Hava Durumu

Köylü nüfusunun azalması tehlike mi?

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2025 21:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2025 21:23

Türkiye’de özellikle 80’lerden bu yana köyde yaşayanların sayısında önemli düşüşler yaşanmakta.

Bu doğru...

Dolayısıyla çiftçi sayısında da önemli düşüşler var...

Bu da doğru...

Peki, bu gidiş neyin göstergesi olabilir?

Hangi orana kadar düşerse tehlike başlamış denebilir?

Evet, Türkiye 1980’lere kadar bir köylü toplumuydu.

Nüfusun yarıya yakını köylerde yaşamaktaydı.

90’lardan itibaren kırsaldan kentlere göç hızlandı...

Bu gün gelinen noktada kırsalda yaşayan ve çoğunluğu çiftçilik yapanlar halen Avrupa kent-kır nüfus oranları karşılaştırıldığında hala kırsalda yaşayanlar Türkiye’de Avrupa ortalamasının üzerinde.

Ama kentlerde rahatımız bozulmasın, bütün meslekleri bizler yapalım, köylü köyünde kalsın, diyen sözüm ona bir ‘Aydın ve yarı Aydın’ bir kitle var ki, Türkiye’deki bu gidişten rahatsızlar..!

Ve işin ilginci bu kesimin çoğunun da kırdan kente göçenlerden oluşmuş olduğu..!

* * *

Evet, kırsaldan kente göç olgusu bir gerçek ama doğal bir gelişme...

İnsanlar ya daha iyi iş olanakları aramak yahut daha sosyal yaşamak için kentleri tercih etmekteler.

Türkiye’deki son yıllarda yaşanan yaşam pahalılığını ve fiyat artışlarını buna bağlayanlar var ve olabilir.

Oysa bu doğru değildir...

Türkiye’de son çeyrek yüzyılda Çiftçi sayısındaki azalmaya karşın toplam tarımsal ürünlerde önemli artışlar yaşanmakta.

Türkiye’nin nüfus artış hızında azalmaya karşın ülkemize gelen göçmen ve yılda 60 milyonu aşan turisti doyurmak için de Türkiye’nin daha çok üretmesi gerektiği açık.

* * *

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye, 2024 yılında AB ülkelerine kıyasla hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvan varlığında lider konumuna yükselmiş durumda.

Bunun yanında Türkiye birçok ülkeye oranla tahıl ve yaş sebze-meyve üretiminde de baş sıralarda.

Öyleyse neden dışarıdan tarım ürünü alıyoruz, fiyatlar neden yükseliyor, diye sorulabilir.

Aslında Türkiye çoğu kalemde kendi nüfusuna yetecek tarımsal ürünü üretebilmekte.

Ama Türkiye’ye nüfusunun yüzde seksenine yakın (61 milyon turist, 4 milyon göçmen) oranda turist ve gelmekte ve bunlar ülkemize para bırakmakta.

Bunları da doyurmak zorunluluğumuz var...

* * *

Evet, Türkiye dışarıdan ham ve yarı işlenmiş tarımsal ürün satın almakta.

Ama dışarıya da parasal ve miktar olarak aldıklarından daha fazlasını işleyerek satmakta...

Türkiye'nin tarım, gıda ve içecek dış alımı 21 milyar dolar, dış satımı ise 26,5 milyar doları aştı.

Yani tarımsal üretim dış ticaretinde artı bir durum söz konusu...

Türkiye dışarıdan aldığı buğdayı işleyip un ve makarna olarak satmakta...

Türkiye'nin dünyada un dış satımında birinci, makarna dış satımında da ikinci sırada olduğu gerçeğini görmek gerekiyor.

O nedenle ucuz siyasi getiri adına ‘Türkiye dışarıdan gıda alıyor’ söylemini bu açıdan değerlendirmek gerekiyor.

Keşke daha çok turist gelse de ülkemize daha çok alsak...

Kuşkusuz tarımda en yüksek verime ulaşmak için daha çok çaba göstermek gerekli...

Ama ‘Tarımdan kaçış var, çiftçi sayısı azalıyor, kimse köyde durmuyor’ söylemleri fazla gerçekçi değildir.

Ama hala da yapılması gerekenler, kimi yapısal sorunlarımız da yok değil...

Buna karşın gıda da fahiş fiyat artışlarının üretim azlığından ziyade üretim eksikliği, fırsatçılık ve ticari ahlak bozulmalarına bağlamak gerekiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.