Suriyeli Muhalif grupların Beşar Esed'i devirmesi ve ülkedeki Baas rejimine son vermesi sonrası yeni yönetimin ülkeyi hızla ayağa kaldırmaya yönelik çalışmaları sürüyor...
Başından bizim Muhalefetin ‘Türkiye Esad ile görüşmeli’ söylemlerine hiç sıcak bakmadım.
Bunu her fırsatta seslendirip yazmıştım da...
Ülkesinin yarısına egemen olamayan, yüz binlerce vatandaşını katleden, yine nüfusunun yarısının yurt dışına kaçmasına yol açan, Türkiye’ye karşı terör eylemi gerçekleştirenlere destek veren biriyle Türkiye ne konuşacaktı?
Sonunda Esad kaçtı, gitti..!
Esad’ın devrilmesinin ardından şimdi Suriye çok önemli bir süreç yaşamakta.
Dışarıdan ve içeriden pompalanan bütün eleştirilere karşın Suriye halkı kendi ülkesinde barışı sağlama, bütün silahlı guruplardan arındırılmış tek bir Suriye amacıyla yaralarını sararak geleceğe uzanan bir devinimin içinde...
Kuşkusuz bu kolay olmayacak ama Suriye halkının mücadelesinin sonuç verici olmasına yönelik önemli bir süreç işlemekte.
Türkiye’nin de bu sürece deneyimlerini aktararak destek olacağı çok açık...
* * *
İçimizdekilerin bir kısmı Suriye’de oluşturulacak yönetim yapısının ne ve nasıl olacağına yönelik yaklaşımlarının iyi niyetli olup-olmadığına bakmaksızın yeni yönetimi oluşturacak yetkililer çok açık ve doğru mesajlarla halkı sükûnete çağırmakta.
Esad’lı Suriye Arap Cumhuriyet’inin bundan sonraki adının ne olacağı merak konusu kuşkusuz.
Suriye nüfus olarak ağırlıklı Araplardan oluşmakta...
Yüzde 75 Sünni, yüzde 10 Nusayri Araplardan oluşmakta.
Bunların dışında Kürtler yüzde 10 ve Türkmenler de nüfusun yüzde 5’e yakının oluşturmakta.
Çok az sayıda da başka azınlıklar bulunmakta...
Haliyle rejimin adının Suriye Arap Cumhuriyeti olmasından daha doğal ne olabilir?
Suriye İslam Cumhuriyeti de bir seçenek kuşkusuz çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir ülke için.
Kısa adıyla Suriye Cumhuriyeti de olabilir...
Buna Suriye halkı karar verecek ama ‘Federal’ bir yapı olmayacağı açık ve kesin...
* * *
Önce MİT Başkanı ve sonra da Dışişleri Bakan’ımızın ziyaret ederek görüşmeler yaptığı Ahmet Eş Şera’nın mesajları iç açıcı, ayakları yere basan, gerçekçi açıklamalar.
Türkiye’nin de bu konuda deneyimlerini aktardığı ve her türlü desteği vermekte olduğu ve vereceği açık.
Amerika ise Suriye’de ‘Türkiyesiz’ bir yapılanmanın olamayacağını görmüş olmalı...
Suriye’nin tek parça ve her türlü silahlı örgütlerden temizlenmiş bir Suriye olması tek koşulyeni yönetim ve Türkiye açısından...
Türkiye’den geri dönüşler için de bu önemli...
* * *
Türkiye içinde ve dışındaki ‘Esad sevicilerinin’İsrail işgali söylemlerinin medyada abartıldığı kadar olmadığı belirtilmekte.
İsrail işgal güçlerinin yalnızca bazı tepeleri ve yerleşim yerlerini ele geçirdiği ancak bu bölgelerin de büyük çoğunluğunun halen Suriye yönetiminde olduğu ifade ediliyor...
Yeni Suriye yönetiminin mevcut aşamada İsrail ile savaşacak güç ve olanağa sahip olmaması nedeniyle İsrail üzerinde diplomatik anlamda baskı kurulmaya çalışılıyor.
Bu amaçla İsrail'e baskı uygulamak için çeşitli ülkelerle görüşmeler gerçekleştiriliyor.
Öte yandan duyumlara göre, PKK'nın Suriye yapılanması YPG, Suriye'nin doğusundaki Kobani, Rakka ve Deyrizor gibi bölgelerden çekilmek üzere.
YPG'nin Haseke ve çevresinde sıkıştırılması hedefleniyormuş.
Bir yandan da Anayasa yazılması için çalışma yürütülüyor...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Nasıl bir Suriye oluşturulacak?
