HZ. PEYGAMBERİMİZİN İNSANİ YÖNÜ 

Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2025 22:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2025 22:18

Türkiye’mizde gündem öyle çabuk gelişiyor ki, olayların seyrine kendimizi kaptırırken, çoğu zaman asıl gündemi kaçırıyoruz. Halbuki bir Müslüman olarak bize lazım gelen, belki de manevi hayatımızın kurtuluşuna vesile olabilecek, yaradılış gayemizin yaşanma biçiminde bizlere ve insanlığa yol gösteren peygamberimizin doğum gününü yad etmeyi unuttuk. Unutmasak da olaylar o kadar hızlı gelişti ki, onsuz yaşamanın insanlığı ne hale getirdiğini, patlayan bombaların sesiyle, şehit ailelerimizin dik duruş feryatları ve Filistinde masum bir sürü çocuğumuzun yürekleri dağlayan görüntüleri karşındaki acılarımız, gönül üzüntülerimiz basiretimizi bağlamış olacak ki, manevi hayatımızın yol göstericisi olan ,Peygamberimizin insani yönünü köşemizde yazamadık.

Allah resulünün bütün hayatımızda önemli bir yeri vardır. Onun hayatı, ahlakı ve vahiyden aldığı hitabında bizim için olumlu örnekler vardır. Unutmayalım ki insanlar kendileri gibi doğan, büyüyen yiyip içen, hastalanan, evlenip çoluk çocuk sahibi olan, acılar çeken, yoksulluğu ve bolluğu yaşayan ve nihayet kendileri gibi ölümü tadan peygamberi örnek alırlar. Ancak böyle bir beşerle kendimizi özleştirebilir, örnek alır ve onun gibi yaşayabiliriz.

Hâlbuki İslam tarihi ve kaynaklarını incelersek, önemli bir kısmında Hz. Peygamberin (SAV) hayatının olağanüstü derecede abartıldığı, genel de mucize merkezli bir peygamber takdiminin yapıldığı, aşırı abartılarla adeta sanki beşer olmaktan çıkarılmış olağanüstü bir varlık tarifinin yapıldığı görülür.

Bilhassa doğumu esnasında meydana geldiği rivayet edilen olaylar, çocukluğu sırasında yaşadığı bildirilen olağanüstü haller, efsaneleştirilerek siyer kitaplarında sıralanmıştır. Bu bilgilerin çoğu daha sonraki dönemlerde, başka inanç mensupları ile yaşanan etkilenme ve dini rekabet sebebiyle uydurulmuş malumat olup, Kuran’ın bize tarif ettiği peygamber anlayışı ile de çelişkilidir. Bazen de Müslümanlar, farklı din mensuplarıyla giriştikleri tartışmalarda dinlerini kendilerince savunma ve muhataplarını, onlardan sıkça duydukları olağanüstü hadiselerle ikna gayreti neticesinde Hz. Peygamber (SAV) ile ilgili olarak onun beşer olma hususiyetini ihmal eder mahiyette aşırı övgü ve yüceltme yoluna yönelmişlerdi. Kabul etmek gerekir ki, Hz Peygamber (SAV) her türlü övgüye layıktır ve bunu da hak etmektedir. Ancak bu övgüdeki ölçü Allah ve Resulünün koyduğu sınırlar çerçevesinde kalmalıdır. Hem nakle ve vahye ile ve hem de akla uygun olması gerekir.

İslam’ı tebliğin ilk yıllarında Mekke müşrikleri de, kendilerine gönderilen peygamberin bir insan olduğunu anlayamamışlar, adeta peygamberin beşer üstü bir melek veya melekler eşliğinde gelmesi gerektiğine inanıyorlardı. Onların bu görüşleri Furkan suresi 7. Ve 8 ayetler de zikredilmiştir. “Şöyle dediler: Bu nasıl peygamber ki, yemek yer, sokaklarda gezer, ona beraberinde bulunup refakat eden bir melek indirilseydi ya. Yahut kendisine bir hazine verilseydi, veya faydalanabileceği bir bahçesi olsaydı”. Müşriklerin bu görüşüne karşı da aynı sure 10. Ayettin de “Allah, Resul olarak bir insan mı gönderdi?” Deki :yeryüzünde dolaşanlar melek olsaydı, bizde onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik.” Şeklinde cevap verilmiştir.

