Savaşların da büyük ölçüde neden olduğu yaşam pahalılığı herkesi etkilemekte...

Ve bunun ileriye yönelik nerelere varacağı ve ne kadar süreceği ise muamma..!

Böyle durumlarda toplumlar, devletler israfı en aza indirecek önlemler almak ve olabildiğince tasarruf yapmak için önlemler almak zorunda...

Peki, toplum ve devlet olarak bunun ne derece bilincindeyiz ve uygulayabiliyoruz?

Baktığımızda ülkenin her yerde israf sümekte...

Ne ki, devletin yaptığı israfın boyutlarının büyüklüğü çoğumuzu ürkütmekte...

En büyük israfın, ‘devlet ihaleleri yoluyla’ yapıldığı ortak bir kanaat...

Ve burada yerel yönetimler öne çıkmakta..!

Son süreçte süren soruşturmalar bunun en büyük kanıtı gibi..!

* * *

İsraf ve tasarruf toplum olarak hepimizin konusu...

Ama daha çok da ve öncelikle devletin konusu değil mi? resmi binek otomobil saltanatıyla

Avrupa’da hiçbir ülkede bulunmayan lojman ve sosyal tesis yapısıyla ve resmi binek aracı çokluğuyla Türkiye bu konuda ciddi ve kapsamlı bir düzenleme yapmak zorunda değil mi?

Bu konuda artık ve ivedilikle konuyu masaya yatırarak, merkezi yönetim ile belediyeleri mercek altına almak gerekmiyor mu?

Bilinmeli ve görülmeli ki artık, kamuda tasarruf ivedilikle yapısal reformlar gerektirmektedir...

Yeni bir yasal düzenleme yapılmadan, Sayıştay’ı gerçek bir performans değerlendirmesi yapacak hale getirmeden, kamu ihale sistemini rekabete açmadan Türkiye’nin kamu maliyesini istikrara kavuşturmadan varılacak yer neresi olabilir?

* * *

Türkiye ekonomisi dünya ile birlikte çok sıkıntılı bir sürecin içinden geçmektedir...

Bu krizden çıkabilmek için hem para hem de maliye politikalarının doğru kullanılması gerekiyor.

Belirli bir süredir para politikalarındaki yönelimin doğru olduğuna ama eksikler barındırdığına yönelik belirli görüşler çoğu kesimce seslendirilmektedir.

Ancak, para politikalarının etkinliği için aynı zamanda maliye politikalarının da doğru bir yola girmesi gerekmektedir.

Bu da israf ve tasarruf konusunu öne çıkarmaktadır...

Bütçe açığı konusu ciddi bir biçimde ele alınmalıdır...

Toplumla birlikte kamuda sürdürülebilir bir tasarruf için kamu yönetimi ciddi olarak ele alınmalıdır.

Elbette ihalelerde yapılan israf ve ‘sermaye aktarımını’ vatandaşın bilmesi kolay değildir.

Bu noktada iş, ahlaklı siyasetçilere ve sivil toplum kuruluşlarına düşmektedir.

Hem merkezi yönetim ve hem de yerel yönetimlerde ‘kayırma’ usulüyle verilen ihaleler ciddi olarak ele alınmalı ve sorgulanmalıdır...

* * *

Elinde bulunan yüz binlerce lojman, sosyal tesis sırtına yük devletin.

Kamu malları, doğaları gereği ya da kadimden beri kamunun ortak kullanımına açık yahut bir kamu hizmetinin görülmesine tahsis edilmiş olan ve bir kamu hizmetinin unsuru olan taşınmaz mallardır.

Devlet mallarının hepsi aynı nitelikte değildir.

Bir bölümü kamu hizmeti ile yakından ilgili değildir.

Toplum bunlardan çok dolaylı bir biçimde yararlanır.

Ama lojman ve sosyal tesisler böyle değildir.

Ve çağdaş dünyada böyle bir uygulama da yoktur..!

Evet, insanların barınma gereksinimlerinin, zamanında ve yeterli bir şekilde karşılanamaması önemli bir sorundur.

Ama bunun çözümü halen uygulanmakta olan bu sistem değildir..!