Hızlı fiyat artışlarıyla ulaşımı zorlaşan Kırmızı et tüketimi konusunda yıllardır bilim insanlarımızdan kimileri kırmızı etin, tereyağının, yumurtanın zarlarından söz etti durdu bu topluma!..

Soralım kendimize, ottan çok et yiyen toplumların nedense hep gelişmiş ülkeler olması, tahılla beslenen ülkelerin de genlikle daha az gelişmiş ve yoksul ülkeler olması bir rastlantı olabilir mi acaba?

Türkiye’de yıllık kişi başı et tüketimi dünya ortalamasının altında.

Avrupa ortalamasının ise çok daha altında...

Aşırı fiyat yüksekliğinde hayvan yetiştiriciliğimizdeki eksikliğin bunda payı olduğu açık...

 * * *

 “Et önemli değil, otla da olur” diyenler var...

Bakın dünya ülkelerinden birkaç örnek verelim.

Yıllık kişi başı et tüketimi, (Kırmızı et, tavuk ve balık dâhil) en az olan ülke 4 kilo ile Bangladeş…

Onu 4. 4 kilo ile Hindistan izliyor...

Daha sonra sırasıyla Sri Lanka 6,3- Mozambik 7,8- Tanzanya 9,6- Kuzey Kore 13,3- Suriye 22,8- Mısır 26- Özbekistan 29- Azerbaycan 32- Libya 33,5- Türkiye 36,3- Ermenistan 45- Ukrayna 48- Bulgaristan 53- Rusya 63- Yunanistan 75-  İsveç 80- Fransa 86- Almanya 88- Danimarka 95- Avusturya 102 ve ABD 120 kilo…

Rakamlar bunlar…

Ve kişi başı et tüketimi bizden fazla olan ülkelerde ortalama yaşam süresinin uzun olduğu bir gerçek.

* * *

Uzmanlar uzun yıllar yumurtanın bile zararlarından söz etti durdu...

Ota yönelttiler insanları..!

Son yıllarda Canan Karatay Hoca yumurtanın yararlarından ve hemen her insanın günde bir-iki yumurta yemesi gerektiğinin altını çizdikten sonra yumurta tüketimi arttı bu ülkede...

Üretimi de dolayısıyla...

Hz. Ali'nin, “Kırk gün et yemeyenin huyu ve çehresi kötüleşir (bozulur); kırk gün üst üste et yemeyi sürdürenin de kalbi katılaşır!” dediği rivayet edilir...
“Kırk gün et yemeyen” ifadesini o günkü koşullar göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir.

Protein gereksinimini başka gıdalarla gidermenin de olası olmadığı ortamlarda etin önemi daha da anlaşılıyor.
Yani iyi beslenememekten kaynaklanan sinirlilik, gerginlik gibi haller kastedilmiş olabilir burada.

Hz. Ali’nin bu sözünü, bedeni zayıf düşürtecek kadar az yemenin, kalbi karartacak kadar da çok yemenin zararına dikkat çekmek için verilmiş bir örnek olduğu ve bu sözün diğer gıdalar için de bir formül olacağı şeklinde değerlendirmek olası kuşkusuz.

* * *
Konumuz et mi, ot mu yiyelim konusu değil…

Allah insanı hem ot ve hem de et yesin diye yaratmış.

Sorun eti yeterince yiyebiliyor muyuz?

Yiyebilenlerle yiyemeyenler arasındaki farka dikkat çekmek bir de.

İsteyipte az yiyebilmemizin nedenleri var kuşkusuz.

Yüksek fiyat erişimi engelliyor...

Üretimin arttırılması gerekliliği açık...

Hayvansal besinler (kırmızı et, balık, tavuk, yumurta, süt, yoğurt...) yüksek protein güçleri, zengin demir içerikleri, yoğun kolajen yükleri ve genelde yararlı doğal yağ içerikleri nedeniyle “yararlı besinler” listesinin en üst sıralarında yer alıyor uzmanlara göre.

Yani demem o ki, yaratılış fıtratımız gereği et ve ot tüketimini dengeli bir şekilde tüketmemiz gerektiği ortada...