Sagopa Kajmer, Yunus’un ustalık eseri…
Rap müzik, ülkemizde yıllarca aykırı bir müzik türü olarak tanımlandı.Türkiye’de duyulmaya başlanmasıyla birlikte Rap müzik, özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren amacı şarkı sözlerinin hızlı söylemek olan bir tür algılanıyordu. Rap, aslında insanların kendini ifade edebilmesi için onlara daha çok imkan tanıyor. Sanatçılar bu türde şarkılar üretirken kuralları kendileri belirleyebiliyor. Tabi bu da ortaya oldukça ‘farklı’ eserler çıkarıyor. Bu ‘farklılık’ durumuna insanlar aşina olmadıkları için uzun yıllar boyunca Rap müzik ötekileştirilen bir tür oldu. Ancak son yıllarda Rap’in ülkemizde popüler olmaya ve kabul görmeye başladığını görüyoruz. Bence ülkemizde Rap’in asıl yükselişi ve popülerleşmeye başlaması, yani dönüm noktası Eypio ve Burak King’in ortak eseri olan ‘Günah Benim’ ile oldu. 2015’in son günlerinde yayınlanan bu şarkı 2016 yılına damga vurmuştu. Bir dönem izlenme sayısı her gün neredeyse birer milyon artıyordu. İnsanlar bu şarkıyı çılgınca paylaşıyor, pek çok yerde cover versiyonunu seslendiriyorlardı. Günah Benim, ritim olarak çok hoşuma gitmiş ve ahenkli sözleriyle dikkatimi çekmişti. Nitekim ben de çok kez dinlemiştim. Hala arada bir açıp dinliyorum. Bu şarkının popüler olmasıyla birlikte Rap müzik, insanların dikkatini çekmeye başladı ve insanlar, hali hazırda Rap müzik yapan sanatçılara yöneldi diye düşünüyorum.
Sonraki yıllarda da pek çok Rap sanatçısı yaptıkları şarkılarla ön plana çıktı ve milyonlarca kez dinlendi. Hala dinlenmeye devam ediyorlar. Günümüzde Rap müzik, Pop müziğin yerini alıyor diyebilir miyiz? Bundan emin değilim ama Rap, günden güne popülerliğini artırıyor. Rap müziğin, sanatçıların kurallarını kendilerinin belirleyebildiği bir tür olması nedeniyle Rap sanatçıları kendini daha iyi ifade etme fırsatı buluyor diye düşünüyorum. Yani bir tür içerisinde yeni türler ortaya çıkıyor. Rap müziği farklı kılan unsurlardan biri de sanatçıların birbirilerine diss atması. Özellikle bunlarla da çok sık karşılaşmaya başladık. Bir dönem diss atmak çok popülerdi. Ancak Rap müzikte de kendi içerisinde ayrışmalar yaşanıyor. İnsanlar sevdikleri sanatçıları diğer sanatçılarla kıyaslıyor ve kendilerinin sevdiği sanatçının diğerlerinden iyi olduğunu iddia ediyor. Pek çok Rap sanatçısının yığınla ‘Hater’ları oluşmuş durumda. Bunda dissleşmelerinin etkisi vardır elbet ama Rap müzik kültüründe bu tür sataşmalar,fanlar ve haterlar arasında hep olmuştur. Bu anlayışı pek sağlıklı bulmasam da ben de buna ayak uydurmuş durumdayım ve En iyi Türk Rap sanatçısının Sagopa Kajmer olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’ye Rap’i getiren Cartel’dir. Fakat onların yaptığı ciddiye alınmayan bir tarzdı.Bu nedenle gerçek anlamda Rap müzik yapan ve Türkiye’de ilk icra eden kişiler arasında Sagopa Kajmer de vardır. Uzun yıllar boyunca kendi tarzı ile dinleyicilerine seslenmiş ve kendini sürekli güncelleyerek günümüze kadar gelmiş bir sanatçıdır Sagopa Kajmer.Ben onun şarkılarını dinleyerek büyümüş şanslı insanlardan biriyim. Benim çocukluğumda ‘Türkçe Rap’in İstiklal Marşı’ olarak tanımlanan ve Ceza’nın Rapstar albümünde yer alan (Sagopa Kajmer ile düet) ‘Neyim Var Ki’ şarkısı çok popülerdi. Ben de Rap dinlemeye o şarkı ile başlamıştım. Ceza’nın Yerli Plaka şarkısını da çok severim. O yıllarda çok popülerdi. Bunun yanında Sagopa Kajmer’in Baytar şarkısını yıllar içerisinde yıllarca dinledim, 15 yıl oldu ve hala