Hava Durumu

ÇEVRE ve İMAR İLİŞKİLERİ (2)

Yazının Giriş Tarihi: 20.06.2024 19:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.06.2024 19:14

Şehircilik ve imar konularında atalarımızın da başarılı hizmetler ve çalışmalar yaptığını görürüz. Ve hatta bugünkü siyasi idarecilerin imar ve şehirleşme konusunda yaptıkları hatalı düzenlemelere bakarsak, ceddimizin günümüzden fersah fersah ileride olduğu görülür. Osmanlı zaptettiği her şehre girdiğinde, eski mekanları olduğu gibi korumuş, buna ilaveten de kendi mührünü vurmak içinde, camiler kapalı çarşılar, hanlar, hamamlar çeşmeler, imaret haneler ve benzeri binalarla şehirleri donatarak, insanların daha güzel yaşayabilecekleri alanlara dönüştürmüştür. En basitinden bugün içinde yaşadığımız, yeşil Bursa’mızın dün ve bugününü kıyaslarsak eskilerin bizden şehircilik konusunda çok üstlerde olduğunu görürüz. Bursa’mızın Osmanlının hakimiyetine geçtikten sonraki, şehrin ve binaların konumları ve yer seçimleri, tamamen havasının temiz, oksijenin ve temiz sularının bol olduğu, sel sularının rahatça ovaya akabileceği Uludağ’ın eteklerine inşa edilmiştir. Bursa’nın batısındaki Çekirge semtindeki Hamamlar bölgesi Muradiye cami ve Külliyesi, Kale içi, ve Tahtakale, Ulucami, Yeşil, Emirsultan ve Yıldırım camilerinin konumlarını düşünürsek, bu yerleşim yerlerinin hepsi de Uludağ’ın eteğinde ovaya hakim tepe bölgelerindedir. O zamanın insanının hiçbiri gelip de Bursa ovasını işgal etmiş değil.

Bugün ise onların torunları bizler yanlış imar politikaları sonucu, doyduğumuz ovayı işgal etmişiz. Maalesef bu işgali bile düzenli, planlı bir şekilde yapamadık. Bursa da yaşayan eski yaşlılarımız bilirler, daha çok kısa bir zaman önce bugünkü Haşim İşcancaddesinin altı bağlık, bahçelik ve üzerinde ekilip biçilen tarım alanları idi. Beceriksiz ve basiretsiz idarecilerimiz sayesinde artık Bursa’mız Demirtaş ve İsmetiye ile birleşti. Denetimsizlik ve vurdumduymazlık sayesinde karmakarışık binalar, eski bahçeleri işgal etti. Şimdilerde ise hatamızı anlamış olacağız ki, belediyelerimiz bu çarpık yapılaşmayı dönüşüm adı altında telafiye çalışıyoruz.

Yazılı anlamda imar konusunda düzenleme 1848 yılında hazırlanarak uygulamaya konulan “Tarik ve ebniye” yol ve bina nizam namesi çıkarılmıştır. Bu metin, kanun değil bir nizamnamedir. Bu nizamname ile, şehirlerdeki bina ve yolların düzenlemelerin belirli kurallar dahilinde hazırlanarak, yaşanabilir bir şehirleşmenin alt yapısını oluşturma istemidir. Bu nizamnameler 1955 yılına kadar defalarca revize edilmiş, en sonunda da 1955 yıl savaş sonrası imar kanunlarına dönüşmüştür. Osmanlı idaresi tanzimatla birlikte yetkiler padişahtan alınıp, meclise geçtikten sonra, balkanlarda ve Ortadoğu da büyük toprak kayıplarına uğramış, basiretsiz yönetimler sonucu birdenbire küçülmeye ve düşüşe geçince, büyük şehirlere göçler başlamıştır. Bilhassa Kırım savaşından sonra, göçler sayesinde şehirlerde gece kondulaşma başlayınca 2. Abdülhamithan “6. Daire-i Belediye” ismi altında modern anlamla ilk belediyeyi kurmuştur.

İmarla ilgili ilk yerel bazda modern anlamda düzenleme 3194 sayılı imar kanunu ile getirilmiştir. Kanun kapsam itibariyle olumlu yenilikler getirmesine rağmen, teknik ve altyapı eksiklikleri mevcuttur. Bundan dolayıdır ki, günümüze kadar bir dizi değişiklikler yapılmıştır. Yasanın amacı “Bu kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların, plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.” şeklin de 1. maddede ifade edilmiştir. Bu tarif kanımca çok eksiktir. En büyük eksikliği içinde “İNSAN” kavramının olmayışıdır. Sadece “Fiziki” şartları yani eşyayı korumayı amaçlamıştır. İnsan olmadan çevre ve çevresel faktörler düşünülemez. Modern anlamda imar planları, insan, toplum, çevre ilişkilerinde, kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma kullanma dengesi en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla yapılır. Coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak ARGE çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, imkânlar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi ve sağlıklı yaşam koşulları sunmak amacıyla, kentin kendine has yaşama biçimi, dinamikleri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri halkın her türlü sosyal ve kültürel ihtiyaçları düşünülerek planlar hazırlanmaktadır.

DEVAM EDECEK…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.