Dünyada Komünist bloğun dağılması ile sol kavrama yüklenen görevin da bitmiş olduğu varsayımıyla ‘Sol’ kavramının açılımı değişmeye, içine yeni renkler girmeye başladı...

Kimileri milliyetçiliğe, ulusalcılığa, kimileri de etnisite ayrımcılığına yönelmeye başladılar.

Kimi sağ partiler de sosyal adalete ağırlık vererek özellikle yoksul kesimlerden oy almasıyla sağ ve sol birbirine karışmış görünmekte...

Bu nedenle olsa gerek ki, sağ-solun artık bittiği yolunda bir genel kabul var toplumda...

Bu, bizde olduğu gibi dünyada da böyle...

* * *

Peki, Sağ ve Sol nedir, bu kavramlar iç içe geçerek asıl tanımlamalarından farklı bir anlam içerirler mi?

Sağ ve sol kavramları asıl olarak ekonomikyaklaşım farklılıklardan doğmuştur.

Ekonomik yaklaşım da temelde üretim araçlarının mülkiyetinin kime ait olacağına ilişkin kabulden yola çıkar.

Sağ ekonomik düşünce üretim araçlarının mülkiyetinin özel kesimin elinde, sol ekonomik düşünce ise üretim araçlarının mülkiyetinin kamunun, yani devletin elinde olmasını savunur.

Türkiye’de sol gerçekten çok zayıf bir durumda olmuştur hep...

Kurumları yok yahut çok güçsüzdür...

Var olan taraftarları ve kurumları da birbirleriyle kendi aralarında sürekli tartışmaktan, kapışmaktan, asıl olarak yapmaları beklenen şeyleri yapmazlar..!

Kimi konularda sağ partilerden daha tutucu olurlar, değişimden korkarlar..!

Türkiye’de kendisini solda tanımlayan çok sayıda siyasi parti, sendika ve sivil toplum kuruluşu olmasına karşın bunlar fazla bir siyasal güç oluşturamazlar.

* * *

Sağcılık, toplumsal hiyerarşiyiyahut toplumsal eşitsizliği kabul eden ya dadestekleyen çoğu kez milliyetçi siyasal duruştur.

Sağcılığın siyasal yelpazesi merkez sağdan aşırı sağa kadar uzanır.

Solculuksa, genellikle bir bütün olarak toplumsal hiyerarşiye yahut belirli toplumsal hiyerarşilere karşı çıkaraktoplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekleyenbir siyasal duruştur.

Solculuk ve sağcılık, Fransız Devrimi sırasında Fransız Ulusal Meclisi'ndeki oturma düzenine atıfta bulunarak ortaya atılmıştır.

Meclis başkanının solunda oturanlar monarşiye karşı çıkıp devrimi, demokratik bir cumhuriyetin kurulmasını ve toplumun laikleşmesini desteklerken, sağdaoturanlar var olan geleneksel kurumlarıdestekliyordu.

Bu iki kavram burada doğdu...

* * *

Sol kavramı genellikle 19. ve 20. yüzyıllarda öne çıkan işçi hareketi, sosyalizm, anarşizm, komünizm, Marksizm ve sendikalizm gibi kapitalizme daha eleştirel yaklaşan hareketler için kullanılmaktadır.

Bunlara ek olarak sol kanat terimi, sivil haklar hareketi, feminist hareket, LGBT hakları hareketi, kürtaj hakları hareketleri, çok kültürlülük, savaş karşıtı hareket ve çevre hareketinin yanı sıra çok çeşitli siyasi partiler de dahil olmak üzere geniş bir yelpazede içerir.

Ne ki; sol ve milliyetçilik birbirlerine uzak kavramlarmış gibi dursa da dünyada milliyetçi pek çok sol tabanlı parti bulunmaktadır.

Nelson Mandela, Mahatma Gandi, Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi, Beşşar Esad, Doğu Perinçek Milliyetçi Solcu olarak bilinir...

Aslında toplumun çok büyük bir kesimi, partilerin sağ-sol ekseninin neresinde durduğunu bilmediğini söylerler.

Hatta o kadar ki, kendilerini falan partiliyim diye tanımlarken, o partilerinin sağcı mı, solcu mu olduklarını birçoğu bilmezler.

Yapılan araştırmalar özellikle yeni kurulan DEVA ve Gelecek partilerinin sağ mı, solcu mu oldukları toplumun yüzde 29’utarafından bilinmezmiş..!