Evet, dünya genelinde insanların her hafta toplanarak marşlar eşliğinde İsrail’i protesto yürüyüşleri düzenlemesi, bir halk hareketi ve devletlerin başında bulunan idarecilere karşı bir isyanın ifadesidir.
En nihayet İsrail’in katliamlarının devasa boyutlara ulaştığını, binlerce öksüz ve yetim çocuklarının ellerinde bir tas çorba için kuyruklara girmeleri, dünya halklarını harekete geçirdi. İnsanlar Baştaki iktidarlardan bir fayda gelmeyeceğini düşününce, iş başa düştü deyip Avrupalı aktivistler, 18 metrelik Madleen isimli bir yelkenliye binerek, filistine insani yardım için 12 kişilik bir grupla 1 Haziran 2025 de İtalya’nın Katanya şehrinden yola çıktılar. İçlerinde Şuayip Ordu adında bir Türk, Almanya’dan Yasemin ACAR isimli bir Alma vatandaşı , 6 Fransız, 1 Brezilya, 1 İspanya 1 kişi de Hollanda uyruklu Aktivistler, özgürlük filosu altında Akdeniz’e açıldılar. Başlarında da daha önceden çeşitli yürüyüşlerin organizatörlüğünü ünlü aktivist Greta Thunberg isimli İsveçli bir kız vardı. Maalesef bu özgürlük filosu Akdeniz’in Uluslararası sularında İsrailli korsanlar tarafından durdurularak İsrail’e getirildi. Özgürlük filosundaki bu 12 mücahit yola insanlık şeref ve onurunu korumak için yola çıktılar. Belki özgürlük filosunda bulunanların çoğu müslüman değildi.
İsrail özgürlük filosundakilerin yurt dışına deport etmek istemesine rağmen 5 Fransız vatandaşı direndiler. İsrail de yargılamayı bile kabul ettiler.
Zulmün ve zalimin karşısında küçük de olsa bir ateşi yakan bu filo, yıllardır uyutuldukları uykudan ayağa kalkan Kuzey Afrika ülkeleri Moritanya, Cezayir ve Tunustan Dr. Muhammed Emin Bennur başkanlığında binlerce araç ve aktivisten oluşan grup yola çıktı. “mağribi direniş konvoyu”adı altında, ambargoyu delerek Filistin halkına yardım amacıyla yola çıktılar. Libya hükümeti bu yürüyüşe izin vermesine rağmen, bizim iktidarın başının aziz dostum diye hitap ettiği Mısır Cumhurbaşkanı sisi tarafından sınırda durduruldu. Hatta B.M Raportörü ALBESE İsrail’in bu zülmünden rahatsız olmuş olacak ki, açıkça Türkiye’ye bir çağrı yaparak VELA isimli Mersin Limanından İsrail’e silah ve mühimmat yüklü gemiyi durdurmalarını istemesine rağmen, bizim hükümetimiz, bu isteğe kayıtsız kaldığı gibi, Mersin ve İstanbul limanlarından İsrail’e hareket eden gemileri protesto etmek amacıyla toplanan gençlerimizi de gözaltına almaya çalıştı.
Dikkat edilirse savaşın ilk başladığı günlerde, dünya Liderlerinin çoğu İsrail’i destekleyici beyanlarda bulundular. Zira onları iş başına getiren ve iktidarlarını sürdürmelerine sebep olan güç ABD’nin himayesindeki Siyonist düşüncedir. Bir kısmı da, varlık nedenlerinin yegâne kaynağı ABD’den çekinmeleridir. Ortadoğu’da kendine devlet diyen bir sürü Devletçik, ekonomik ve siyasi olarak Amerika’nın vesayetinde olduğundan, mazlumun yanında olmak bir yana, mazlumlar için dua etmeyi bile bir suç saymaktadırlar. AB ülkelerinde hiç olmazsa vatandaşlar, Yahudi karşıtlığı söylemleri dile getirirken Almanya’dan bu konuda hiç ses çıkmadı.Ancak bugünlerde Alman halkları Bondan Berline kadar İsraili protesta için yollara döküldüklerini görebiliyoruz. (Devamı var)
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
NASIL MÜCAHİTLERİZ (4)
Evet, dünya genelinde insanların her hafta toplanarak marşlar eşliğinde İsrail’i protesto yürüyüşleri düzenlemesi, bir halk hareketi ve devletlerin başında bulunan idarecilere karşı bir isyanın ifadesidir.
