Yeni asgari ücret belirleme süreci yaşanmakta ülkemizde…

Bir insanın yaşaması için en az gerekli gelir olarak tanımlanabilecek asgari ücret konusu kuşkusuz önemli…

Bir başka önemli konu da ülkelerin nüfus artışlarındaki gelişmeler..!

Türkiye nüfus artışı açısından iyi bir durumda değil…

Son nüfus verileri ciddi bir değişime işaret ediyor.

Nüfus artış hızı giderek azalıyor…

Evlenenler azalırken, evlenmeyenler ve boşananlar artıyor…

Asgari ücret ile nüfus artış hızının azalması konusunda kuşkusuz önemli bir ilinti var…

Eğitimden sağlığa, istihdamdan sosyal güvenliğe, milli gelirden belediyelere ayrılan bütçeye kadar pek çok alanı doğrudan etkilediği için asgari ücret yetersizliğinin evlenmeleri de, çocuk yapmayı da olumsuz etkilediği açıktır.

* * *

31 Aralık 2024 itibarıyla Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişi olarak açıklanmıştı.

Burada bir önceki yıla göre 292 bin 567 kişilik bir artış söz konusu…

Oysa 2023’te Türkiye nüfusu yalnızca 92 bin 824 kişi artmış ve Cumhuriyet’in yüzüncü yılında, tarihimizin en düşük nüfus artış hızına tanık olmuştuk.

Bu oran binde 1,1’e kadar gerilemişti…

Dünyada da en yüksek küresel nüfus artış oranları, yılda yüzde 1,8'in üzerinde artışlarla 1955 ile 1975 yılları arasında gerçekleşmişti.

Ülkemizde giderek eğitim seviyesinin yükselmesi, şehirleşme, kadının iş yaşamına daha çok katılmasıyla birlikte evlenme yaşı da geçmişten bugüne yükseldi…

Ülkelerde nüfus artış hızının düşmesinin çeşitli sakıncaları vardır, nüfus artış hızının yüksekliğinin ise avantajları çoktur…

Kalkınma hızına uygun sağlanan nüfus artışı ülkenin gereksinim duyulan iş gücünü karşılar.

Bir ülkede yatırımlar, nüfus artışı ile koşut düzeyde ilerlerse ülkenin gücü de artar.

Belli düzeydeki nüfus artışı ile nüfus gençleştiğinden ülke sürekli dinamizm kazanır…

Nüfus artışı, piyasaların genişlemesine ve ölçek ekonomilerine yol açarak ekonomik büyümeyi olumlu olarak etkiler…

Nüfus, ülke işgücünün kaynağıdır yani…

* * *

Modern toplumlarda, özellikle gelişmiş ülkelerde çocuk sayısı giderek azalmaktadır.

Çalışan kadın sayısının artması, evlilik yaşı ve çocuk sahibi olma yaşının yükselmesine, doğum oranlarının düşmesine yol açmaktadır.

Çocuk yetiştirmek ve eğitmek, özellikle yüksek yaşam maliyetleri ve ekonomik zorluklar nedeniyle daha zor hale gelmektedir.

Aileler, bu yüklerin altına girmemek için çocuk sayısını sınırlayabilmektedirler.

Bu nedenle özellikle asgari ücret belirleme çalışmalarında bu konular üzerinde duyarlı olmakta yarar vardır.

Bununla birlikte çalışan ebeveynler için kreş desteği, esnek çalışma saatleri ve tatil hakları gibi düzenlemeler, doğum oranları üzerinde olumlu bir etki oluşturabilir…

Öte yandan nüfus artışı emeklilerin maaşlarının da yükselmesine yol açar…

Avrupa ülkelerinde bu gün 4 çalışan bir emekliye bakmaktayken bizde 1 buçuk çalışan bir emekliye bakmaktadır.

Yani nüfus çökmesi de diyebileceğimiz doğum oranlarının azılması, sosyal güvenlik sisteminin de işlemez olması demektir.

Genç nüfusun azalması Sosyal Güvenlik Sistemini de çökertir…

Bu da toplumsal düzensizliğe yol açabilir…

Türkiye AB ülkeleri arasında en yüksek sayıda resmi araç bulunduran bir ülke…

Dahası Türkiye artık komünizmden dönen ülkelerde bile bulunmayan bir Lojman ve Sosyal Tesis cenneti..!

Bu israf da artık önlenmeli…