dinliyorum. Tabi ‘Galiba’ şarkısına değinmesem de olmaz. Onu da atlamayayım. Aslında çok beğendiğim ‘Ateşten Gömlek, Merhametine Dön, Istakoz, Vesselam, Muamma, Vasiyet, Ahmak Islatan, Bir Pesimistin Gözyaşları, Gölge Haramileri ve nice muhteşem şarkılarını saymam gerekir ama liste çok uzun.2013’teki ‘Kalp Hastası’ albümünü çok sevmiştim. Kolera’yla olan düetleri harikaydı. Keşke yeniden bir araya gelse ve düet yapsalar. Keşke Ceza’yla da bir araya gelseler. Yıllar içerisinde Sagopa Kajmer’in yeni şarkılarının hayatıma girmesi ve pek çoğunun beni etkileyen harika eserler olması gerçekten beni çok mutlu ediyor. Örneğin 2017’ye girerken yılbaşında 366. gün şarkısını dinlemiştim. Sagopa Kajmer’i farklı kılan şey bence yaptığı şarkılarda anlamlı sözlere yer veriyor olması diye düşünüyorum. Yani sırf kafiye olsun diye ahenkli sözler kullanmak yerine uzun ama dinleyiciyi yormayan, anlamlı sözlerle, insanlara bir şeyler anlatmaya çalışarak etkileyici eserler ortaya çıkarıyor. Bu adam, dinleyicisine bir şeyler anlatmak, aktarmak istiyor. Kelimeleri muhteşem bir şekilde bir araya getiriyor ve ortaya harika eserler çıkarıyor. Yaşanmışlıkları, tecrübeleri, duyguları kelimelere döküyor.Dinleyicisi de her seferinde dinlerken ‘Sago yine yapmış’ diyor.
‘Hayat en yakın dostumdur hep yanımda yürür. Bir gün beni terk etse kemiklerim üzüntüden çürür’… ‘Sabır tüm sıkıntıların anahtarıdır, doğrudur. Düş kırıklıklarım sonucu ruhum yorgundur’… ‘Bana ancak dilsiz anlattı dili olanın dile getiremediklerini’… Bunlar şu anda aklıma gelen pek çok anlamlı sözlerinden sadece birkaçı. Sagopa Kajmer, şarkılarında eskiden daha çok dine dayalı göndermeler yaparak anlamlı sözler kullanıyordu. Sanırım bunlardan en popüleri Sırat Köprüsü’nü anlattığı ‘İncecik ip üzerine koca ayaklar bindi, nefsim içine sindi. Kirpiklerim titremekte korkularımdan, düşersem yanarım.’ sözlerinden oluşan ‘Düşersem Yanarım’ adlı şarkısıdır. Yıllar içerisinde bu konulardan uzaklaşsa da Sagopa Kajmer şarkılarında anlamlı sözler üretmeye devam etti. Tabi tarzı biraz değişti. İki sene önce çıkardığı ‘Yunus EP’ adlı albümde ‘Küreksiz Kayıklar’ ve ‘Pankart’ şarkıları bana eski Sagopa Kajmer’i anımsattı. O tarzı ve o eski yılları çok özlediğimi fark ettim. Yıllar içerisinde Sagopa Kajmer’in tüm çıkan şarkılarını takip etmenin, dinlemenin ve bu sürece tanık olmanın büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Sagopa Kajmer’in her yeni şarkısı çıkacağı zaman heyecanla bekliyorum… Yazımın sonlarına gelirken fark ettim ki başlıktaki ‘Kötü İnsanları Tanıma Senesi’ ile ilgili bir şey yazmamışım.Sagopa Kajmer’in 2008 yılında çıkan ‘Kötü İnsanları Tanıma Senesi’ albümü ve bununla aynı ismi taşıyan şarkısı benim için çok şey ifade ediyor. Beni çok iyi anlatan bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Boş kaldığım zamanlarda şarkıyı sık sık söylüyorum. Bu albümde ‘İki Tanık, Gördüklerime İnanmam Gerek, Gölge Haramileri, Düşersem Yanarım, Vesselam ve Sahibinin Sesi’ gibi pek çok efsane şarkı vardı. Bu albüm benim en sevdiğim albümlerden birisi. ‘Sensiz geçen her gün için kapıma çelenk gönder. Kahır bu adamı yere devirdi, kulaklarım sağır. Hoş sesinle bana bağır, hafiflesin yüküm ağır…’ Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin sanırım bu dizeleri dinlemekten büyük keyif almaya devam edeceğim. Yazımın sonuna gelirken hepinize, kötü insanlara denk gelmeyeceğiniz yıllar diliyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RAVŞAN ALİOĞLU
