İlk bakıldığında birbirleriyle ilintisizmiş gibi görünse de aslında siyaset ve mizah, içinde yaşanılan toplumun değer yargılarını yansıtan iki kavramdır...
Siyaset yaparken de mizah yaparken de ister istemez o toplumun ruh halini yansıtmak zorundasınızdır...
Mizah toplumun ortak değer yargılarını, karşınızdaki insana olan saygınızı ve içinizde barındırdığınız özgüveninizi yansıtır...
Siyasette de dürüstlük ve şeffaflık gibi kavramlar ne kadar yoğun ise toplumun içerisinde bulunduğu ahlak değerleri de bir şekilde o kadar yoğundur...
Kısaca bir yönden zıt gibi görünen bu iki kavramın aslında bir toplumun saygı, sevgi, hoşgörü, dürüstlük gibi temel değerleri söz konusu olunca paralellik gösterdiği kaçınılmaz bir gerçektir...
Kısacası bir yönden zıt gibi görünen iki kavramın aslında bir toplumun saygı, sevgi, hoşgörü, dürüstlük gibi temel değerleri söz konusu olunca paralellik gösterdiği kaçınılmaz bir gerçektir.
E her ikisini de ciddi bir iş olarak görmek gerekir...
Siyaset ciddi bir iştir, derken buradan somurtmak ve millete de tepeden bakmak da anlaşılmamalıdır.
* * *
Ne ki, son günlerde siyasetçilerin de, mizahçıların da düştüğü hatalar ayyuka çıkmış görünmektedir.
Toplumsal bir olgu olarak mizah ile siyaset, toplumların tarihsel sürekliliğinden beslenerek oluşur, evrilir, gelişir ve değişirler.
Siyasetçi de toplumsal çıkardan önce kendi çıkarını öne almış görünmekte, mizahçı da toplumsal değer yargılarını ve toplumların inanç sistemlerinin sinir uçlarıyla oynamaktadırlar yer-yer..!
Leman dergisindeki olayda olduğu gibi..!
Kuşkusuz toplumu etkileyen her türden olay, mizahın malzemesidir.
Değişen toplum düzeni ve dünya görüşüyle birlikte mizah da değişir ve eski devirlere ait komik olaylar, yeni devirde artık mizahî olmaktan çıkabilir...
* * *
Siyaset denildiğinde yönetim, iktidar, egemenlik gibi kavramlar akla gelir.
Siyaset, temelde farklı çıkarların, öncelik ve gereksinimlerin karşılanması anlamına gelir.
Öncelik toplumsaldır yani...
Mizah, alışılmadık ve çelişkili yönlerini yansıtarak insanı düşündürme,eğlendirme yahut güldürme amacıyla yazılan-çizilen-söylenen edebi eserlerdir...
Mizah, insanlar arasında ortak bir nokta oluşturarak iletişimdeki engelleri aşmaya yardımcı olur.
Mizahi bir espri yahut komik bir öykücük, insanları gülümsemeye ve paylaşmaya teşvik ederek bir bağ oluşturabilir.
Mizah, insanların birbirleriyle daha rahat hissetmelerini sağlar ve iletişimde içtenliği artırır.
Ne ki, başkalarını mağdur etmek, alay etmek yahut küçümsemek için kullanılan mizah ahlaki değildir...
Toplumun kabul ettiği normları mizah konusu yapan, bu nedenle çoğu bireyi rahatsız eden mizah da hoş değildir...
Yani kimi konuların mizahı yapılmaz...
İzahı olmayanın mizahı yapılır, sözü doğruysa, izahı olanınmizahına gerek yoktur o halde...
* * *
Siyaseti ciddi bir biçimde ele alarak, toplum değerlerine saygı göstererek sorun çözenler nasıl milletin gönlünde taht kurabiliyorlarsa mizahçı da toplumsal bir işlevi yerine getirdiği ve bunu gülüp-eğlendirerek, düşündürerek yaptığı için aynı karşılığı bulur.
Bu açılardan her ikisi de ciddi iştir...
Her ikisi de kutlu birer uğraştır...
Derdi, kaygısı ve hedefleri olan insanlar siyaset yapar, aynı şekilde, derdi, kaygısı olan insanlar da mizah yapar...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Siyaset de, Mizah da ciddi iştir..!
