Genç adam köy pazarında gezerken, gördüğü yaşlı ama sevimli eşeği olan bir köylüden eşeği 5 bin liraya satın aldı.
Köylü parayı alırken dedi ki;
– Eşeği yarın kasaba meydanına getirip sana teslim ederim. Senin kasabaya götürmen zor olur.
Ertesi gün genç adam, kasaba meydanında köylüyü buldu ve eşeğim nerde diye sordu.
Köylü şöyle yanıt verdi;
– Çok üzgünüm ama eşek yolda gelirken kaza geçirdi sizlere ömür oldu..!
Genç adam üzgün bir tavırla;
– Peki, ne yapalım, o zaman paramı iadeedin...
Köylü dedi ki;
– Parayı senden aldıktan sonra borcumu kapatmak için harcadım ve iade edemeyeceğim, üzgünüm..!
Genç adam biraz düşündü ve şöyle karşılık verdi;
– O zaman bari bana eşeğin ölüsünüver.
Köylü ölü eşeği ne yapacağını sorunca;
-Ben onu değerlendiririm, görürsün, dedi.
Köylü, genç adamı bir ay sonra şehrin meydanında gördü ve merakla sordu;
– Nasıl eşeğin ölüsü işine yaradı mı?
Genç gülerek yanıt verdi;
– Evet, büyük ödülüneşek olduğupiyangoda10 liradan bin bilet sattım. 10 bin lira para topladım, sonuçta da 4990 lira kar ettim.
Köylü nasıl oldu bu iş diye merakla sordu;
– Peki, ölü eşeğe kimse itiraz etmedi mi?
Genç adam yine güldü;
– Bir tek piyangoyu kazanan itiraz etti; ona da eşeğin öldüğünü söyleyip 10 lirasını iade ettim..!
O genç adam ileride büyük bir Tüccar olmuş..!
(Hayat akarken hikâyelerden alıntı)
Çıkarım:
Ticarette doğruluk ve dürüstlüğün temel ilke olması gerekliliği inancımıza göre açık bir gerçek...
Ne ki, tüccarların büyük paralar kazanmak için kayıplarını dahi kazanca dönüştürecek yollar bulabildiği gerçeğini anlatan bu uyduruk öykü iyi bir örnek olsa gerek?
Alışverişte malın ve paranın durumunu olduğu gibi söylemek, varsa kusurlarını gizlememek yahut yalan söylememek temel ilkedir.
İnancımıza göre doğru sözlülük, ticarette ve kazançta bereket vesilesidir...
Tersi durumda alışverişte hayır ve bereket olmaz çünkü...
Doğruluğun ekonomiye bu açıdan etkisi gerçekten daha büyüktür.
Çünkü kazanma salt rakamla tanımlanabilecek bir konu değildir.
Alış-verişin bir de ‘bereket ve hayırlılık yönü’ vardır.
Bu da dürüstlük ile sağlanabilmektedir...
Yalan söyleyerek yahut malın ayıbını gizleyerek, daha doğrusu karşısındakini aldatarak para kazanmak mümkün olsa da bu tür kazanç sağlamak inancımıza terstir...
Peygamberimiz (SAV) bir hadisinde ‘Bizi aldatan bizden değildir’ buyurmuştur
Yalana dayalı reklâmlarla elde edilen servetlerin, eninde-sonunda elden çıkacağı, kimseye hayır getirmeyeceği açıktır.
‘Haksız kazanç’, ‘Kara para’ gibi kavramlar, inananların dürüstlük vasfına terstir.
Çünkü bereket dürüstlüktedir...
Allah’ın bereket verdiği kazanç asla küçük değildir...
Alışverişe konu olan malın ayıbını açıklamak gerekir...
Gizlemek haramdır, kusurun sonradan ortaya çıkması durumunda pazarlığın iptal nedenidir...
Yalan berekete engeldir yani...
Yaşam akıp giderken ticarette para kazanmak kadar, kaybetmenin de var olduğunu bilmek gerekiyor.
Ama büyük tüccarların kayıplarını dahi kazanca dönüştürecek yolu bulanlar olduğu da açıktır...
Bu büyük tüccarlara karşı dikkat etmek ise müşterilere kalıyor kuşkusuz..!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
Ticari zeka..!