En nihayet İsrail’in katliamlarının devasa boyutlara ulaştığını, binlerce öksüz ve yetim çocuklarının ellerinde bir tas çorba için kuyruklara girmeleri, dünya halklarını harekete geçirdi. İnsanlar Baştaki iktidarlardan bir fayda gelmeyeceğini düşününce, iş başa düştü deyip Avrupalı aktivistler, 18 metrelik Madleen isimli bir yelkenliye binerek, filistine insani yardım için 12 kişilik bir grupla 1 Haziran 2025 de İtalya’nın Katanya şehrinden yola çıktılar. İçlerinde Şuayip Ordu adında bir Türk, Almanya’dan Yasemin ACAR isimli bir Alma vatandaşı , 6 Fransız, 1 Brezilya, 1 İspanya 1 kişi de Hollanda uyruklu Aktivistler, özgürlük filosu altında Akdeniz’e açıldılar. Başlarında da daha önceden çeşitli yürüyüşlerin organizatörlüğünü ünlü aktivist Greta Thunberg isimli İsveçli bir kız vardı. Maalesef bu özgürlük filosu Akdeniz’in Uluslararası sularında İsrailli korsanlar tarafından durdurularak İsrail’e getirildi. Özgürlük filosundaki bu 12 mücahit yola insanlık şeref ve onurunu korumak için yola çıktılar. Belki özgürlük filosunda bulunanların çoğu müslüman değildi.
İsrail özgürlük filosundakilerin yurt dışına deport etmek istemesine rağmen 5 Fransız vatandaşı direndiler. İsrail de yargılamayı bile kabul ettiler.
Zulmün ve zalimin karşısında küçük de olsa bir ateşi yakan bu filo, yıllardır uyutuldukları uykudan ayağa kalkan Kuzey Afrika ülkeleri Moritanya, Cezayir ve Tunustan Dr. Muhammed Emin Bennur başkanlığında binlerce araç ve aktivisten oluşan grup yola çıktı. “mağribi direniş konvoyu”adı altında, ambargoyu delerek Filistin halkına yardım amacıyla yola çıktılar. Libya hükümeti bu yürüyüşe izin vermesine rağmen, bizim iktidarın başının aziz dostum diye hitap ettiği Mısır Cumhurbaşkanı sisi tarafından sınırda durduruldu. Hatta B.M Raportörü ALBESE İsrail’in bu zülmünden rahatsız olmuş olacak ki, açıkça Türkiye’ye bir çağrı yaparak VELA isimli Mersin Limanından İsrail’e silah ve mühimmat yüklü gemiyi durdurmalarını istemesine rağmen, bizim hükümetimiz, bu isteğe kayıtsız kaldığı gibi, Mersin ve İstanbul limanlarından İsrail’e hareket eden gemileri protesto etmek amacıyla toplanan gençlerimizi de gözaltına almaya çalıştı.
Dikkat edilirse savaşın ilk başladığı günlerde, dünya Liderlerinin çoğu İsrail’i destekleyici beyanlarda bulundular. Zira onları iş başına getiren ve iktidarlarını sürdürmelerine sebep olan güç ABD’nin himayesindeki Siyonist düşüncedir. Bir kısmı da, varlık nedenlerinin yegâne kaynağı ABD’den çekinmeleridir. Ortadoğu’da kendine devlet diyen bir sürü Devletçik, ekonomik ve siyasi olarak Amerika’nın vesayetinde olduğundan, mazlumun yanında olmak bir yana, mazlumlar için dua etmeyi bile bir suç saymaktadırlar. AB ülkelerinde hiç olmazsa vatandaşlar, Yahudi karşıtlığı söylemleri dile getirirken Almanya’dan bu konuda hiç ses çıkmadı.Ancak bugünlerde Alman halkları Bondan Berline kadar İsraili protesta için yollara döküldüklerini görebiliyoruz. (Devamı var)