KÖTÜ İNSANLARI TANIMA SENESİ
Sagopa Kajmer, Yunus’un ustalık eseri…
Rap müzik, ülkemizde yıllarca aykırı bir müzik türü olarak tanımlandı.Türkiye’de duyulmaya başlanmasıyla birlikte Rap müzik, özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren amacı şarkı sözlerinin hızlı söylemek olan bir tür algılanıyordu. Rap, aslında insanların kendini ifade edebilmesi için onlara daha çok imkan tanıyor. Sanatçılar bu türde şarkılar üretirken kuralları kendileri belirleyebiliyor. Tabi bu da ortaya oldukça ‘farklı’ eserler çıkarıyor. Bu ‘farklılık’ durumuna insanlar aşina olmadıkları için uzun yıllar boyunca Rap müzik ötekileştirilen bir tür oldu. Ancak son yıllarda Rap’in ülkemizde popüler olmaya ve kabul görmeye başladığını görüyoruz. Bence ülkemizde Rap’in asıl yükselişi ve popülerleşmeye başlaması, yani dönüm noktası Eypio ve Burak King’in ortak eseri olan ‘Günah Benim’ ile oldu. 2015’in son günlerinde yayınlanan bu şarkı 2016 yılına damga vurmuştu. Bir dönem izlenme sayısı her gün neredeyse birer milyon artıyordu. İnsanlar bu şarkıyı çılgınca paylaşıyor, pek çok yerde cover versiyonunu seslendiriyorlardı. Günah Benim, ritim olarak çok hoşuma gitmiş ve ahenkli sözleriyle dikkatimi çekmişti. Nitekim ben de çok kez dinlemiştim. Hala arada bir açıp dinliyorum. Bu şarkının popüler olmasıyla birlikte Rap müzik, insanların dikkatini çekmeye başladı ve insanlar, hali hazırda Rap müzik yapan sanatçılara yöneldi diye düşünüyorum.
Sonraki yıllarda da pek çok Rap sanatçısı yaptıkları şarkılarla ön plana çıktı ve milyonlarca kez dinlendi. Hala dinlenmeye devam ediyorlar. Günümüzde Rap müzik, Pop müziğin yerini alıyor diyebilir miyiz? Bundan emin değilim ama Rap, günden güne popülerliğini artırıyor. Rap müziğin, sanatçıların kurallarını kendilerinin belirleyebildiği bir tür olması nedeniyle Rap sanatçıları kendini daha iyi ifade etme fırsatı buluyor diye düşünüyorum. Yani bir tür içerisinde yeni türler ortaya çıkıyor. Rap müziği farklı kılan unsurlardan biri de sanatçıların birbirilerine diss atması. Özellikle bunlarla da çok sık karşılaşmaya başladık. Bir dönem diss atmak çok popülerdi. Ancak Rap müzikte de kendi içerisinde ayrışmalar yaşanıyor. İnsanlar sevdikleri sanatçıları diğer sanatçılarla kıyaslıyor ve kendilerinin sevdiği sanatçının diğerlerinden iyi olduğunu iddia ediyor. Pek çok Rap sanatçısının yığınla ‘Hater’ları oluşmuş durumda. Bunda dissleşmelerinin etkisi vardır elbet ama Rap müzik kültüründe bu tür sataşmalar,fanlar ve haterlar arasında hep olmuştur. Bu anlayışı pek sağlıklı bulmasam da ben de buna ayak uydurmuş durumdayım ve En iyi Türk Rap sanatçısının Sagopa Kajmer olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’ye Rap’i getiren Cartel’dir. Fakat onların yaptığı ciddiye alınmayan bir tarzdı.Bu nedenle gerçek anlamda Rap müzik yapan ve Türkiye’de ilk icra eden kişiler arasında Sagopa Kajmer de vardır. Uzun yıllar boyunca kendi tarzı ile dinleyicilerine seslenmiş ve kendini sürekli güncelleyerek günümüze kadar gelmiş bir sanatçıdır Sagopa Kajmer.Ben onun şarkılarını dinleyerek büyümüş şanslı insanlardan biriyim. Benim çocukluğumda ‘Türkçe Rap’in İstiklal Marşı’ olarak tanımlanan ve Ceza’nın Rapstar albümünde yer alan (Sagopa Kajmer ile düet) ‘Neyim Var Ki’ şarkısı çok popülerdi. Ben de Rap dinlemeye o şarkı ile başlamıştım. Ceza’nın Yerli Plaka şarkısını da çok severim. O yıllarda çok popülerdi. Bunun yanında Sagopa Kajmer’in Baytar şarkısını yıllar