Hristiyanlar Hz. İsa’ya Allah’ın oğlu, Yahudilerde Hz. Üzeyir (AS) Allah’ın oğlu diyerek, . Onları yüceltiyoruz diye düşündüler. Kabul ettikleri teslis akideleri ile inkar yolunu seçtiler. Bu durum tevbe suresi 9 ve 30 ayetlerinde açıkça belirtilir. Peygamberimiz bizzat bir hadisi şerifinde kendini şöyle tavsif ve tarif etmiştir. “Hristiyanların Meryem oğlu İsa’yı abartarak övdükleri gibi beni övmeyin, bana Allah’ın kulu ve Resulü deyinizi” Buyurmuştur.

Dini konularda bugün bazı insanların nasıl abartıldığını, onlara olağanüstü sıfatların yakıştırıldığını, bunun sonucunda da bu dini şahsiyetlerin peygamberimiz ve diğer peygamberlerle ahbap çavuş ilişkileri içine girdiğini gördük. Bu abartıların ülkeye verdiği zararları hala defetmekte zorluk çekiyoruz. Bunların kendisi yoldan çıktığı gibi, kendine inanların çoğunun da imanlarını ve inançlarının zayıflamasına ve hatta yok olmasına da sebep oldu. Allah’ın en sevgili kulu ve elçisi olan Peygamberimiz (SAV) kendini Allah’ın bir kulu ve resulü olarak tarif ederken, okuduğu üç beş kitapla müntesiplerinin gözünü boyayan bir şarlatanı, nasıl olağanüstü sıfatlar ve haller yakıştırarak yüceltiriz?

Bugün fert ve toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz Allah Resulü (SAV)ın bizlere ışık tutan ve yol gösteren hadisler den derlenmiş tavsiyelerini belirtmek ihtiyacını hissettim.

Peygamberimiz (SAV) zengin fakir ayrımı yapmazdı. Hastaları ve yaşlıları ziyaret eder, iyileşmeleri için dua ederdi. Bir topluma girdiği zaman boş bulduğu yere oturur, ayak ayak üstüne atmaz ayaklarını uzatmazdı. Elbiselerini kendi eliyle yamar. Ayakkabılarını kendisi tamir ederdi. Başkalarına yük olmazdı. Kadınlara karşı son derece nazik davranır, onlara ev işlerinde yardım ederdi. Misafiri çok sever evine misafir geldiğinde onlara bizzat kendisi hizmet ederdi. Müslüman da olsa başka dinden de olsa insanlara eşit ve adaletli davranır, kimseye kötü söz söylemez, Kırıcı bir davranışta bulunmaz ve kimseyi azarlamazdı. Güler yüzlü, tatlı sözlü idi. Başkaları konuşurken onları dinler, sözlerini kesmezdi. Gördüğü kusurları da insanların yüzüne vurmazdı. Yaşayışı sade ve temizdi. Elbiselerinin temiz olmasına dikkat eder, dişlerini temizlemek için misvak kullanırdı. Doğru sözlü olup verdiği sözden dönmezdi ve yalancıları hiç sevmezdi. Dilencileri sevmez, onlara çalışıp para kazanmanın yollarını öğretirdi. Kimseden intikam almaz. Bağışlamayı sever, kötülük edenlere iyilik ederdi. Tembelliği ve boş oturmayı hiç sevmez. Maddi imkanı iyi olduğu zamanlarda bile sade bir hayat yaşardı. Evine selam vererek girer, çocuklarla konuşur ve şakalaşır, bir evin kapısına gittiğin de üç kez çalar, kimse çıkmazsa bir namaz kılma zamanı bekler ve ayrılırdı.

