Patronlar Kulübü, İstanbul Dükalığı, Büyük Sermaye, Türkiye Sosyetesi gibi adlarla da tanınan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği TÜSİAD Türkiye'nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü bir sivil toplum kuruluşu...

Amacı, Türkiye iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi; istihdam, çalışma yaşamı koşulları, eğitim, çevre koruma ve sosyal güvenlik alanlarında iş dünyasında düşünce ve hareket birliğinin sağlanması yönünde çalışmalar yapmak.

Daha önceleri Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği gibi kuruluşlarda bir araya gelen büyük sermaye çevreleri, bağımsız hareket edememek ve hükümete karşı etkili bir güç oluşturamadıkları gerekçesiyle bir derneğin etrafında birleşmeye karar verip 1971 yılında kurulmuştu.

Derneğin kuruluşunu hızlandıran nedenlerden biri de 1960'lı yıllarda sendikal hareketlerle sol kesimin siyasi açıdan güçlenmesi ve 12 Mart Muhtırasıydı...

Derneğin şimdiki Başkanı Orhan Turan...

* * *

Bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak ülke ve iş dünyası ile ilgili düşünceler açıklanması kuşkusuz demokrasilerde normal...

Ne ki, bu açıklamaları çokça kez sert eleştirilere neden oldu...

Geçmiş yıllarda da yaptığı açıklamalarla hükümetleri eleştirmiş hatta gazetelere verdiği ilanlarla Ecevit hükümetinin düşmesine neden olmuştu.

Yine geçmişte vesayet rejiminin destekçisi olmuş, Türkiye’de her darbe sürecinde aktif rol oynayan TÜSİAD, 12 Eylül’de kapatılmayan tek dernek olmuş, 28 Şubat sürecinde ise antidemokratik uygulamalara alkış tutmuştu..!

Ve uzun bir adan sonra bugün de benzer bir yaklaşım sergilemekte. Başörtüsü yasakları, Kur'an kurslarının kapatılması ve din eğitimi yasakları karşısındaki sessizlikleri, TÜSİAD'ın çifte standartlı tutumunu gözler önüne sermektedir.

TÜSİAD; ‘yargıyı baskı altına almak, siyasete yön vermek’ yerine sanayi ve üretim alanında yapıcı katkılar pekâlâ sunabilir.

Önceki yıl yaşanan deprem felaketinde, TÜSİAD üyesi iş insanlarının elini taşın altına koymaktan kaçınmaları, milletimizin hafızasından silinmiş değildir..!

Ülkenin en zor günlerinde sorumluluktan kaçınan bu çevrelerin, bugün ülke yönetimi ve yargı üzerinde baskı kurmaya çalışmaları ibret verici değil midir?

* * *

İsrail'in 15 aydır Gazze'de uyguladığı vahşetle binlerce masum sivilin katledildiği, küresel insan hakları örgütleri tarafından soykırım olarak tanımlanan katliamlara sessiz kalan TÜSİAD’ın bu gün hak, hukuk ve adaletten söz etmesi ne kadar samimiyetsiz olduklarının göstergesi değil midir?

TÜSİAD’ın felaket anlarında devlet-millet dayanışmasını güçlendirecek yardımlarla öncülük etmesi, istihdamı artırarak işsizlikle mücadeleye destek olması, gerekçesiz fiyat artışlarına karşı ağzını açıp 2 kelam etmesi gerekmez mi?

Geçmiş yıllarda ülkede faizler yüzde 10’ların altına indiğinde sesini yükseltip ‘illa da yüksek faiz’ diyen TÜSİAD’ın bu gün faizlerin yüksekliğinden şikâyet etmesi amacının ‘Üzüm yemek değil, bağcı dövmek’ olduğunu göstermiyor mu?

Genel kurulları sonrası düzenledikleri panelde bir muhalefet parti temsilcisi gibi dili ve kurmacası son derece kötü bir metni okuyan TÜSİAD YİK Başkanı ve arkadaşları eğer çok arzu ediyorsa bir parti kurup yahut var olanlardan birine girip siyaset yapabilir hiç kuşkusuz..!

TÜSİAD gibi bir Patronlar Kulübünün kendini, sol, sosyal demokrat olarak tanımlayan bir parti temsilcisi diliyle konuşması garip değil midir?