Hava Durumu

KİTAP VE GAZETE OKUMA SAYISI GİDEREK DAHA DA AZALIYOR...

Yazının Giriş Tarihi: 19.09.2022 16:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.09.2022 16:24

Genel olarak öteden beri az okuyan bir toplumuz.

Dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında, yüzde 21 ile Fransa ve İngiltere bulunuyor.

Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (DESAM) yayınladığı rapora göre; Türkiye yüzde 0,1'lik kitap okuma oranıyla dünyada 86'ncı sırada yer alıyor.

Uluslararası Yayıncılar Birliği son yıllardaki araştırma verilerine göre, Türkiye'de kişi başına 8,4 kitap düşmüş.

TÜİK verilerine göre, kitap okumak Türk insanının gereksinim listesinde 235. sırada.

Son 10 yılda kitap, dergi ve gazete okuma sayısı yüzde 40 düşmüş...

Kitap okumaya ayırdığımız süre günde ortalama sadece 1 dakika!

Buna karşılık TV izlemeye ortalama 6 saat, internete bağlanmaya 3 saat ayırıyor.

* * *

Kuşkusuz kitap ve gazete okuma sayısının azalması tüm dünyada olduğu gibi internetin yaygınlaşmasıyla bizde de düşmekte.

Gençler daha çok sosyal medyada zaman harcıyor.

Ve son 30 yıldan bu yana da kitap ve gazete okuma sayısı giderek düşüyor…

Dünyada da düşse de Türkiye’de bu daha hızlı gibi…

Kuşkusuz bunun sosyal, ekonomik, psikolojik ve gelenekle ilgili nedenleri var.

Eğitim seviyemizin çağa uyarlanmasındaki yavaşlık ve eksiklikler,

Televizyon, internet kullanımı ve sosyal medya, okuma oranlarını en alt seviyeye indirgedi.

Dijital yayıncılık baş döndürücü bir hızla gelişiyor, gençler genellikle sosyal medyada vakit geçiriyorlar.

Bir diğer neden de internette kitapların daha ucuz fiyata satılıp haksız rekabet oluşturulması.

* * *

Dünyada her şey hızla değişiyor...

Türkiye’de yollar da, araçlar da çok değişti...

Yazın dünyasının aktörleri de bu gelişime koşut yeni bir anlatım yolu buluyor ama bu sanırım biraz yavaş gelişiyor.

Gençler artık eski klasiklerimiz yerine bambaşka şeyler okuyor.

Dijital dönem eski yapıyı, gelenekleri, anlayışları anlamayı, izlemeyi öteliyor.

Söz gelimi; “Adam kapıya geldi, anahtarını çıkardı ve karanlıkta deliği zar-zor bularak anahtarı çevirdi, açılan kapıdan içeri adımını atarken anahtarı yeniden çıkartarak içeriden deliğe soktu ve kıçıyla itekleyerek kapıyı kapatırken anahtar yere düştü, eğildi yerden alarak yeniden deliğe soktu ve sağ duvardaki lambayı yaktı”

Dijital teknolojinin olağanüstü geliştiği günümüzde bunun “Adam kapıya yaklaşırken onun görüntüsüyle aydınlanan kapının önünde durdu, başparmağını butona değdirerek açılan kapıdan içeri girdi ve içerisi de aydınlandı” şeklinde oluyor artık.

Yahut “Adam katırıyla dar patika yoldan ormana doğru ilerlerken…” gibi bir tümceyle oluşturulan metinlerden oluşmuş eski klasiklerimizi gençlerimiz okumuyor.

İnsanlarının yüzde 80’ninin kentlerde yaşadığı, insansız hava araçlarının, yapay zekânın, yaşamımıza girmeye başlamış robotların konuşulduğu bir dünyada yazın aktörlerinin de buna yönelik bir dil kullanması gerekiyor artık.

Bizim kandille okuma öğrendiğimiz günleri bilmeyen dijital dönem gençlerine “Bizim eski klasiklerimizi de okuyun’ desek, ne yazar?

Tıpkı, AK Parti iktidarları döneminde doğup, yetişmiş kuşağın eski susuz, yolsuz, kirli kentleri bilmeyip, yaşamı hep böyle sandıkları gibi..!

Değil mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.