Hava Durumu

İsrafa dur de, tasarrufa yol ver..!

Yazının Giriş Tarihi: 29.04.2025 17:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.04.2025 17:48

Dünyada kimi dönemler israf ve tasarruf kavramları gündemi sıklıkla oluşturmuşsa da bu günkü kadar ciddi anlamda ele alınmamış olsa gerektir.

Dünyanın bir bölgesinde sosyal refah içinde yaşayan insanların varlığı yanında başka bir bölgede yoksulluk ve açlık yaşayan insanların varlığı bu gün insanlık vicdanını artık harekete geçirmesi gerektiği açıktır.

Günlük geliri 2 doların altında olan suya ve gıdaya hasret milyonlarca insanın varlığı yanında varlıkları milyarlarca doların üzerinde olan dünya genelinde çok sayıda insan var.

Değişik araştırma şirketlerince yayınlanan veriler, dünya genelinde milyarder sayılarının özellikle son dönemlerde arttığını buna karşılık açlık ve sefalet içinde yaşayan yoksul insanların da sayılarının arttığını gösteriyor...

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) örgütü, milyonlarca insanın çatışma, iklim değişikliği ve ekonomik krizler nedeniyle yoksulluk ve açlık çektiğini, bunun önlenmesi gerektiğini belirtmektedir.

İsrafın önlenmesiyle birlikte sosyal adaletin de düzeltilmesi gerektiği istenmektedir.

* * *

Tasarrufun bir parçası israftır...

İsraf, gereksiz harcama-tüketim ve savurganlık gibi anlamları içermektedir.

Tasarrufa olanak sağlayabilmenin başlangıç noktası öncelikle israfı olabildiğince önlemekten geçer.

Çoğumuzun çocukluk yılları büyüklerimizden tasarruf öyküleri dinleyerek geçmiştir.

Gaz lambasıyla aydınlanan; evlerde su şebekesi bulunmadığı için kilometrelerce uzaktan su taşımak zorunda kalan, okuluna kilometrelerce sıcakta, soğukta yürüyerek yahut bisikletle gidip-gelen bu nesil için tasarruf, bir zorunluluğun da ötesinde yıllar içinde vazgeçilmez bir yaşam tarzına dönüşmüş durumdadır.

Zor günler geride kaldığında bolluk içinde yaşıyor olsalar dahi bu nesil lambayı kapatmayı unutunca size tatlı-tatlı çıkışabilir!

Çünkü yaşanan savaşlar; kıtlıklar, siyasi krizler ve doğal afetler sonucunda tasarruf olgusu yaşamlarının her noktasına işlemiştir.

* * *

Ancak tüm sorunlara ve sıkıntılara karşın Türkiye’de tasarruf olgusunun giderek zayıfladığına yönelik işaretler çoğalmaktadır.

1980’lerde yüzde 25 olan tasarruf oranının bu günlerde yüzde 5 bandına kadar düşmüş olduğu gözlenmektedir.

Tasarruf verilerindeki bu dramatik değişikliğin en önemli nedeni ise elbette günden güne artan kredi kartı kullanım oranlarıdır.

Türk insanının lüks tüketim ürünlerine ve taksitli alışverişe son derece yatkın olduğu bilinmektedir.

Yani banka ve finans kurumlarıyla sıkı ilişkilerin temelini tasarruf yahut yatırım değil harcamak oluşturmaktadır.

Endüstrileşme ve küreselleşmenin tüketim alışkanlıklarına doğrudan etki etmesi son derece normaldir ancak bunun da bir sınırı olmalıdır.

Son yıllarda yaşanan dijital dönüşüm olgusunun her türlü ürün ve hizmete daha kolay erişimi sağlaması açıktır.

Ne ki tüketim çılgınlığının içinden tasarruf hareketini yeniden canlandırarak çıkılabileceğimizi görmemiz gerekmektedir.

Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülke için tasarruf hareketinde başarısızlık kabul edilebilinir bir şey olmamalıdır.

Hele yetimin ve mazlumun da malı olan devlet malındaki israf; hesabı en çetin verilecek bir davranışlar olarak belirtir dinimiz...

Unutmayalım, Allah israf edenleri sevmez...

Peygamberimiz (SAV) 'Nehrin kenarında bile olsanız, abdest alırken israf etmeyiniz.' buyurmaktadır.

+++++++++++++++

++++++++++++++++++++++++++

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.