Hava Durumu

Köylülüğün dönüşümü ve emekli maaşlarımız

Yazının Giriş Tarihi: 19.03.2024 15:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.03.2024 15:14

Köylü yahut köylülük’, hane temelli emek ilişkilerine dayanarak geçimlik tarımsal üretim yapan ekonomik ve toplumsal bir olgu olarak tanımlanabilir.                                                                                                          Ne ki kapitalist ilişkilerin tarımda yaygınlaşmasıyla köylülüğe ilişkin olgusal gerçeklik ve tanımlama da değişmektedir artık...

Bu dramatik olsa da ve uzun sürse de toplumsal bir değişimdir.

Yani zamanın ruhuna ayak uydurmaktır kısaca...

Bu kimilerince kıyasıya eleştirilir, kimileri içinse yaşamın olağan akışıdır...

Oysa Tarımın kapitalistleşmesi, kırsal toplumsal yapı içinde hem bir kopuş hem de bir yeniden yapılanma süreci olarak yaşanır aslında.

Yani bundan korkmamak gerekiyor...

Daha önce bir market değeri olmayan servis, ürün yahut ilişkilerin bir değiş-tokuş değeri kazanmasının nesi kötüdür?

Ancak bu süreç özellikle küçük köylüler açısından hem mekânsal hem de toplumsal olarak önemli sonuçlar doğurmaktadır.

* * *

TÜİK’in yaptığı açıklamalara göre Türkiye’de nüfus artışının düştüğü gözlenmektedir.

Üstelik Başkan Erdoğan’ın başından beri doğru olarak yaptığı 3 çocuk önerisine karşın..!

İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranlarında önemli artışlar yaşanmakta son çeyrek yüzyılda...

Köylü nüfusu azalıyor yani...

Türkiye, köylü toplum olmaktan kentli toplum olmaya doğru yol almakta.

Kimileri bu gidişe ‘Kötü’ diyor…

CHP tipi köylü solculuğu yapanlar gibi..!

Sol’un, Sosyal demokrasi’nin Marksizm’den etkilenen ve sanayi toplumlarının bir ürünü olduğu gerçeğini es geçerek, yahut farkında olmadan hem de..!

Hala geçmiş yüzyıl gerçekleri üzerinden siyaset yaparak toplumların biçimlendirilmesine inanılmakta..!

* * *

Türkiye nüfusunun ortanca yaşı yükselmekte…

Yani yaşlanıyoruz

Ülkemizde yaşlı nüfus, 1935 yılında 628 041 bin iken 2020 yılında bu sayı 8 milyona dayandı.

Bu gün ise 10 milyon dolayında...

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 1935 yılına göre neredeyse 3 kat artarak 2020 yılında yüzde 10’na yükseldi.

Bu günlerde ise 12 milyona doğru yükselmekte...

Yapılan nüfus öngörülerin de yaşlı nüfusun artış eğilimini sürdürmesi beklenmekte.

Bu, doğumların azalması yanında yaşam süresi ortalamasının artmasıyla da ilintili bir sonuç kuşkusuz...

Araştırmacılar arasında nüfus yaşlanmasının kalıcı ve sürekli bir olay olduğuna, yaşlı nüfusun düzenli olarak arttığına ilişkin bir fikir birliği oluşmuş görünmektedir.

Dünya bu gün henüz dramatik bir şekilde yaşlanmasa da öngörüler, dünya nüfusunun önümüzdeki on yıllarda önemli ölçüde daha da yaşlanacağına ve 2050 yılına kadar 65 ve üzeri yaştakilerin oranının yüzde 16,5 olacağına işaret etmektedir.

* * *

Peki, böyle bir tablo karşısında artan nüfusu kim besleyecek?

Türkiye’de de kilometrekareye düşen kişi sayısı artmakta.

Bu hem doğumlarla, hem göçlerle ve hem de ülkemize gelen turist sayası olarak...

Yani milyonlarca gence aş ve eğitim sağlanacak, sağlık hizmeti, adalet verilecek ve hem de yaşlılara bu orta sınıf bakacak…

Türkiye’de iki çalışan bir emekliye bakmakta...

Bu rakam Avrupa’da 4 çalışanın bir emekliye bakması şeklinde...

Emekli maaşlarımızın düşüklüğü de bir açıdan bu nedenle biraz da...

Yani hem aç kalmamamız hem de emekli maaşlarımızın artması kayıtlı çalışan sayısının daha hızlı artırılmasından geçmekte.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.