Bursa'da bu yıl düzenlenen Rising City & Yapı ve Yaşam Fuarının açılış gününü yerinde gözlemleme fırsatı buldum. Büyük bir heyecanla gittiğim fuar alanında, ilk günün hafta içi ve mesai saatine denk gelmesinin de etkisiyle ziyaretçi yoğunluğunun düşük olduğunu görmek açıkçası şaşırtmadı. Ancak beni asıl şaşırtan, katılımcı firmaların azlığı ve özellikle inşaat sektörünün önemli temsilcilerinin bu organizasyonda yer almamasıydı.

Fuarda, inşaat firmalarının yanı sıra sektöre hizmet veren yan sanayi ve tedarikçi firmaların da neredeyse yok denecek kadar az oluşu, sektörün bu fuara olan ilgisinin zayıfladığını gösteriyor. Geçmiş yıllarda fuarlarda görmeye alışkın olduğumuz belediyelerin bu yıl hiçbir stantla yer almamış olması da dikkat çekici bir eksiklikti. Oysa bu tür organizasyonlar, kent vizyonunun sergilenmesi adına yerel yönetimlerin aktif rol üstlenmesi gereken alanlar.

Her şeye rağmen fuarda olumlu gelişmeler de vardı. Akademik odaların fuar alanında aktif şekilde yer alması, bilgi paylaşımı ve sektörel etkileşim açısından oldukça kıymetliydi. Ayrıca fuarın en dikkat çeken projelerinden biri olarak, Doğanköy bölgesinde konumlanan Concorde Bursa projesi öne çıktı. Gerek görselliği gerekse yatırım potansiyeliyle fuarın yıldız projesi olmayı başardı.

Ancak genel olarak baktığımızda, Bursa gibi Türkiye'nin 4. büyük şehrine ve güçlü bir inşaat geçmişine sahip bir kente bu kadar düşük bir sektör katılımı yakışmadı. Aklıma şu sorular geliyor: Acaba BTSO inşaat firmalarına yeterince destek olamıyor mu? Yoksa firmalar bu tür organizasyonlara olan inançlarını mı kaybetti?

Geçmiş yılların verileriyle kıyasladığımızda tablo daha da netleşiyor. Örneğin; 2016 yılında düzenlenen yapı fuarına 100’ün üzerinde firma katılmış, 20 bin markalı konut, 3 bin işyeri ve yüzlerce arsa yatırımcılara sunulmuştu. 2023 yılında ise 100’e yakın firma, 81 proje, 8.735 konut ve 26.814 ziyaretçi ile fuar dikkat çekici bir etki yaratmıştı.

Bu yılki tablo ise hem katılım hem de ilgi açısından bu geçmiş verilerin oldukça gerisinde kaldı. Eğer bu fuarlar kentin vizyonunu yansıtacaksa, başta BTSO olmak üzere ilgili tüm kurumların elini taşın altına koyması şart. Aksi takdirde fuarlar sadece takvimde birer etkinlik olarak yer alır, kent ve sektör adına bir kazanıma dönüşmez.

Bursa’nın, vizyonu büyük ama katılımı düşük fuarlara değil; sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren güçlü organizasyonlara ihtiyacı var. Umarım bu değerlendirmemiz, gelecek fuarların daha kapsayıcı, daha zengin içerikli ve daha etkili olması için bir farkındalık oluşturur.