Allah Resulünün hayatı ve fikirlerinden bir demet gül sizlere sunabilseydik, ne mutlu bize.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)

ERKEN ÖTEN HOROZ… (3) 

03.04.2025 21:00

CHP Ekrem İMAMOĞLU yüzünden kendi ayağına kurşun sıkmış oldu. Zamansız öten horoz misali, daha genel seçimlere üç seneden fazla zaman varken, adaylık yoklaması yapmaya kalktı. Sayın İmamoğlu da bu işe düşünmeden taşınmadan balıklama daldı. Daha şimdiden 2028 seçimlerinde kendisini Cumhurbaşkanlığ

ERKEN ÖTEN HOROZ… 2 

02.04.2025 16:58

Evet bu iktidar güç zehirlenmesine uğradı. Uyguladığı ekonomik politikalar nedeniyle, ülkeyi içinden çıkılmaz sorunlar yumağı haline getirdi. İnsanlar ve kurumlar ağırvergiler nedeniyle pres altında kalmış gibi ezilmeye başladı. Artan maliyetler nedeniyle üretim durma noktasına geldi. Sadece beslenm

ERKEN ÖTEN HOROZUN… 1 

01.04.2025 12:41

Öteden beri halk arasında darbı mesel haline gelmiştir. Vakitli vakitsiz öten horozun başını keserler diye de ifade edilmiştir. Bu söz bir eylemin yada bir şeyin, uygun olmayan bir zamanında yapılmasının yada söylenmesinin, kişinin kendisi ve çevresi için zararlı sonuçlar doğurabileceğini ifade eder

POLİTİZE OLMAK ÜZERİNE (2)

23.03.2025 19:13

İnsanlar eskiden de politize olmuşlardı, ama bugünkü kadar değildi. 11. Ekim 1999 tarihli internette var olan bir TV kaydında, N. Erbakan, Doğu Perinçek, B. Ecevit, S. Demirel, M. Yılmaz ve Erdal İnönü aynı stüdyo karesinde ve masa başındalar. Her biri o gün bir siyasi partinin başkanı olan bu ze

POLİTİZE OLMAK ÜZERİNE (1)

22.03.2025 16:58

Allah(cc) insanı fiziki görünen ve düşünce bazında mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Yaşadığı çevreye uyum sağlamada ve insanlarla diyalog kurmada, canlı ve cansız varlıklar arasında insanoğlundan daha değerli bir varlık göremeyiz. Hatta tüm insanlık içinde bile her insan tek tek ayrı bir değerdedir

HZ. PEYGAMBERİMİZİN İNSANİ YÖNÜ 

08.03.2025 22:18

Türkiye’mizde gündem öyle çabuk gelişiyor ki, olayların seyrine kendimizi kaptırırken, çoğu zaman asıl gündemi kaçırıyoruz. Halbuki bir Müslüman olarak bize lazım gelen, belki de manevi hayatımızın kurtuluşuna vesile olabilecek, yaradılış gayemizin yaşanma biçiminde bizlere ve insanlığa yol göstere

TEHLİKE ÇEMBERİ 

15.02.2025 18:20

Günümüz coğrafyasında yer alan devletlerin en önemli ihtiyaçlarından ve belki de birinci sırasında enerji ihtiyacı yer alır. Devletlerin gelişmişlik kriterleri enerji üretimi ile ölçülmektedir. Bir devlet kendi yasal coğrafyası içerisinde kendi kendine yetebilecek seviyede enerji üretebiliyorsa, gel

BERAT KANDİLİ NEDENİYLE…

13.02.2025 22:18

13 Şubat Perşembe gecesiBerat Kandilini idrak ettik. Cenabı hak Kuran-ı Kerim’de bazı gün ve ayların fazilet bakımından üstün olduğunu, Peygamberimiz (SAV) de kuvvetle nakledilen bazı hadis-i şerifler de de zikrederek, diğer gün ve aylara olan üstünlüklerini saymıştır. Örneğin beldeler içinde ayett

ACABA YİNE KANDIRILIYOR MUYUZ? (6) 

06.02.2025 18:16

Erbakan ın deyimiyle kadayıfın altının kızardığını gören İsrail, önce kendi toprakları içinde saydığı Filistin topraklarını işgale başladı. Bütün dünya devletlerinin ve 50 de fazla İslam ülkesinin gözleri önünde, Gazze de onbinlerce sivili , çoluk, çocuk yaşlı genç demeden bombalayarak katliamlara b

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.