Bize düşen ise Türk ve İslam alemi üzerinde oyun kuranların, kurguladıkları senaryoyu iyi okumak ve tuzağa düşmemek için gerekli tedbirleri almak olmalıdır. Bizim kalkınmamızı istemeyen güçlerin, sanki çok önemli ve üstün akıl eseri olarak lanse ettiğimiz bu oyunları, biz deneyimlerimiz de kültürümüz de çok gördük… halk arasında cambaza bak, cambaza” oyunun yeni bir versiyonu. Eskiden fuarlarda açık havaya kurulan sirkler de cambaz, hünerini sergilemek için iki direk arasında kurulan ip üzerinde denge hareketlerini serdederken, o kalabalıktan faydalanmak isteyen birileri “cambaza bak cambaza” diye bağırarak, halkın dikkatini ipteki cambaza yöneltir, insanların bu gafletinden istifade ederek el çabukluğu ile yankesicilik suretiyle ceplerdekileri boşaltırdı. Aklın başına geldiğinde ise iş işten geçmiştir. Bu aldatma ve kandırma işi, yaşı ilerlemiş her erkeğin başına gelmiştir. Modern sünnetçilerin ve doktorların olmadığı devirde, sünnet edilecek çocuk, önce yeni elbiseler giydirilir, kuşatılır, daha sonra kesim işine gelince, en yakın ve kuvvetli amcalar veya dayılar sünnet çocuğunu ayaklarından ve belinden sıkıca kavrayarak hareket edemez hale getirir. Bu arada sünnetçi teşkilatını kurar tam kesileceği sırada, çocuğun ağzına bir rahat lokumu tıkılır, çocuk onun tadıyla uğraşırken sünnetçi de bu arada kesim işlemini gerçekleştirirdi. Dünya insanlarını idare edenler de, şimdiler de aynı taktiği uyguluyorlar. Halkın zararına ve duymasını istemedikleri kararları uygulamak isteyen, iktidarı elinde bulunduranlar, insanların dikkatlerini sanal gündemlerle başka mecralara yönlendirip, i oyalarlarken onlar kötü emellerine gerçekleştirdiler. Bizim siyasi hayatımız da milletvekilleri maaşlarına yapılan kıyaklar, yandaşlara verilen milyonlarca dolarlık ihaleler, halkın duymasını istemedikleri bir sürü kararlar parlamentodan, hep üzerinde konuşulmadan gece yarısı oturumların da geçmedi mi?
İşte ülkemiz üzerindeki son beş altı yılda meydana getirilen olaylara, ibret nazarı ile bakarsak, acaba bütün bu hadiseler, Suriye sınırımız da, Allah muhafaza yeni bir PKK devletinin kurulmasını perdelemek için mi kurgulanıyor? Bizi idare edenlerin böyle bir gaflette düşmemesini ve yine kandırılmalarını istemiyoruz. Belki bizdeki liderler bugüne kadar, kandırıla kandırıla, başka ülkeleri kandırmayı öğrendiklerini umut ediyoruz… eğer bizi kandırmayı öğrendilerse vay hailimize… (SON)
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
ACABA KANDIRILIYORMUYUZ? 5
Bize düşen ise Türk ve İslam alemi üzerinde oyun kuranların, kurguladıkları senaryoyu iyi okumak ve tuzağa düşmemek için gerekli tedbirleri almak olmalıdır. Bizim kalkınmamızı istemeyen güçlerin, sanki çok önemli ve üstün akıl eseri olarak lanse ettiğimiz bu oyunları, biz deneyimlerimiz de kültürümüz de çok gördük… halk arasında cambaza bak, cambaza” oyunun yeni bir versiyonu. Eskiden fuarlarda açık havaya kurulan sirkler de cambaz, hünerini sergilemek için iki direk arasında kurulan ip üzerinde denge hareketlerini serdederken, o kalabalıktan faydalanmak isteyen birileri “cambaza bak cambaza” diye bağırarak, halkın dikkatini ipteki cambaza yöneltir, insanların bu gafletinden istifade ederek el çabukluğu ile yankesicilik suretiyle ceplerdekileri boşaltırdı. Aklın başına geldiğinde ise iş işten geçmiştir. Bu aldatma ve kandırma işi, yaşı ilerlemiş her erkeğin başına gelmiştir. Modern sünnetçilerin ve doktorların olmadığı devirde, sünnet edilecek çocuk, önce yeni elbiseler giydirilir, kuşatılır, daha sonra kesim işine gelince, en yakın ve kuvvetli amcalar veya dayılar sünnet çocuğunu ayaklarından ve belinden sıkıca kavrayarak hareket edemez hale getirir. Bu arada sünnetçi teşkilatını kurar tam kesileceği sırada, çocuğun ağzına bir rahat lokumu tıkılır, çocuk onun tadıyla uğraşırken sünnetçi de bu arada kesim işlemini gerçekleştirirdi. Dünya insanlarını idare edenler de, şimdiler de aynı taktiği uyguluyorlar. Halkın zararına ve duymasını istemedikleri kararları uygulamak isteyen, iktidarı elinde bulunduranlar, insanların dikkatlerini sanal gündemlerle başka mecralara yönlendirip, i oyalarlarken onlar kötü emellerine gerçekleştirdiler. Bizim siyasi hayatımız da milletvekilleri maaşlarına yapılan kıyaklar, yandaşlara verilen milyonlarca dolarlık ihaleler, halkın duymasını istemedikleri bir sürü kararlar parlamentodan, hep üzerinde konuşulmadan gece yarısı oturumların da geçmedi mi?
İşte ülkemiz üzerindeki son beş altı yılda meydana getirilen olaylara, ibret nazarı ile bakarsak, acaba bütün bu hadiseler, Suriye sınırımız da, Allah muhafaza yeni bir PKK devletinin kurulmasını perdelemek için mi kurgulanıyor? Bizi idare edenlerin böyle bir gaflette düşmemesini ve yine kandırılmalarını istemiyoruz. Belki bizdeki liderler bugüne kadar, kandırıla kandırıla, başka ülkeleri kandırmayı öğrendiklerini umut ediyoruz… eğer bizi kandırmayı öğrendilerse vay hailimize… (SON)