Geçmişte ürettiği birçok tarımsal ürünü (Ham yahut işlenmiş) dışarıya satan Türkiye şimdilerde pek çok kalemi dışarıdan alıyor...

Bu doğru...

Ne ki bu, Türkiye’nin tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke konumundan uzaklaştığı anlamı taşımamakta...

Türkiye halen tarımsal üretimde kendi kendine yetebilen bir ülke konumundadır.

Siyasi getirim adına kolayca söylenebilen ‘Türkiye tarımsal üretimde geriliyor’ sözlerinin bilimsel bir kanıtı bulunmuyor...

Rakamlar bunun aksini söylüyor yani...

Üretim ve dış satım rakamları Türkiye tarımının kesintisiz olarak büyüdüğü gerçeğini ortaya koyuyor...

Ancak bu, değişen koşullara göre gerekli atılımların yapılması ve önlemler alınması gerçeğinin göz ardı edilmesini gerektirmiyor...

* * *

Evet, Türkiye’de genelde olduğu gibi çeşitli nedenlerle ekilebilir alanlar daralmakta, tarımda çalışan nüfus azalmakta...

Bunun yanında nüfus artmakta...

Bir de buna ülkeye yılda gelen turist sayısı da artmakta...

Bu nedenlerle tarımsal üretim artışının daha da fazlalaşması için yeni önlemler alınması gerektiği açık...

Zaten teknolojik gelişmeler her yıl birim başı alınan verimi arttırmakta.

Yeni tohum ıslahlarıyla bu sürecin arttırılması gerekmekte...

Türkiye de zaten bunu son yıllarda başarıyla yapmakta.

Yani tarımda üretim artışı teknoloji kullanımı ile doğru orantılı...

* * *

Türkiye’de Cumhuriyetin kurulmasının ardından yaşanan ekonomik gelişmeler sonucunda sanayi sektörüne ağırlık verilmiş, fakat tarım sektörü de ülke ekonomisi içerisinde önemini birçok bakımdan korumayı sürdürmüştür.

Tarım sektörünün Türkiye’de milli gelirin oluşumundaki nispi payı yıllar itibari ile geriliyor olmasına karşın, sanayi sektörüne sağladığı girdi, genel istihdam, dış ticarete katkısı ve hizmet sektörü için yarattığı etki dikkate alındığında, Türkiye ekonomisindeki yeri ve önemi hala büyüktür.

Aslında tarımın sanayi sektörü içindeki nispi payının giderek azılmasının nedeni, tarımsal üretimdeki ve dış satımdaki azalmalardan değil, sanayi sektörünün büyümesinden kaynaklanmaktadır.

Tarımın sanayi sektörüne sağladığı girdilerin gıda sanayi marifetiyle sanayi ürününe dönüştüğü gerçeği unutulmamalıdır.

* * *

Türkiye’de tarım konusu her zaman siyasilerin gündeminde yer almaktadır ama her kes kendi işine geldiği açıdan değerlendirmelerde bulunmaktadır.

Türkiye’de tarım sektörü en büyük istihdam yaratan bir sektör olmakla birlikte gayri safi yurt içi hasılaya ve dış satıma önemli katkılar sağlamaktadır.

Bugün Türkiye dünyanın en büyük 7. tarım ürünleri üreticisi ve dış satımcısıdır.

Türkiye kendi insanını doyurduktan sonra 190 ülkeye bin 827 tarımsal ürün dış satımı yapabilmekte, 35 milyar dolar dış satım ile Türkiye dış alımcı bir ülke değil dış satımcı yani kendi kendine yeterli bir konumdadır.

Tarımda dış ticaret fazlamız 10 milyar dolara yaklaşmıştır.

Bu rakamlar Türkiye’nin öyle dudak bükülerek söylendiği gibi ‘samanı bile dışarıdan alıyoruz’ şeklindeki algı operasyonlarının yanlışlığını açıkça ortaya koymaktadır.

Türkiye, buğdayda kendine yettiği gibi çiftçimizin ürettiği buğdayla un, bulgur, bisküvi, makarna dış satımı da yapmaktadır.

Anadolu toprakları buğdayın ana vatanıdır.

Dünyanın en kaliteli makarnalık buğdayı da bu coğrafyadadır. Ülkemiz makarna dış satımında kullandığı buğdayın yarıdan fazlasını içerideki üretimle karşılamaktadır.

Türkiye un dış satımında dünyada birinci sırada, makarna dış satımında da ikinci sırada bir ülkedir.

Tarımsal hâsılada Avrupa’da birinci, dünyada yedinci durumdayız.