içerisinde yıllarca dinledim, 15 yıl oldu ve hala dinliyorum. Tabi ‘Galiba’ şarkısına değinmesem de olmaz. Onu da atlamayayım. Aslında çok beğendiğim ‘Ateşten Gömlek, Merhametine Dön, Istakoz, Vesselam, Muamma, Vasiyet, Ahmak Islatan, Bir Pesimistin Gözyaşları, Gölge Haramileri ve nice muhteşem şarkılarını saymam gerekir ama liste çok uzun.2013’teki ‘Kalp Hastası’ albümünü çok sevmiştim. Kolera’yla olan düetleri harikaydı. Keşke yeniden bir araya gelse ve düet yapsalar. Keşke Ceza’yla da bir araya gelseler. Yıllar içerisinde Sagopa Kajmer’in yeni şarkılarının hayatıma girmesi ve pek çoğunun beni etkileyen harika eserler olması gerçekten beni çok mutlu ediyor. Örneğin 2017’ye girerken yılbaşında 366. gün şarkısını dinlemiştim. Sagopa Kajmer’i farklı kılan şey bence yaptığı şarkılarda anlamlı sözlere yer veriyor olması diye düşünüyorum. Yani sırf kafiye olsun diye ahenkli sözler kullanmak yerine uzun ama dinleyiciyi yormayan, anlamlı sözlerle, insanlara bir şeyler anlatmaya çalışarak etkileyici eserler ortaya çıkarıyor. Bu adam, dinleyicisine bir şeyler anlatmak, aktarmak istiyor. Kelimeleri muhteşem bir şekilde bir araya getiriyor ve ortaya harika eserler çıkarıyor. Yaşanmışlıkları, tecrübeleri, duyguları kelimelere döküyor.Dinleyicisi de her seferinde dinlerken ‘Sago yine yapmış’ diyor.
‘Hayat en yakın dostumdur hep yanımda yürür. Bir gün beni terk etse kemiklerim üzüntüden çürür’… ‘Sabır tüm sıkıntıların anahtarıdır, doğrudur. Düş kırıklıklarım sonucu ruhum yorgundur’… ‘Bana ancak dilsiz anlattı dili olanın dile getiremediklerini’… Bunlar şu anda aklıma gelen pek çok anlamlı sözlerinden sadece birkaçı. Sagopa Kajmer, şarkılarında eskiden daha çok dine dayalı göndermeler yaparak anlamlı sözler kullanıyordu. Sanırım bunlardan en popüleri Sırat Köprüsü’nü anlattığı ‘İncecik ip üzerine koca ayaklar bindi, nefsim içine sindi. Kirpiklerim titremekte korkularımdan, düşersem yanarım.’ sözlerinden oluşan ‘Düşersem Yanarım’ adlı şarkısıdır. Yıllar içerisinde bu konulardan uzaklaşsa da Sagopa Kajmer şarkılarında anlamlı sözler üretmeye devam etti. Tabi tarzı biraz değişti. İki sene önce çıkardığı ‘Yunus EP’ adlı albümde ‘Küreksiz Kayıklar’ ve ‘Pankart’ şarkıları bana eski Sagopa Kajmer’i anımsattı. O tarzı ve o eski yılları çok özlediğimi fark ettim. Yıllar içerisinde Sagopa Kajmer’in tüm çıkan şarkılarını takip etmenin, dinlemenin ve bu sürece tanık olmanın büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Sagopa Kajmer’in her yeni şarkısı çıkacağı zaman heyecanla bekliyorum… Yazımın sonlarına gelirken fark ettim ki başlıktaki ‘Kötü İnsanları Tanıma Senesi’ ile ilgili bir şey yazmamışım.Sagopa Kajmer’in 2008 yılında çıkan ‘Kötü İnsanları Tanıma Senesi’ albümü ve bununla aynı ismi taşıyan şarkısı benim için çok şey ifade ediyor. Beni çok iyi anlatan bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Boş kaldığım zamanlarda şarkıyı sık sık söylüyorum. Bu albümde ‘İki Tanık, Gördüklerime İnanmam Gerek, Gölge Haramileri, Düşersem Yanarım, Vesselam ve Sahibinin Sesi’ gibi pek çok efsane şarkı vardı. Bu albüm benim en sevdiğim albümlerden birisi. ‘Sensiz geçen her gün için kapıma çelenk gönder. Kahır bu adamı yere devirdi, kulaklarım sağır. Hoş sesinle bana bağır, hafiflesin yüküm ağır…’ Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin sanırım bu dizeleri dinlemekten büyük keyif almaya devam edeceğim. Yazımın sonuna gelirken hepinize, kötü insanlara denk gelmeyeceğiniz yıllar diliyorum.