İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturma başlatılmasının ardından Başkan Erdoğan, Yerel Yönetimlerle ilgili yeni düzenleme sinyali vermişti ama olaylar, soruşturmalar, gizli-açık tanıklar, gözaltılar, tutuklamalar o kadar hızla yayıldı ki artık yerel yönetimlere esaslı bir düzenleme, çeki-düzen verilmesi gerekliliğinde toplum hem fikir olmuş durumda...
Hiç kuşkusuz Türkiye’de ciddi çalışan belediyeler yok değil...
Ancak genelde belediyelerin çoğunun akılları estiği gibi yönetildiği ve ciddi şekilde de denetlenmediği konusunda genel bir kabul oluşmuş durumda...
Kimi belediyelerin adeta bir şirket gibi yönetildiği, başlarında para ve kent yönetiminden anlamayan yöneticilerin bulunduğu algısı yayın bir kanaat...
* * *
Yerel yönetimler, vatandaşa en yakın kamu yönetim organı olarak demokrasinin beşiğidir...
Belediyelerin kontrolü, İçişleri Bakanlığı’na ait bilineceği üzere...
Ama bakanlığın kendi partisine ait belediyelerin yanlışlarını, haksızlık ve usulsüzlüklerini, yolsuzluklarını görmezden geldiği, muhalif belediyelere ise daha hoyratça davrandığı algısı var Muhalefette...
CHP yönetimi, sürecin salt muhalif belediyeleri hedef aldığını öne sürerek kamuoyu oluşturma peşinde..!
Ama İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Kasım 2024'te Meclis'te yaptığı bütçe görüşmeleri sırasında açıkladığı rakamlar CHP savlarını doğrulamıyor...
Bakan Yerlikaya 2024 yılı içerisinde belediyelerle ilgili toplam bin 701 şikayetin değerlendirmeye alındığını, bunlardan 176'sı için soruşturma izni verildiğini söylüyor.
Resmi verilere göre, soruşturma izni verilen belediyelerin 59'u AK Partili, 58'i ise CHP'li belediyeler...
* * *
Belediyelerde pek çok hatalı uygulamalar olmakta.
Bunlardan biri de tepeden gelen atamalar...
İktidar ve muhalefet partileri, kendilerine ait belediyelere Ankara’dan, İstanbul’dan yandaş personel gönderiyorlar.
Gerçi çoğu belediye başkanı, gereksinim olsun-olmasın eşi dostu dolduruyor belediyelere ama bir de Ankara’dan gelenler eklendi mi, ortalık karışıyor iyice..!
Belediyelerin sanat ve kültür işlerine önem vermeleri kuşkusuz güzel bir şey...
Ancak alt yapı eksiklikleri ortada dururken, kanalizasyonu açıkta yol kenarlarından denize dökülen belediyelerin konserlere yüksek bütçeler ayırmaları göze batmakta..!
Yurtdışında fuarlara sıkça gidilmesi de..!
Ankara’daki israfı, bürokrasinin resmi araba saltanatını, lojman ve sosyal tesis savurganlığını yeri geldikçe sürekli eleştiriyorum bu köşeden ama İl ve İlçe belediyelerinde de durumun farklı olmadığı bilinmekte...
Küçücük belediyelerde bile tüm şube müdürlerinin altında resmi arabalar görülmekte değil midir?
* * *
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında ortaya atılan iddiaların İstanbul’la da sınırlı kalmadığı, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları farklı yerlere uzanan bir yozlaşmayı görmekteyiz.
Tüm bunlara yol veren neden denetim mekanizmalarının yeterince etkin işletilememesi olsa gerektir...
Gelinen noktada yerel yönetimler konusunun artık, ivedilikle ele alınarak tüm boyutlarıyla konuşulması, tartışılması ve yeni bir düzene kavuşturulması kaçınılmazdır...
Belediyelerin bir çok işini taşeron firmalara vererek yaptırması, rüşvet,adam kayırma gibi olayların çoğalması artık bu konu üzerine gidilerek gereken düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmaktadır.
