Hava Durumu

HUZURUN RESMİNİ ÇİZİN BANA?

Yazının Giriş Tarihi: 12.03.2023 16:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.03.2023 16:05

Bir gün bir kral ama halkı tarafından sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini duyurur.

Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır.

Günlerce çalışırlar birbirinden güzel resimler yaparlar.

Sonunda eserleri saraya teslim ederler.

Tablolara bakan kral salt ikisinden hoşlanır.

Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.

Resimlerden birisinde sükûnetli bir göl vardır.

Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır.

Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslemektedir.

Resme kim baksa onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünür.

Diğer resimde de dağlar vardır...

Ama engebeli, çıplak ve hırçın dağlar...

Üst tarafında ise öfkeli bir gökyüzünden yağmurlar boşanmakta ve şimşek çakıyordur.

Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale çağıldamaktadır.

Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmemektedir.

Fakat resme dikkatlice bakıldığında şelalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık görülmektedir.

Çalılığın üstünde ise anne bir kuşun örttüğü bir kuş yuvası görünmektedir.

Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyordur.

Harika bir huzur ve sükûn örneği...

Kral her iki resme uzunca bakar ve ödülü kimin kazandığına karar verir.

Ödülü kim kazandı dersiniz?

Tabi ki ikinci resim...

Kralın açıklaması şöyledir;

Huzur hiçbir gürültünün sıkıntının ya da zorluğun bulunmadığı ve sıkıntının olmadığı yer demek değildir. Huzur bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükûn bulabilmesidir...

(Seçme hikâyelerden alıntı)

 

Kıssadan Hisse:

 

İnsan yaşamında huzur ve sükûneti bulmak insanoğlunun hep hayali ve arzusu olmuştur.

Bu konuda maneviyat ise insanların huzuru bulma arzusunun bir yansımasıdır.

İnsanların çoğu salt bir düzeye kadar iç huzurun para, güç yahut şöhretle sağlanacağını düşünürler.

Genellikle çoğumuz iç huzurun ve sükûnetin bir dizi cennet gibi koşulların sağlandığında olacağını düşünürüz.

Oysa bu doğru değildir...

Kur’an bize aslında huzurun kolay olduğu, sıkıntı ve güçlüklerin yaşandığı dönemlerde bile sükûnetin/huzurun sağlanabileceğini öğretmektedir.

Huzur, türlü olumsuzluklardan ve sınavlardan geçtiğimizde elde edilebilir.

Allah, Kur'ân boyunca huzurun/sükûnetin her zaman zorluklarla birlikte geldiğini, sanki biri olmadan diğerinin kavranamayacağını bize anlatır.

Sükûnet, ilkelerin ve ahlak kurallarının çoğu zaman unutulduğu dönemlerde, özelliklede en zor süreçlerde, Allah’ı neyin memnun edeceğini bilme hikmetine sahip olanların elde ettiği bir şeydir.

Yaşamın sınav ve zorluklarla dolu olduğunu biliyoruz.

Bu sınavlar iç huzurun ve mutluluğun antitezi değildir; onu gerçekleştirmek için birer basamak taşıdırlar.

Kur’an buyuruyor ki, ‘İyice bilin ki gönüller, Allah'ı anmakla yatışır, kuvvet bulur.’

Allah’ı anmaktan amaç, insanın her zaman, âlemde hiçbir varlığın, Allah’tan özgür ve ayrı olarak var olamayacağını bilmesidir.

Şüphe yok ki bütün yücelik ve kudret Allah'ındır

Ve bütün mülk ve varlık onundur.

O her şeye kadirdir...

Böyle inanan insanın hiçbir endişe, korku ve hüznü olmaz.

Kur’an buyuruyor ki; ‘Kim benim hidayetime uyarsa, onlara ne korku var ve ne de mahzun olacaklardır.’

Huzur; mutluluğun geçici olduğunu, yaşamda acıların da olduğunu bilmek ve kabullenmektir...

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.