Genç adam köy pazarında gezerken, gördüğü yaşlı ama sevimli eşeği olan bir köylüden eşeği 5 bin liraya satın aldı.
Köylü parayı alırken dedi ki;
– Eşeği yarın kasaba meydanına getirip sana teslim ederim. Senin kasabaya götürmen zor olur.
Ertesi gün genç adam, kasaba meydanında köylüyü buldu ve eşeğim nerde diye sordu.
Köylü şöyle yanıt verdi;
– Çok üzgünüm ama eşek yolda gelirken kaza geçirdi sizlere ömür oldu..!
Genç adam üzgün bir tavırla;
– Peki, ne yapalım, o zaman paramı iade edin...
Köylü dedi ki;
– Parayı senden aldıktan sonra borcumu kapatmak için harcadım ve iade edemeyeceğim, üzgünüm..!
Genç adam biraz düşündü ve şöyle karşılık verdi;
– O zaman bari bana eşeğin ölüsünü ver.
Köylü ölü eşeği ne yapacağını sorunca;
-Ben onu değerlendiririm, görürsün, dedi.
Köylü, genç adamı bir ay sonra şehrin meydanında gördü ve merakla sordu;
– Nasıl eşeğin ölüsü işine yaradı mı?
Genç gülerek yanıt verdi;
– Evet, büyük ödülün eşek olduğu piyangoda 10 liradan bin bilet sattım. 10 bin lira para topladım, sonuçta da 4990 lira kar ettim.
Köylü nasıl oldu bu iş diye merakla sordu;
– Peki, ölü eşeğe kimse itiraz etmedi mi?
Genç adam yine güldü;
– Bir tek piyangoyu kazanan itiraz etti; ona da eşeğin öldüğünü söyleyip 10 lirasını iade ettim..!
O genç adam ileride büyük bir Tüccar olmuş..!
(Hayat akarken hikâyelerden alıntı)
Çıkarım:
Ticarette doğruluk ve dürüstlüğün temel ilke olması gerekliliği inancımıza göre açık bir gerçek...
Ne ki, tüccarların büyük paralar kazanmak için kayıplarını dahi kazanca dönüştürecek yollar bulabildiği gerçeğini anlatan bu uyduruk öykü iyi bir örnek olsa gerek?
Alışverişte malın ve paranın durumunu olduğu gibi söylemek, varsa kusurlarını gizlememek yahut yalan söylememek temel ilkedir.
İnancımıza göre doğru sözlülük, ticarette ve kazançta bereket vesilesidir...
Tersi durumda alışverişte hayır ve bereket olmaz çünkü...
Doğruluğun ekonomiye bu açıdan etkisi gerçekten daha büyüktür.
Çünkü kazanma salt rakamla tanımlanabilecek bir konu değildir.
Alış-verişin bir de ‘bereket ve hayırlılık yönü’ vardır.
Bu da dürüstlük ile sağlanabilmektedir...
Yalan söyleyerek yahut malın ayıbını gizleyerek, daha doğrusu karşısındakini aldatarak para kazanmak mümkün olsa da bu tür kazanç sağlamak inancımıza terstir...
Peygamberimiz (SAV) bir hadisinde ‘Bizi aldatan bizden değildir’ buyurmuştur
Yalana dayalı reklâmlarla elde edilen servetlerin, eninde-sonunda elden çıkacağı, kimseye hayır getirmeyeceği açıktır.
‘Haksız kazanç’, ‘Kara para’ gibi kavramlar, inananların dürüstlük vasfına terstir.
Çünkü bereket dürüstlüktedir...
Allah’ın bereket verdiği kazanç asla küçük değildir...
Alışverişe konu olan malın ayıbını açıklamak gerekir...
Gizlemek haramdır, kusurun sonradan ortaya çıkması durumunda pazarlığın iptal nedenidir...
Yalan berekete engeldir yani...
Yaşam akıp giderken ticarette para kazanmak kadar, kaybetmenin de var olduğunu bilmek gerekiyor.
Ama büyük tüccarların kayıplarını dahi kazanca dönüştürecek yolu bulanlar olduğu da açıktır...
Bu büyük tüccarlara karşı dikkat etmek ise müşterilere kalıyor kuşkusuz..!