Öteden beri zaten kişi başı tüketimde düşük olduğumuz kırmızı ette ilk kırılma salgın döneminde yaşanmıştı.
Daha sonra artan fiyatlar ve alım gücündeki daralma nedeniyle hane halkının et tüketimi daha da azalmaya başladı.
Kırmızı et en değerli hayvansal protein kaynağı…
Kansızlığı önlemesi, bedeni canlı ve güçlü kılması, zihinsel gelişmeyi sağlaması açısından son derece önemli bir besin kaynağı yani.
Çinko açısından da en zengin kaynaklardan biri olan kırmızı et, vücut gereksiniminin neredeyse yüzde ellisini karşılıyor.
Özellikle çocukların mutlaka tüketmesi gereken bir protein...
Bununla birlikte bebekler, gelişme çağındaki gençler ve doğurganlık çağındaki kadınlar için son derece önemli bir besin…
Uzmanlar böyle diyor.
Peki, bu besini yeteri miktarda alabiliyor muyuz?
* * *
Türkiye, alım gücüne göre dünyada etin en pahalı olduğu ülkelerden biri…
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) raporuna göre;
Türkiye Avrupa ülkeleri arasında en az kırmızı et ve deniz ürünleri tüketen ülke.
Aynı rapora göre, Türkiye'de yılda kişi başı ortalama 5 kilogram balık tüketiliyor.
En fazla balık tüketen ülke ise 92 kilogram ile İzlanda.
Oysa ülkemizin dört tarafı deniz...
Kırmızı et tüketimi verilerinde de benzer bir tablo gözleniyor.
OECD'nin açıkladığı verilere göre, 2019'da dünyada ortalama olarak kişi başına 14,5 kilogram dana ve sığır eti tüketilirken, Türkiye'de bu rakam 10 kilogram.
Ancak Türk halkı daha çok küçükbaş hayvan ve piliç tükettiği için sığır eti tüketimi düşüklüğünü normal karşılamak gerekiyor.
Ama yine de Türkiye hem kırmızı eti hem de balığı az tüketiyor.
* * *
Peki, Türk halkı neden kırmızı et tüketiminde gerilerde?
Bunun nedeni nedir?
Bunun nedeni Türkiye yeterli üretimi yapamıyor.
Bu nedenle de fiyatlar sürekli yukarı çıkıyor.
Peki, kökeni göçebe hayvancılıktan gelen bizler, neden et üretemiyoruz?
Hayvancılık politikalarımız mı yanlış, meralarımız mı azaldı, desteklemeler mi yetersiz yahut desteklemeler asıl yerine ulaşmıyor mu, girdiler mi yüksek, hayvan ıslahında mı sorunumuz var ya da zaman-zaman yapılan dış alımlarında mı sorun?
Nüfusun ve turist miktarının sürekli arttığı ülkemizde, refahın yükselmesiyle birlikte önlem alınmadığı takdirde et üretiminin ve dolaysıyla tüketiminin yakın gelecekte daha da yetersiz olacağı ve şiddetleneceği görülmektedir.
Çeyrek yüz yıl önce Türkiye nüfusu 60 milyon dolayındaydı.
Ve Türkiye’ye gelen turist sayısı da 5-10 milyondu.
Bu gün ise nüfusumuz 85 milyon…
Üzerine bir de 5-6 milyon Suriyeli, Afganistanlı ve diğer ülkelerden gelenler var.
Ve bu gün ülkemize gelen turist sayısı 50 milyona yaklaşmış durumda.
Yani doyurmamız gereken insan sayısı 150 milyona yaklaşıyor.
Yani et üretimini arttırmamız gerekiyor...
Meralarımızı ıslah edip kullanıma açmalıyız.
Sıkça et dış alımının da hayvancılığımıza darbe vurduğunu görmeliyiz.
Ve desteklemeleri de yerinde ve zamanında yapmak gerekiyor.
Aracılar denetlenmeli fahiş kazançların önüne geçilmesi gerek.
Yeni ve verimli ırkları geliştirmemiz de gerekli.
Yem fiyatlarını yükselten unsurlar ve tekelleşmenin önüne geçilmeli.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
KIRMIZI ET FİYATLARI NEDEN SÜREKLİ ARTIYOR?
