Savaşlar ‘Milli Enerjiyi’ daha da önemli hale getirmekte...
Yazının Giriş Tarihi: 18.06.2025 21:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.06.2025 21:07
Sanayi devriminden bu yana dünyada enerji kaynaklarına sahip olabilmek için kıyasıya bir yarış başlamış, bu yarış birçok savaşa da neden olmuştur.
İnsanlar savaşı tarih boyunca ülke toprakları, milli onurları, aileleri, kişisel servetleri ve varlıklarını sürdürebilmek gibi nedenler için yapmışlardır.
Bunun dışında hiçbir milletin kendi insanlarının yaşamını salt enerji kaynaklarına ulaşmak, nakil yollarını kontrol etmek ve diğer ülkelerin kalkınma hızlarını denetleyebilmek gibi devlet düzeyinde doğrudan stratejik bir neden için yaşamlarını tehlikeye atmak istemeyeceği varsayılmış sayılsa da bu hep böyle olmuştur...
Günümüzde de savaşlar sürmekte ve asıl nedenin enerji konusuyla ilintili olduğu gerçeği sır değildir...
* * *
Türkiye sanayileşmesini sürdürebilmek için her geçen yıl daha da çok enerjiye gereksinim duymaktadır..
2025 yılı Nisan ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımında, yüzde 27,2'si hidrolik enerji, yüzde 20,7'si doğal gaz, yüzde 18,5'i kömür, yüzde 11,2'si rüzgâr, yüzde 18,7'si güneş, yüzde 1,5'i jeotermal ve yüzde 2,2'si ise diğer kaynaklar şeklindedir.
Sıralamadan görüleceği gibi yenilenebilir enerji kaynaklarımız (barajlar, rüzgâr, güneş ve Jeotermal) yüzde 60’lara ulaşmış bulunmakta...
Bu, ilerisi için iyimser olmamızı gerektirebilecek bir gösterge olsa da nüfus artışımız, kalkınmamızın sürdürülebilmesi ve artması için yeterli görünmemelidir...
Bu nedenle bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarımız arttırılırken petrol ve doğal gaz sahalarımızda da yeni keşiflere olan gereksinim ortadadır.
* * *
Gereksinim duyduğumuz enerjinin bu gün hala önemli bir kısmını dışarıdandöviz ödeyerek almak zorundayız...
Bu gün değişen sosyo-ekonomik yapıya ve büyüyen ekonomisine koşut olarak Türkiye'nin enerji gereksinimi de artmaktadır...
Artan enerji talebine tekabül eden enerji üretiminin eşit oranda artırılamaması, enerji açığı olarak önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çünkü cari açık Türkiye ekonomisi için ciddi bir sorundur.
Dış alımlarda en büyük kalemi enerji oluşturmaktadır.
Çünkü büyüyen Türkiye ekonomisi kalkınmasını sürdürebilmek için enerjiye gereksinim duymaktadır.
Oysa Türkiye’de petrol ve doğal gaz şimdiye kadar doğru düzgün aranamadığı için henüz yetersiz miktardadır.
Ancak son yıllarda Karadeniz’de bulunan gaz ile birlikte artan yenilenebilir (Rüzgâr, güneş, jeo termal ve hidroelektrik enerjisi) enerji kaynaklarında önemli artışlar gözlenmektedir.
Yenilenebilir enerji kurulu gücündeki artışla dünya sıralamasında basamakları hızla tırmanan Türkiye'nin temiz enerji haritasında, İzmir rüzgâr, Konya güneş, Aydın jeotermal, Şanlıurfa hidroelektrik ve İstanbul biyokütle kapasitesiyle lider kentler olarak öne çıkmakta bu gün..
* * *
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alan, dünyada ve özellikle Avrupa’da büyük bir gelişme gösteren, rüzgâr ve güneş enerjisinin Türkiye’de kullanımı yapılan desteklerle her yıl sürekli artmakta.
Şimdi devlet bunun daha da arttırılması için özel önlemler alma kararı almış bulunmaktadır.
Geleneksel enerji kaynaklarının yakın gelecekte tükenme olasılığı da göz önünde bulundurulursa, rüzgâr ve güneş enerjisi teknolojilerinin önemi çok daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Savaşlar ‘Milli Enerjiyi’ daha da önemli hale getirmekte...
