Türkiye’nin en “kara gün”lerinden biri bu gün.

Türk ordusunun, namlusunu milletine çevirdiği 12 Eylül 1980 tarihi...

Üzerinden tam 62 yıl geçti...

Türk milletini dizayn etmeye çalışan vesayetçilerin toplum mühendisliği ile demokrasiye müdahalesi...

Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk darbe...

Ülkeyi yönetmeyi kendilerine ait bir hak gibi gören vesayetçilerin amaçlarına ulaşmak için seçtiği son derece pratik bir yol ile millet

İradesinin yok edildiği kara bir gün...

Bu gün, vesayet ve statükonun hüküm sürdüğü bir anlayışla gerçekleştirilen 27 Mayıs darbesi, demokrasiye, insanlığa ve vicdanlara yönelik büyük bir ihanetti.

Seçilmiş başbakan Adnan Menderes'i idama mahkum eden bu müdahale, ilerleyen süreçte askeri otoriteye mili iradeyi silah zoruyla tahakküm altına alma olanaklarının kapılarını da açtı.

* * *

Ordu içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi’nin, DP'nin "ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçelerini ileri sürerek 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koymasıyla gerçekleştirilen darbe sonrasında Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi.

Tarihe bir utanç vesikası olarak geçen 27 Mayıs 1960 darbesiyle Anayasa ve TBMM feshedildi.

Genç Türkiye Cumhuriyeti henüz 37 yaşındaydı.

İktidarda, 10 yıl önce ülkedeki tek parti devrine son veren DP bulunuyordu.

Başbakan koltuğunda 14 Mayıs 1950 ve 2 Mayıs 1954 seçimlerden zaferle çıkan Adnan Menderes oturuyordu, Cumhurbaşkanı ise Celal Bayar'dı.

7 partinin katıldığı 14 Mayıs 1950'deki seçimlerde, DP ilk büyük zaferini kazanmış, yüzde 53 oy ve 416 milletvekili ile Meclis’e girmiş, CHP ise ancak 69 sandalye kazanabilmişti.

DP 1954 seçimlerini de başarıyla kazanmıştı...

Ne ki, tek parti özlemcileri bu süreci tıkadı.  

* * *

Üzerinden yıllar geçmesine karşın 27 Mayıs’a benzer senaryolar Türkiye’de hep uygulanmak istendi.

27 Mayıs'taki askeri müdahale 15 Temmuz'a kadar uzanan, darbe ve vesayet girişimlerine hep kapı araladı.

Adnan Menderes'e uzanan ellerin ardındaki zihniyet, aynen 27 Mayıs'ta olduğu senaryolarını 15 Temmuz'da hain darbe girişiminde Başkan Erdoğan'ı katletmek istedi.

Ancak, milletin cesur duruşuyla kukla FETÖ girişimine bu kez izin verilmedi.

12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007, 15 Temmuz 2016 darbe ve darbe girişimlerinin sahipleri her seferinde demokrasiye pusu kurmaya çalıştı.

* * *

Siyasi tarihimizde özellikle 12 Eylül ve 15 Temmuz’da gerçekleştirilen askeri darbe ve hain darbe girişiminin, demokrasi, ekonomi ve çalışanların hakları üzerindeki etkileri hala sürmektedir.

Her hangi bir partiyi iktidara getirecek olan da iktidardan indirecek olan da; salt Milletin kendisidir.

Egemenlik, kayıtsız koşulsuz Milletindir.

Bugün de aynı durumla karşı karşıya değil miyiz?

ABD’nin Türkiye’den birçok talebi var.

Akdeniz’deki haklarımızdan vazgeçmemiz, Suriye’de terör devletinin Akdeniz’e inmesine izin vermemiz, K.Irak’ta PKK’nın varlığına karşı verdiğimiz mücadeleden geri adım atmamız isteniyor.

Yunanistan’da sınırlarımıza yakın yerlerde ABD üsler kurup, silah yığıyor.

Sandıkta, darbeyle yapamadıklarını saldırarak gerçekleştirmenin hazırlıklarını mı yapıyorlar?

27 Mayısçıları lanetliyor, Başbakan Menderes ve demokrasi şehitlerine rahmet diliyorum.