Suriyeli Muhalif grupların Beşar Esed'i devirmesi ve ülkedeki Baas rejimine son vermesi sonrası yeni yönetimin ülkeyi hızla ayağa kaldırmaya yönelik çalışmaları sürüyor...
Başından bizim Muhalefetin ‘Türkiye Esad ile görüşmeli’ söylemlerine hiç sıcak bakmadım.
Bunu her fırsatta seslendirip yazmıştım da...
Ülkesinin yarısına egemen olamayan, yüz binlerce vatandaşını katleden, yine nüfusunun yarısının yurt dışına kaçmasına yol açan, Türkiye’ye karşı terör eylemi gerçekleştirenlere destek veren biriyle Türkiye ne konuşacaktı?
Sonunda Esad kaçtı, gitti..!
Esad’ın devrilmesinin ardından şimdi Suriye çok önemli bir süreç yaşamakta.
Dışarıdan ve içeriden pompalanan bütün eleştirilere karşın Suriye halkı kendi ülkesinde barışı sağlama, bütün silahlı guruplardan arındırılmış tek bir Suriye amacıyla yaralarını sararak geleceğe uzanan bir devinimin içinde...
Kuşkusuz bu kolay olmayacak ama Suriye halkının mücadelesinin sonuç verici olmasına yönelik önemli bir süreç işlemekte.
Türkiye’nin de bu sürece deneyimlerini aktararak destek olacağı çok açık...
* * *
İçimizdekilerin bir kısmı Suriye’de oluşturulacak yönetim yapısının ne ve nasıl olacağına yönelik yaklaşımlarının iyi niyetli olup-olmadığına bakmaksızın yeni yönetimi oluşturacak yetkililer çok açık ve doğru mesajlarla halkı sükûnete çağırmakta.
Esad’lı Suriye Arap Cumhuriyet’inin bundan sonraki adının ne olacağı merak konusu kuşkusuz.
Suriye nüfus olarak ağırlıklı Araplardan oluşmakta...
Yüzde 75 Sünni, yüzde 10 Nusayri Araplardan oluşmakta.
Bunların dışında Kürtler yüzde 10 ve Türkmenler de nüfusun yüzde 5’e yakının oluşturmakta.
Çok az sayıda da başka azınlıklar bulunmakta...
Haliyle rejimin adının Suriye Arap Cumhuriyeti olmasından daha doğal ne olabilir?
Suriye İslam Cumhuriyeti de bir seçenek kuşkusuz çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir ülke için.
Kısa adıyla Suriye Cumhuriyeti de olabilir...
Buna Suriye halkı karar verecek ama ‘Federal’ bir yapı olmayacağı açık ve kesin...
* * *
Önce MİT Başkanı ve sonra da Dışişleri Bakan’ımızın ziyaret ederek görüşmeler yaptığı Ahmet Eş Şera’nın mesajları iç açıcı, ayakları yere basan, gerçekçi açıklamalar.
Türkiye’nin de bu konuda deneyimlerini aktardığı ve her türlü desteği vermekte olduğu ve vereceği açık.
Amerika ise Suriye’de ‘Türkiyesiz’ bir yapılanmanın olamayacağını görmüş olmalı...
Suriye’nin tek parça ve her türlü silahlı örgütlerden temizlenmiş bir Suriye olması tek koşul yeni yönetim ve Türkiye açısından...
Türkiye’den geri dönüşler için de bu önemli...
* * *
Türkiye içinde ve dışındaki ‘Esad sevicilerinin’ İsrail işgali söylemlerinin medyada abartıldığı kadar olmadığı belirtilmekte.
İsrail işgal güçlerinin yalnızca bazı tepeleri ve yerleşim yerlerini ele geçirdiği ancak bu bölgelerin de büyük çoğunluğunun halen Suriye yönetiminde olduğu ifade ediliyor...
Yeni Suriye yönetiminin mevcut aşamada İsrail ile savaşacak güç ve olanağa sahip olmaması nedeniyle İsrail üzerinde diplomatik anlamda baskı kurulmaya çalışılıyor.
Bu amaçla İsrail'e baskı uygulamak için çeşitli ülkelerle görüşmeler gerçekleştiriliyor.
Öte yandan duyumlara göre, PKK'nın Suriye yapılanması YPG, Suriye'nin doğusundaki Kobani, Rakka ve Deyrizor gibi bölgelerden çekilmek üzere.
YPG'nin Haseke ve çevresinde sıkıştırılması hedefleniyormuş.
Bir yandan da Anayasa yazılması için çalışma yürütülüyor...