Hava Durumu

Güvenlik ve Sağlık dışında bütün Lojman ve Sosyal Tesisler satılmalıdır...

Yazının Giriş Tarihi: 23.04.2024 20:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2024 20:22

Türkiye uzun bir süredir yüksek enflasyon sorunu yaşamakta.

Yüksek enflasyonun varlığı faizlerin de yüksek olmasına yol açmakta.

Enflasyon sorunu döneme bağlı olarak farklı nedenlerden kaynaklansa da çözümsüz biçimde ekonominin tepesinde durmakta.

Bunu önlemek için ekonomide sıkı para politikası uygulanacağı söylense de şimdiye kadar önemli bir iyileşme yaşanamadı.

Enflasyon ve yaşam pahalığı özellikle az gelirli vatandaşları zorlamakta.

Son birkaç yılda enflasyonun temel nedeninin TL’nin yüksek dış değer kaybı yaşaması olduğu açık.

Türkiye’de üretimde kullanılan girdilerin önemli bölümü dışarıdan alınmakta...

Bunun karşılığı döviz olarak ödenmekte...

Bu nedenle TL’nin yabancı paralara karşı değer kaybı bu girdilerin pahalanmasına ve dolayısıyla da üretim maliyetlerinin yükselmesine yol açmakta.

Üretim maliyetleri yükselince de ister istemez bu artışlar fiyatlara yansımakta ve enflasyona neden olmakta.

TL’nin değer kaybı süreklilik gösterdikçe enflasyon da süreklilik göstermekte.

Enflasyon yükseldikçe faizin yükselmesi de kaçınılmaz olmakta.

Fasit bir döngü oluşmakta...

Bu sorunu çözmenin ilk yolu TL’nin değer kaybını önlemektir. Türkiye bunu 2003-2010 döneminde başarmış, bankacılık reformu, kamu mali disiplininin sağlanması ve AB ile tam üyelik müzakeresi çerçevesinde riskleri düşürmüş, kredi notu yükselmiş, riskler düşünce bütün ekonomi toparlanmış, TL’nin değer kaybı durulmuş, enflasyon ve faizler düşmüştü.

* * *

Türkiye’de bir de israf sorunu bulunmakta...

İsraf, sosyal dengeyi altüst eden bir hastalıktır.

İsrafın gerek kişiler gerekse toplum üzerinde olumsuz sonuçları vardır.

İsrafın, insanlar arasındaki ekonomik dengeyi bozan, kişiler arasında kıskançlığı arttıran bir yönü vardır.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başından beri kamuda israfa dikkat çekmekte ve bunun için genelgeler yayımlamakta.

Ne ki üzerine ciddi bir biçimde gidilmediği görülmekte...

Bakan Şimşek geçtiğimiz hafta bu konuyu yeniden gündeme getirdi ve bu kez daha bir ciddiyetle israfın önlenmesine yönelik denetimleri sıklaştırarak yeni kurallar konacağı görülmekte.

* * *

Türkiye’de dünyanın hemen hiçbir ülkesinde yaşanmayan bir lojman, sosyal tesisi ve resmi binek aracı saltanatı yaşanmakta...

Devlete ait 250 bine yakın lojman, sosyal tesis bulunmakta...

Neredeyse aynı nüfusa sahip olduğumuz Almanya’daki resmi binek aracı sayısının hemen on katı Türkiye’de kullanılmakta.

Lojman ve sosyal tesisler toplumda adalet duygusunu yaralamakta.

Kayırmacılığı getirmekte...

Bu 250 bin lojman ve sosyal tesisin güvenlik ve sağlık dışındakilerin satılması yahut gerçek bedeli karşılığında kiralanması sağlanmalı.

Bakan Şimşek’in bu konuyla ilgili çalışma başlattığı söylenmekte.

Lojman ve sosyal tesislerin satılması ekonomiye kaynak sağlamaktan daha çok israfı, adaletsizliği ve haksızlığı önleyeceği de göz önüne alınmalı.
Güvenlik ve sağlık yanında salt Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Bakanlar, Kuvvet komutanları, Vali, Rektör, Başsavcı, Kaymakam gibi çok sınırlı bazı makam ve kamu yöneticilerine ancak lojman tahsis edilmelidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.