14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı adaylığı için seçmenler tarafından aday gösterilmek isteyenlerin, Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) başvuru süresi sona erdi.

Mecliste gurubu bulunan partilerin adayların isimleri başvuruda bulunanlardan adaylık başvuru koşullarını sağlayanlar YSK tarafından ilan edildi...

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, seçmenler tarafından gösterilecek Cumhurbaşkanı adaylarının toplanacak imza süreçleri ile ilgili yaptığı açıklamada söz konusu adayların isimlerinin YSK tarafından ilan edildiğini belirtti ve bu adayların 100 bin imza toplama sürecinin başladığını ve sürecin 27 Mart saat 20.00'ye kadar süreceğini dile getirdi.

Adaylık için yeterli imzaya ulaşamayanların yatırdığı ücret Hazine'ye gelir kaydedilecek.

Seçmenler, YSK'nin ilanında belirtilen adaylardan salt biri için ve bir kez teklifte bulunabilecek.

Cumhurbaşkanı kesin aday listesi 31 Mart'ta, Resmi Gazete'de yayımlanacak ve Cumhurbaşkanı seçimi propaganda dönemi başlayacak.

* * *

6’lı Masa toplantı sonrası ittifakın adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu açıklandı ama Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi durumunda Millet İttifakı'nın diğer genel başkanları, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı kararına karşı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş yeni bir talepte bulundu. 

Buna göre İttifakı oluşturan partilerin genel başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı değil de, Milletvekili adayı gösterilmesini, kendisi ile Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Yardımcısı gösterilmesinin daha doğru olacağını, konuyu genel başkanlarla konuşacağını belirtti Mansur yavaş.

Mansur Yavaş’ın önerisinin bir kısmı aslında ittifakın Güçlendirilmiş parlamenter Sistem için daha uygun olacağı açık!

Hele Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na 5 genel başkan ile birlikte İmamoğlu ve Yavaş’ın da bulunmasını istemesiyle 7 Cumhurbaşkanı Yardımcılığı gibi aslında Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nin daha da güçlendirilmiş hale getirileceği gibi bir abuk durum ortaya çıkmış oldu.

Nereden nereye..?

* * *

Türkiye bildiğimiz gibi, 2017 yılında 1876 yılından beri uygulamada olan parlamenter hükümet sistemine son vererek başkanlık sistemine geçmişti.

Ancak muhalefet son yıllarda yaşanan politik, ekonomik ve toplumsal sorunları başkanlık sistemine geçişin gerekçesi olarak sunmuştu kamuoyuna.

Ancak kendi oluşturacakları 7 Cumhurbaşkanı Yardımcılı sistem ile çelişiyordu bu söylemleri.

Her ne kadar bunu geçiş süreci için düşünmüş olduklarını açıklasalar da seçim sonuçlarının sistemi değiştirmeye olanak sağlayacak bir oy oranına ulaşamaması durumunda şimdiki sistemin daha da güçlendirilmiş bir hal alacağı açık değil mi?

Artık Türkiye, başkanlık sistemine geçtiğine göre aslında yapılması gereken, başkanlık sisteminin zayıf noktalarına ve yürürlükteki Cumhurbaşkanlığı sisteminin eksiklerine odaklanmak değil miydi?

Ve ittifakı oluşturan genel başkanların partilerinin başında Mecliste olmaları daha uygun olmaz mıydı?

Buna göre, daha önceki hükümet sistemi gibi, yeni hükümet sisteminin de zayıf halkası yine yasama organı olmayacak mı?

Amaç yasamayı güçlendirmek ise genel başkanların mecliste olmaları gerekmez mi?

Şimdi görünen o ki, 7 Cumhurbaşkanı Yardımcılı bir sistem karşısında daha zayıf bir Meclis ortaya çıkacak gibi görünmüyor mu?

Kaldı ki öte yandan, İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının o kentlerde çözmesi gereken yığınla sorun ortada dururken Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmaları tuhaf değil mi?