14 Mayıs Pazar günü yapılan “tarihi” yahut “kader” seçimine iki gün kala, dışarıdan bakıldığında Millet İttifakı seçimleri büyük üstünlükle alıp, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçileceği sanılıyordu.

Millet İttifakı daha dorusu böyle bir algı oluşturulmuştu.

Ama sonuçlar böyle çıkmadı...

Kılıçdaroğlu yüzde 44,9 oyda kalırken, Başkan Erdoğan Türkiye genelindi birkaç yüz bin oyla ipi göğüslemeye ramak kalarak yüzde 49,5 oy aldı.

Seçimin sürprizi Ata İttifakı adayı Sinan Oğan ise yüzde 5,2 oy alarak ikinci tur için kilit isim haline geldi.

Yapılan görüşmeler sonrası Oğan kendi seçmenini Cumhur İttifakı’nı desteklemeye çağırdı.

Zafer partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu ile yaptığı bile bir dizi görüşme sonucu destek açıklaması yaptı.

Ardından doğal olarak HDP sözcülerinin tepki açıklamaları geldi.

Son gelişme olarak da Muharrem İnce de seçmenini Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye çağırdı...

* * *

Seçime bir gün kaldı...

Pazar günü tarihi seçim gerçekleşecek.

Ve ilk turda Meclis çoğunluğunu alan Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu Cumhurbaşkanı seçilecek görülecek.

Şu ana kadar bütün söylenenler söylendi, yazılanlar yazıldı, çizilenler çizildi...

Meydanlardaki sessizlik ise sürmekte...

Bu sessizliğin kararlı bir sessizlik olduğu konusunda genel bir kabul var gibi...

Ucuz klavye kahramanlarının cirit atması ise dinmedi.

Her aklına gelen her şeyi yazabiliyor.

Denetimsiz bir İnternet mecrasında boy gösterenlerin haddi hesabı da yok yani.

Ama bunların da sesi-soluğu kesilecek kuşkusuz 28 Mayıs akşamı.

Sandıklar açıldığında bakalım neler yumurtlayacak bu ucuz klavye kahramanları?

Çünkü kim, kime oy vereceğini artık kararlaştırdığı için her kes işinde gücünde.

Yazılan-söylenenlere de fazla itibar etmiyor seçmen, her kes kararını vermiş anlaşılan...

Seçmen yarından sonra 14 Mayıs’ta yarım bıraktığı işi sonlandıracak ve son sözünü söyleyecek..

* * *

14 Mayıs seçimleri yurt genelinde vukuatsız geçti...

Şimdi yarından sonra da aynı vakurla, yine yüksek katılımla seçimler gerçekleşecek inşallah ve seçmen son sözünü söyleyecek.

Dünya demokrasileri içerisinde seçime katılımın en yüksek olduğu ülkelerden biriyiz, belki de birinci, ikinci sırada olabiliriz.

Son seçimde yüzde 88 küsur seçime katılım oranı oldu.

Batı demokrasilerine baktığınız zaman ortalama seçime katılım oranı 55, 60, en fazla 65’lerde gerçekleşmekte.

Yani seçmeninin üçte biri yahut dörtte biri seçiyor adayı, adayları.  

Türkiye, sandığa gitmeyi seven bir ülke...

Geçmişte siyasi kargaşanın egemen olduğu ve darbelerin yaşandığı dönemlerde bile, seçmen demokratik hakkını sandıkta kullanmanın önemli olduğunu düşünüyordu.

Türkiye’de seçime katılım oranı yüzde 64’ün altına hiç düşmemiştir. 

En fazla katılımın olduğu yıllar ise, 12 Eylül 1980 darbesinden sonraki dönemde yaşanmıştır.

1982 yılındaki anayasa değişikliği halk oylamasındaki katılım oranı yüzde 91,3 olmuştur.

Bir ülkedeki demokrasi ölçütü tek başına seçime ve seçim süreçlerine indirgenemez kuşkusuz. 

Ama demokrasilerde sandık olmazsa olmazdır, sandık her şey değildir ama onsuz da olmaz.