Sanayi devriminden bu yana dünyada enerji kaynaklarına sahip olabilmek için kıyasıya bir yarış başlamış, bu yarış birçok savaşa da neden olmuştur.
İnsanlar savaşı tarih boyunca ülke toprakları, milli onurları, aileleri, kişisel servetleri ve varlıklarını sürdürebilmek gibi nedenler için yapmışlardır.
Bunun dışında hiçbir milletin kendi insanlarının yaşamını salt enerji kaynaklarına ulaşmak, nakil yollarını kontrol etmek ve diğer ülkelerin kalkınma hızlarını denetleyebilmek gibi devlet düzeyinde doğrudan stratejik bir neden için yaşamlarını tehlikeye atmak istemeyeceği varsayılmış sayılsa da bu hep böyle olmuştur...
Günümüzde de savaşlar sürmekte ve asıl nedenin enerji konusuyla ilintili olduğu gerçeği sır değildir...
* * *
Türkiye sanayileşmesini sürdürebilmek için her geçen yıl daha da çok enerjiye gereksinim duymaktadır..
2025 yılı Nisan ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımında, yüzde 27,2'si hidrolik enerji, yüzde 20,7'si doğal gaz, yüzde 18,5'i kömür, yüzde 11,2'si rüzgâr, yüzde 18,7'si güneş, yüzde 1,5'i jeotermal ve yüzde 2,2'si ise diğer kaynaklar şeklindedir.
Sıralamadan görüleceği gibi yenilenebilir enerji kaynaklarımız (barajlar, rüzgâr, güneş ve Jeotermal) yüzde 60’lara ulaşmış bulunmakta...
Bu, ilerisi için iyimser olmamızı gerektirebilecek bir gösterge olsa da nüfus artışımız, kalkınmamızın sürdürülebilmesi ve artması için yeterli görünmemelidir...
Bu nedenle bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarımız arttırılırken petrol ve doğal gaz sahalarımızda da yeni keşiflere olan gereksinim ortadadır.
* * *
Gereksinim duyduğumuz enerjinin bu gün hala önemli bir kısmını dışarıdan döviz ödeyerek almak zorundayız...
Bu gün değişen sosyo-ekonomik yapıya ve büyüyen ekonomisine koşut olarak Türkiye'nin enerji gereksinimi de artmaktadır...
Artan enerji talebine tekabül eden enerji üretiminin eşit oranda artırılamaması, enerji açığı olarak önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çünkü cari açık Türkiye ekonomisi için ciddi bir sorundur.
Dış alımlarda en büyük kalemi enerji oluşturmaktadır.
Çünkü büyüyen Türkiye ekonomisi kalkınmasını sürdürebilmek için enerjiye gereksinim duymaktadır.
Oysa Türkiye’de petrol ve doğal gaz şimdiye kadar doğru düzgün aranamadığı için henüz yetersiz miktardadır.
Ancak son yıllarda Karadeniz’de bulunan gaz ile birlikte artan yenilenebilir (Rüzgâr, güneş, jeo termal ve hidroelektrik enerjisi) enerji kaynaklarında önemli artışlar gözlenmektedir.
Yenilenebilir enerji kurulu gücündeki artışla dünya sıralamasında basamakları hızla tırmanan Türkiye'nin temiz enerji haritasında, İzmir rüzgâr, Konya güneş, Aydın jeotermal, Şanlıurfa hidroelektrik ve İstanbul biyokütle kapasitesiyle lider kentler olarak öne çıkmakta bu gün..
* * *
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alan, dünyada ve özellikle Avrupa’da büyük bir gelişme gösteren, rüzgâr ve güneş enerjisinin Türkiye’de kullanımı yapılan desteklerle her yıl sürekli artmakta.
Şimdi devlet bunun daha da arttırılması için özel önlemler alma kararı almış bulunmaktadır.
İzin başvurularının hızlandırılacağı açıklanmıştır...
Geleneksel enerji kaynaklarının yakın gelecekte tükenme olasılığı da göz önünde bulundurulursa, rüzgâr ve güneş enerjisi teknolojilerinin önemi çok daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.