Öteden beri zaten kişi başı tüketimde düşük olduğumuz kırmızı ette ilk kırılma salgın döneminde yaşanmıştı.
Daha sonra artan fiyatlar ve alım gücündeki daralma nedeniyle hane halkının et tüketimi daha da azalmaya başladı.
Kırmızı et en değerli hayvansal protein kaynağı…
Kansızlığı önlemesi, bedeni canlı ve güçlü kılması, zihinsel gelişmeyi sağlaması açısından son derece önemli bir besin kaynağı yani.
Çinko açısından da en zengin kaynaklardan biri olan kırmızı et, vücut gereksiniminin neredeyse yüzde ellisini karşılıyor.
Özellikle çocukların mutlaka tüketmesi gereken bir protein...
Bununla birlikte bebekler, gelişme çağındaki gençler ve doğurganlık çağındaki kadınlar için son derece önemli bir besin…
Uzmanlar böyle diyor.
Peki, bu besini yeteri miktarda alabiliyor muyuz?
* * *
Türkiye, alım gücüne göre dünyada etin en pahalı olduğu ülkelerden biri…
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) raporuna göre;
Türkiye Avrupa ülkeleri arasında en az kırmızı et ve deniz ürünleri tüketen ülke.
Aynı rapora göre, Türkiye'de yılda kişi başı ortalama 5 kilogram balık tüketiliyor.
En fazla balık tüketen ülke ise 92 kilogram ile İzlanda.
Oysa ülkemizin dört tarafı deniz...
Kırmızı et tüketimi verilerinde de benzer bir tablo gözleniyor.
OECD'nin açıkladığı verilere göre, 2019'da dünyada ortalama olarak kişi başına 14,5 kilogram dana ve sığır eti tüketilirken, Türkiye'de bu rakam 10 kilogram.
Ancak Türk halkı daha çok küçükbaş hayvan ve piliç tükettiği için sığır eti tüketimi düşüklüğünü normal karşılamak gerekiyor.
Ama yine de Türkiye hem kırmızı eti hem de balığı az tüketiyor.
* * *
Peki, Türk halkı neden kırmızı et tüketiminde gerilerde?
Bunun nedeni nedir?
Bunun nedeni Türkiye yeterli üretimi yapamıyor.
Bu nedenle de fiyatlar sürekli yukarı çıkıyor.
Peki, kökeni göçebe hayvancılıktan gelen bizler, neden et üretemiyoruz?
Hayvancılık politikalarımız mı yanlış, meralarımız mı azaldı, desteklemeler mi yetersiz yahut desteklemeler asıl yerine ulaşmıyor mu, girdiler mi yüksek, hayvan ıslahında mı sorunumuz var ya da zaman-zaman yapılan dış alımlarında mı sorun?
Nüfusun ve turist miktarının sürekli arttığı ülkemizde, refahın yükselmesiyle birlikte önlem alınmadığı takdirde et üretiminin ve dolaysıyla tüketiminin yakın gelecekte daha da yetersiz olacağı ve şiddetleneceği görülmektedir.
Çeyrek yüz yıl önce Türkiye nüfusu 60 milyon dolayındaydı.
Ve Türkiye’ye gelen turist sayısı da 5-10 milyondu.
Bu gün ise nüfusumuz 85 milyon…
Üzerine bir de 5-6 milyon Suriyeli, Afganistanlı ve diğer ülkelerden gelenler var.
Ve bu gün ülkemize gelen turist sayısı 50 milyona yaklaşmış durumda.
Yani doyurmamız gereken insan sayısı 150 milyona yaklaşıyor.
Yani et üretimini arttırmamız gerekiyor...
Meralarımızı ıslah edip kullanıma açmalıyız.
Sıkça et dış alımının da hayvancılığımıza darbe vurduğunu görmeliyiz.
Ve desteklemeleri de yerinde ve zamanında yapmak gerekiyor.
Aracılar denetlenmeli fahiş kazançların önüne geçilmesi gerek.
Yeni ve verimli ırkları geliştirmemiz de gerekli.
Yem fiyatlarını yükselten unsurlar ve tekelleşmenin önüne geçilmeli.