Gıda güvenliğinin yanında nüfus artışına koşut ürün verimliliğini artırmak ve insanları doyurmak temel amaç…
Söz konusu hedefin ve bu hedefe ulaşabilmek için uygulanan endüstriyel tarım yöntemlerinin (pestisitler, sentetik gübreler, GDO vb.) dünyada yaklaşık 70 yıllık bir geçmişi var. Ne ki 70 yılda köprünün altından çok sular geçti…
1950 yılında 2,5 milyar olan dünya nüfusu 2020 yılında 7,5 milyar oldu, şimdi de 8 milyarı aştı…
Bu 70 yılın ardından, doğal varlıklara, ekosisteme ve insana zarar vermesine karşın, maksimum verimi elde etme çabaları nispeten sorunu çözse de nüfus durduğu yerde durmamakta… Açlık sorunu giderek artmakta…
Bu gün yeryüzünde 1 milyara yakın insanın açlıkla karşı karşıya...
Bunun nedenleri arasında birçok unsur bulunsa da nüfus atışı yanında ekilebilir toprakların aynı hatta azalıyor olması önemli bir tehlikeye işaret ediyor…
Dünyada gıdaya eşim sorunu yaşanmakta…
Yani iddia edildiği gibi, endüstriyel tarım yöntemleriyle dünyayı doyurma hedefi pek gerçekleşmedi.
Çünkü açlık sorununun daha büyük nedeni, gıdanın yetersiz olması değil, üretimin adil paylaşılmaması, insanların alım güçlerinin eşit olmaması, israf ve kâr odaklı tarım politikaları.
* * *
Öte yandan insanlarda bir Organik gıda tutkusu da gelişmekte…
Kuşkusuz organik gıda sağlık açısından da, yeme zevki açısından da cazip... Organik tarım hiçbir zirai ilaç ve kimyevi gübre kullanmadan yapılan tarım… Ama zor bir uğraş, riskli ve de birim başı verim düşük..! Oysa doyurulması gereken insanlık var…
Burada asıl olan kabul edilebilir oranlarda kullanılacak zirai ilaç ve gübre ile maksimum verim almak.
Denetlenebilir, makul ölçülerde kullanılacak ilaç ve gübre ile…
Zaten Organik tarım da denetim altında yapılan ve sertifikalandırılan ürün demek.
Ama insanları Organik masallarıyla aldatan bir yığın satıcı var çevremizde…
Evet, küresel ısınma, iklim değişikliği, çoraklaşan toprak, kirlenen su kaynakları, zarar gören canlılar ve ekosistem dikkate alındığında, uzun vadede konvansiyonel/endüstriyel tarımın da sonu karanlık..! Ama bilim ve teknolojinin bu konuda açtığı çığır da yadsınamaz.
İlerisi için hala umutkar olmak için neden çok yani…
* * *
70’lere kadar dünyadaki açlık sorunu konusunda çok fazla bir şey yapılamadı.
Yeşil Devrim ile başlatılan zirai ilaç,fenni gübre ve hibrit tohum kullanımıyla insanlık biraz nefes aldı.
Evet, Organik tarım doğaya saygı duyar, toprağın, suyun ve havanın sağlığını iyileştirir.
Erozyonu azaltır, toprağın verimliliğini, yapısını ve biyoçeşitliliği korur.
İnsan, hayvan ve çevrenin toksik maddelere maruz kalma risklerini azaltır.
Daha yoğun emek ister, istihdamı arttırır yani…
Bu avantajlarının yanında tüketici için daha pahalıdır, birim başı verim düşüktür…
Öte yanda dünyada açlık sorunu giderek büyümektedir.
O nedenle GDO’suz (Zaten kullanımı yasak), izlenebilirlik, hayvan refahı ile kontrol ve sertifikasyon aşamaları gibi pek çok ortak yönleri olsa da, organik tarımdan farklı olarak, İyi Tarım uygulamaları pek ala soruna çözüm olabilir.
Teknolojik gelişmelerle gıdada üretim artışları sağlanabilir, gıdanın yanlış kullanımı ile birlikte gelir dağılımı adaletsizliği gibi nedenler de giderilirse İyi Tarım uygulamaları sürebilir, sürmelidir de…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Organik Tarım ve açlık..!