İlk bakıldığında birbirleriyle ilintisizmiş gibi görünse de aslında siyaset ve mizah, içinde yaşanılan toplumun değer yargılarını yansıtan iki kavramdır...
Siyaset yaparken de mizah yaparken de ister istemez o toplumun ruh halini yansıtmak zorundasınızdır...
Mizah toplumun ortak değer yargılarını, karşınızdaki insana olan saygınızı ve içinizde barındırdığınız özgüveninizi yansıtır...
Siyasette de dürüstlük ve şeffaflık gibi kavramlar ne kadar yoğun ise toplumun içerisinde bulunduğu ahlak değerleri de bir şekilde o kadar yoğundur...
Kısaca bir yönden zıt gibi görünen bu iki kavramın aslında bir toplumun saygı, sevgi, hoşgörü, dürüstlük gibi temel değerleri söz konusu olunca paralellik gösterdiği kaçınılmaz bir gerçektir...
Kısacası bir yönden zıt gibi görünen iki kavramın aslında bir toplumun saygı, sevgi, hoşgörü, dürüstlük gibi temel değerleri söz konusu olunca paralellik gösterdiği kaçınılmaz bir gerçektir.
E her ikisini de ciddi bir iş olarak görmek gerekir...
Siyaset ciddi bir iştir, derken buradan somurtmak ve millete de tepeden bakmak da anlaşılmamalıdır.
* * *
Ne ki, son günlerde siyasetçilerin de, mizahçıların da düştüğü hatalar ayyuka çıkmış görünmektedir.
Toplumsal bir olgu olarak mizah ile siyaset, toplumların tarihsel sürekliliğinden beslenerek oluşur, evrilir, gelişir ve değişirler.
Siyasetçi de toplumsal çıkardan önce kendi çıkarını öne almış görünmekte, mizahçı da toplumsal değer yargılarını ve toplumların inanç sistemlerinin sinir uçlarıyla oynamaktadırlar yer-yer..!
Leman dergisindeki olayda olduğu gibi..!
Kuşkusuz toplumu etkileyen her türden olay, mizahın malzemesidir.
Değişen toplum düzeni ve dünya görüşüyle birlikte mizah da değişir ve eski devirlere ait komik olaylar, yeni devirde artık mizahî olmaktan çıkabilir...
* * *
Siyaset denildiğinde yönetim, iktidar, egemenlik gibi kavramlar akla gelir.
Siyaset, temelde farklı çıkarların, öncelik ve gereksinimlerin karşılanması anlamına gelir.
Öncelik toplumsaldır yani...
Mizah, alışılmadık ve çelişkili yönlerini yansıtarak insanı düşündürme, eğlendirme yahut güldürme amacıyla yazılan-çizilen-söylenen edebi eserlerdir...
Mizah, insanlar arasında ortak bir nokta oluşturarak iletişimdeki engelleri aşmaya yardımcı olur.
Mizahi bir espri yahut komik bir öykücük, insanları gülümsemeye ve paylaşmaya teşvik ederek bir bağ oluşturabilir.
Mizah, insanların birbirleriyle daha rahat hissetmelerini sağlar ve iletişimde içtenliği artırır.
Ne ki, başkalarını mağdur etmek, alay etmek yahut küçümsemek için kullanılan mizah ahlaki değildir...
Toplumun kabul ettiği normları mizah konusu yapan, bu nedenle çoğu bireyi rahatsız eden mizah da hoş değildir...
Yani kimi konuların mizahı yapılmaz...
İzahı olmayanın mizahı yapılır, sözü doğruysa, izahı olanın mizahına gerek yoktur o halde...
* * *
Siyaseti ciddi bir biçimde ele alarak, toplum değerlerine saygı göstererek sorun çözenler nasıl milletin gönlünde taht kurabiliyorlarsa mizahçı da toplumsal bir işlevi yerine getirdiği ve bunu gülüp-eğlendirerek, düşündürerek yaptığı için aynı karşılığı bulur.
Bu açılardan her ikisi de ciddi iştir...
Her ikisi de kutlu birer uğraştır...
Derdi, kaygısı ve hedefleri olan insanlar siyaset yapar, aynı şekilde, derdi, kaygısı olan insanlar da mizah yapar...