir durumda asıl adalet sağlanmış olacaktır...
Adil olmak demek eşit olmak demek değildir...
İki farklı boyuttaki saksıya eşit su vermenin adil olmadığı gibi...
* * *
Çoğu kez, eşitlik kavramının, adaletle karıştırıldığını görürüz.
Adalet tarihin hemen her döneminde en önde gelen bir toplumsal istek ve adaletin çok eksik olduğu dönemlerde ise çok önemli bir dilek olmuştur hep.
Eşitlik, aslında benzerler arasında olmalıdır.
Bu nedenle eşitlikten her zaman ve durumda adalet beklenmemelidir...
Hemen aynı işi yapan kamu işçileriylekamu memurlarının ücret farklılığı bir adaletsizlik değil midir?
Demokrasi ile yönetilen hukuk devletlerindeadalet ve eşitlik, güvence altına alınan haklar arasında yer alır.
Adalet, eşitlik ilkesi temel alınarak uygulanır.
Eşitlik, adaletin ön koşullarından biridir.
Sosyal ve ekonomik düzeyde eşitliğin olmadığı yerde adalet sağlanamaz.
Ama her eşitlik de adaleti sağlar, denemez...
Dolayısıyla bu iki kavram birbirleriyle doğrudan ilintilidir.
Demokrasilerde tüm vatandaşlara temel haklar verilmiştir...
Temel haklardan herkesin yararlanmasına eşitlik denir.
Herkese fırsat eşitliği verilmesi gibi...
Bir ülkedeki tüm yurttaşların diline, dinine, inancına ve cinsiyetine bakılmaksızın adil ve tarafsız mahkemelerde yargılanması esastır...
Hukukun üstünlüğü ilkesinin herkese eşit uygulanması gibi...
* * *
Yaşam, adalet üzerine inşa edilmiştir.
Kimi kez de adalet için, eşit davranmamak gereklidir..!
Maaşı düşük olan çalışan ve emeklilerle, maaşları yüksek olan çalışan ve emeklilereaynı oranda zam yapılması eşitlik ilkesine uygun gibi görünse de adil değildir söz gelimi..!
Dolayısıyla her eşitlik adalet olmadığına göre, tercihimiz hep adaletten yana olmalıdır.
Bir ülkedeki tüm yurttaşların diline, dinine, inancına ve cinsiyetine bakılmaksızın adil ve tarafsız mahkemelerde yargılanması esastır...
Hukukun üstünlüğü ilkesinin herkese eşit uygulanması esastır.
Sosyal ve ekonomik düzeyde eşitliğin olmadığı yerde adalet sağlanamaz.
Ama her eşitlik de adaleti sağlar, denemez.
Eşitlik, herkese aynı kaynakları yahut fırsatları vermek anlamına gelir.
Oysa adalet, her bireyin benzersiz olduğunu kabul ederek bir adım daha ileri gider...
Asıl olan adaletin sağlanmasıdır...
Allah'ın yarattığı varlıklar arasında mutlak eşitlik aranmaz.
Bunun yerine makul olan adaleti aramak gerekir.
Unutulmamalıdır ki, adaletin amacı eşitliği sağlamaktır...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Eşit davranmak adaletli olmamak mıdır?
Eşitlik ve adalet kavramları, genellikle birlikte anıldıkları halde, anlamlarına uygun kullanılmadıkları zaman sıkça tartışma konusu olan iki kavramdır.
Bu nedenle, eşitlikten söz edilmesi gereken yerde adaletten, adaletten söz edilmesi gereken yerde de eşitlikten söz edildiğine çokça kez tanık oluruz.
Eşitlik, iki şeyin her yönden denk olması demektir.
Adalet ise, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Eşit olan her şey adil değildir yahut eşit olmayan her şey adaletsiz değildir...
Yani eşit davranmak her zaman adalet sağlamaz.
Eşit davranılmaması gereken durumlar vardır.
Söz gelimi iki çalışana eşit maaş vermek ile çalışanların performansına göre maaş vermek durumunda hangisi daha adil olacaktır?
Biri az, diğeri çok çalışırken eşit maaş almaları adaletli olacak mıdır?
Herkesin performansı kadar maaş aldığı bir durumda asıl adalet sağlanmış olacaktır...
Adil olmak demek eşit olmak demek değildir...
İki farklı boyuttaki saksıya eşit su vermenin adil olmadığı gibi...
* * *
Çoğu kez, eşitlik kavramının, adaletle karıştırıldığını görürüz.
Adalet tarihin hemen her döneminde en önde gelen bir toplumsal istek ve adaletin çok eksik olduğu dönemlerde ise çok önemli bir dilek olmuştur hep.
Eşitlik, aslında benzerler arasında olmalıdır.
Bu nedenle eşitlikten her zaman ve durumda adalet beklenmemelidir...
Hemen aynı işi yapan kamu işçileriyle kamu memurlarının ücret farklılığı bir adaletsizlik değil midir?
Demokrasi ile yönetilen hukuk devletlerinde adalet ve eşitlik, güvence altına alınan haklar arasında yer alır.
Adalet, eşitlik ilkesi temel alınarak uygulanır.
Eşitlik, adaletin ön koşullarından biridir.
Sosyal ve ekonomik düzeyde eşitliğin olmadığı yerde adalet sağlanamaz.
Ama her eşitlik de adaleti sağlar, denemez...
Dolayısıyla bu iki kavram birbirleriyle doğrudan ilintilidir.
Demokrasilerde tüm vatandaşlara temel haklar verilmiştir...
Temel haklardan herkesin yararlanmasına eşitlik denir.
Herkese fırsat eşitliği verilmesi gibi...
Bir ülkedeki tüm yurttaşların diline, dinine, inancına ve cinsiyetine bakılmaksızın adil ve tarafsız mahkemelerde yargılanması esastır...
Hukukun üstünlüğü ilkesinin herkese eşit uygulanması gibi...
* * *
Yaşam, adalet üzerine inşa edilmiştir.
Kimi kez de adalet için, eşit davranmamak gereklidir..!
Maaşı düşük olan çalışan ve emeklilerle, maaşları yüksek olan çalışan ve emeklilere aynı oranda zam yapılması eşitlik ilkesine uygun gibi görünse de adil değildir söz gelimi..!
Dolayısıyla her eşitlik adalet olmadığına göre, tercihimiz hep adaletten yana olmalıdır.
Bir ülkedeki tüm yurttaşların diline, dinine, inancına ve cinsiyetine bakılmaksızın adil ve tarafsız mahkemelerde yargılanması esastır...
Hukukun üstünlüğü ilkesinin herkese eşit uygulanması esastır.
Sosyal ve ekonomik düzeyde eşitliğin olmadığı yerde adalet sağlanamaz.
Ama her eşitlik de adaleti sağlar, denemez.
Eşitlik, herkese aynı kaynakları yahut fırsatları vermek anlamına gelir.
Oysa adalet, her bireyin benzersiz olduğunu kabul ederek bir adım daha ileri gider...
Asıl olan adaletin sağlanmasıdır...
Allah'ın yarattığı varlıklar arasında mutlak eşitlik aranmaz.
Bunun yerine makul olan adaleti aramak gerekir.
Unutulmamalıdır ki, adaletin amacı eşitliği sağlamaktır...