Ülkedeki ekonomik sıkıntılara sıkıntı ekleyen yanlış ve suç oluşturan uygulamaların ivedilikle önüne geçilmelidir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
İnsanlar nasıl asıl bir Yerel Yönetim istiyor?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturma başlatılmasının ardından Başkan Erdoğan, Yerel Yönetimlerle ilgili yeni düzenleme sinyali vermişti ama olaylar, soruşturmalar, gizli-açık tanıklar, gözaltılar, tutuklamalar o kadar hızla yayıldı ki artık yerel yönetimlere esaslı bir düzenleme, çeki-düzen verilmesi gerekliliğinde toplum hem fikir olmuş durumda...
Hiç kuşkusuz Türkiye’de ciddi çalışan belediyeler yok değil...
Ancak genelde belediyelerin çoğunun akılları estiği gibi yönetildiği ve ciddi şekilde de denetlenmediği konusunda genel bir kabul oluşmuş durumda...
Kimi belediyelerin adeta bir şirket gibi yönetildiği, başlarında para ve kent yönetiminden anlamayan yöneticilerin bulunduğu algısı yayın bir kanaat...
* * *
Yerel yönetimler, vatandaşa en yakın kamu yönetim organı olarak demokrasinin beşiğidir...
Belediyelerin kontrolü, İçişleri Bakanlığı’na ait bilineceği üzere...
Ama bakanlığın kendi partisine ait belediyelerin yanlışlarını, haksızlık ve usulsüzlüklerini, yolsuzluklarını görmezden geldiği, muhalif belediyelere ise daha hoyratça davrandığı algısı var Muhalefette...
CHP yönetimi, sürecin salt muhalif belediyeleri hedef aldığını öne sürerek kamuoyu oluşturma peşinde..!
Ama İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Kasım 2024'te Meclis'te yaptığı bütçe görüşmeleri sırasında açıkladığı rakamlar CHP savlarını doğrulamıyor...
Bakan Yerlikaya 2024 yılı içerisinde belediyelerle ilgili toplam bin 701 şikayetin değerlendirmeye alındığını, bunlardan 176'sı için soruşturma izni verildiğini söylüyor.
Resmi verilere göre, soruşturma izni verilen belediyelerin 59'u AK Partili, 58'i ise CHP'li belediyeler...
* * *
Belediyelerde pek çok hatalı uygulamalar olmakta.
Bunlardan biri de tepeden gelen atamalar...
İktidar ve muhalefet partileri, kendilerine ait belediyelere Ankara’dan, İstanbul’dan yandaş personel gönderiyorlar.
Gerçi çoğu belediye başkanı, gereksinim olsun-olmasın eşi dostu dolduruyor belediyelere ama bir de Ankara’dan gelenler eklendi mi, ortalık karışıyor iyice..!
Belediyelerin sanat ve kültür işlerine önem vermeleri kuşkusuz güzel bir şey...
Ancak alt yapı eksiklikleri ortada dururken, kanalizasyonu açıkta yol kenarlarından denize dökülen belediyelerin konserlere yüksek bütçeler ayırmaları göze batmakta..!
Yurtdışında fuarlara sıkça gidilmesi de..!
Ankara’daki israfı, bürokrasinin resmi araba saltanatını, lojman ve sosyal tesis savurganlığını yeri geldikçe sürekli eleştiriyorum bu köşeden ama İl ve İlçe belediyelerinde de durumun farklı olmadığı bilinmekte...
Küçücük belediyelerde bile tüm şube müdürlerinin altında resmi arabalar görülmekte değil midir?
* * *
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında ortaya atılan iddiaların İstanbul’la da sınırlı kalmadığı, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları farklı yerlere uzanan bir yozlaşmayı görmekteyiz.
Tüm bunlara yol veren neden denetim mekanizmalarının yeterince etkin işletilememesi olsa gerektir...
Gelinen noktada yerel yönetimler konusunun artık, ivedilikle ele alınarak tüm boyutlarıyla konuşulması, tartışılması ve yeni bir düzene kavuşturulması kaçınılmazdır...
Belediyelerin bir çok işini taşeron firmalara vererek yaptırması, rüşvet, adam kayırma gibi olayların çoğalması artık bu konu üzerine gidilerek gereken düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmaktadır.
Ülkedeki ekonomik sıkıntılara sıkıntı ekleyen yanlış ve suç oluşturan uygulamaların ivedilikle önüne geçilmelidir.