Devlet ve toplum düzeninin kesintisiz olarak işlemesi ve halkın ortak gereksinimlerini karşılamaya yönelik üretilen hizmetlerin halka sunulmasını içeren kamu yönetimi bilineceği üzere merkezi yönetim ve yerel yönetim olmak üzere ikiye ayrılmış durumdadır...

Merkezi yönetim, bakanlıklar ve bağlı kuruluşlardan, yerel yönetimler ise il özel idareleri, belediyeler ve köylerden oluşmaktadır.

Aslında merkezi yönetim ve yerel yönetimler, idarenin birbirini tamamlayan iki unsuru olup, kuruluş ve görevleriyle bir bütünü oluşturmaktadır.

Yerel yönetimler, belirli bir coğrafi alanda yaşayan yerel topluluğun ortak gereksinimlerini karşılamak üzere kurulan, karar organları yerel halkça seçilen, görev ve yetkileri yasalarla belirlenen, özel gelirleri ve bütçesi olan ve kendine özgü örgüt yapısı ve personeli bulunan kamu tüzel kişileri olarak tanımlanabilir.

* * *

Ne ki, son yaşananlar, Türkiye’de yerel yönetimlerde artarak çoğalan sorunların varlığına işaret etmektedir.

Siyaseti ve kamu düzenini kirleten, devlete güveni sarsan son gelişmeler Türkiye’de siyasetin finansmanını ve yerel yönetimlerde gerekli önemli düzenlemeleri yapmayı gündeme taşımış bulunmaktadır...

Bu bağlamda yapılacak yeni düzenlemede siyasetin finansmanı da hukuka bağlanmış olacaktır...

Siyasetin finansmanının nasıl karşılandığını, siyaset yapan bütün partiler ve bütün siyasetçiler bilirler...

İş yaşamına küçük bir ofiste başlayan ve kısa sürede fazlaca açılamayan bir kişi bir yahut iki dönem başkanlık yaptıktan sonra Karun kadar zengin olabilmektedir..!

Siyasetin finansmanı ve bu finansmanın sağlanmasında yerel yönetimlerden partilere aktarılan kaynak çok önemli bir sorundur...

Hangi partiye mensup olursa olsun, Belediye meclislerinde özellikle imar planı tadilatları söz konusu olduğunda, her konuda birbirine sert eleştiriler yönelten farklı partilere mensup meclis üyelerinin, bu noktada nasıl da büyük bir uyum içinde karalar çıkardıkları herkesçe bilinmektedir..!

* * *

Öte yandan Kırsal alan belediyeciliği ile ilgili olarak, büyükşehir belediyelerinin il mülki sınırları dâhilinde hizmet üretmeye başlaması yeni sorunları ortaya çıkarmış görünmektedir.

Büyükşehir belediyelerinin ve büyükşehir ilçe belediyelerinin kırsal alanda hizmet sunması ve gereksinimleri farklılaşan bu alanların taleplerinin karşılanmasında zorluklar ortaya çıktığı görülmektedir.

Bu nedenle kırsal alan belediyeciliğinin kentsel alan formatı dışında düşünülmesi ve ona yönelik politikaların ön plana çıkarılması gerekmektedir.

Çünkü var olan uygulamada kırsal ve kentsel alan arasında hizmet sunumunda adaletsizliklerin ortaya çıkması kaçınılmaz görünmektedir.

Diğer bir açıdan Belediyelerin halka sundukları hizmetler bu gün çok çeşitli hale gelmiştir.

Yapılan hizmetlerdeki çeşitliliğin artması ile birlikte belediyelerin teknik, uzmanlık bilgilerine ve yetişmiş personele olan gereksinimi de artmıştır.

Bu açılardan küçük belediyeler nitelikli, teknik ve yetişmiş personel istihdam etmede önemli sıkıntılar yaşamaktadırlar.

Büyükşehir belediyeleri yasasının temel gerekçelerinden biri bilineceği üzere bu olmuştur ancak şimdi de başka sorunlar ve adaletsizliklerin yaşandığı görülmektedir.

Küçük yerleşim yerleri için daha küçük ölçekli üretim ekonomisi politikalarına gereksinim olduğu açıktır...

Umarız ki yeni düzenleme kimi sorunların giderilmesine yol açacak bir düzenleme olur...