Dünyada ve ülkemizde tarımın önemi yadsınamaz…
Gıda güvenliğinin yanında nüfus artışına koşut ürün verimliliğini artırmak ve insanları doyurmak temel amaç…
Söz konusu hedefin ve bu hedefe ulaşabilmek için uygulanan endüstriyel tarım yöntemlerinin (pestisitler, sentetik gübreler, GDO vb.) dünyada yaklaşık 70 yıllık bir geçmişi var. Ne ki 70 yılda köprünün altından çok sular geçti…
1950 yılında 2,5 milyar olan dünya nüfusu 2020 yılında 7,5 milyar oldu, şimdi de 8 milyarı aştı…
Bu 70 yılın ardından, doğal varlıklara, ekosisteme ve insana zarar vermesine karşın, maksimum verimi elde etme çabaları nispeten sorunu çözse de nüfus durduğu yerde durmamakta… Açlık sorunu giderek artmakta…
Bu gün yeryüzünde 1 milyara yakın insanın açlıkla karşı karşıya...
Bunun nedenleri arasında birçok unsur bulunsa da nüfus atışı yanında ekilebilir toprakların aynı hatta azalıyor olması önemli bir tehlikeye işaret ediyor…
Dünyada gıdaya eşim sorunu yaşanmakta…
Yani iddia edildiği gibi, endüstriyel tarım yöntemleriyle dünyayı doyurma hedefi pek gerçekleşmedi.
Çünkü açlık sorununun daha büyük nedeni, gıdanın yetersiz olması değil, üretimin adil paylaşılmaması, insanların alım güçlerinin eşit olmaması, israf ve kâr odaklı tarım politikaları.
* * *
Öte yandan insanlarda bir Organik gıda tutkusu da gelişmekte…
Kuşkusuz organik gıda sağlık açısından da, yeme zevki açısından da cazip... Organik tarım hiçbir zirai ilaç ve kimyevi gübre kullanmadan yapılan tarım… Ama zor bir uğraş, riskli ve de birim başı verim düşük..! Oysa doyurulması gereken insanlık var…
Burada asıl olan kabul edilebilir oranlarda kullanılacak zirai ilaç ve gübre ile maksimum verim almak.
Denetlenebilir, makul ölçülerde kullanılacak ilaç ve gübre ile…
Zaten Organik tarım da denetim altında yapılan ve sertifikalandırılan ürün demek.
Ama insanları Organik masallarıyla aldatan bir yığın satıcı var çevremizde…
Evet, küresel ısınma, iklim değişikliği, çoraklaşan toprak, kirlenen su kaynakları, zarar gören canlılar ve ekosistem dikkate alındığında, uzun vadede konvansiyonel/endüstriyel tarımın da sonu karanlık..! Ama bilim ve teknolojinin bu konuda açtığı çığır da yadsınamaz.
İlerisi için hala umutkar olmak için neden çok yani…
* * *
70’lere kadar dünyadaki açlık sorunu konusunda çok fazla bir şey yapılamadı.
Yeşil Devrim ile başlatılan zirai ilaç, fenni gübre ve hibrit tohum kullanımıyla insanlık biraz nefes aldı.
Evet, Organik tarım doğaya saygı duyar, toprağın, suyun ve havanın sağlığını iyileştirir.
Erozyonu azaltır, toprağın verimliliğini, yapısını ve biyoçeşitliliği korur.
İnsan, hayvan ve çevrenin toksik maddelere maruz kalma risklerini azaltır.
Daha yoğun emek ister, istihdamı arttırır yani…
Bu avantajlarının yanında tüketici için daha pahalıdır, birim başı verim düşüktür…
Öte yanda dünyada açlık sorunu giderek büyümektedir.
O nedenle GDO’suz (Zaten kullanımı yasak), izlenebilirlik, hayvan refahı ile kontrol ve sertifikasyon aşamaları gibi pek çok ortak yönleri olsa da, organik tarımdan farklı olarak, İyi Tarım uygulamaları pek ala soruna çözüm olabilir.
Teknolojik gelişmelerle gıdada üretim artışları sağlanabilir, gıdanın yanlış kullanımı ile birlikte gelir dağılımı adaletsizliği gibi nedenler de giderilirse İyi Tarım uygulamaları sürebilir, sürmelidir de…