Hava Durumu

PARİS ANLAŞMASI ve İKLİM YASASI (6) 

Yazının Giriş Tarihi: 14.05.2025 17:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.05.2025 17:17

Bizi idare edenlerin düşüncesizce, halka sormadan artıları ve eksilerini düşünmeden çıkardıkları bazı yasalar, bugün ülkenin bekasına kibrit suyu dökmüş kadar zararı oldu. Bu imzaların ve çıkarılan yasaların çoğu da, dış odakların bazılarının kulaklarına fısıldamaları sonucu oldu. Bunlardan bazıları da şunlardır.

1-2006 yılında hükümetin kabul ettiği 5553 sayılı Tohumculuk Kanunudur. Bu kanunla yerli tohum üretim ve ticareti yasaklandı. Ticaretini yapanlara cezalar getirildi. Böylece Türk çiftçisi ve üretici GDOLU İsrail tohumlarını kullanmaya mahkum edildi.

2012 yılında çıkarılan 6260 sayılı Büyükşehir Kanunu ile Türkiye’nin demografik ve coğrafi yapısı parçalandı. Asırlardır uygulana gelen köylerimizin mevcut statüleri kaldırılarak, mahalleye dönüştürülmesiyle, köy hükmü şahsiyetlerine ait mülkler ve tasarruf ettikleri çayırlar ve meraların mülkiyetleri belediyelere devroldu. Oradan da köylünün kullandıkları bu devasa arazilerin zenginlere peşkeş çekilmesinin yolunu açtı. Dağ başındaki bir köyde iki üç inek besleyerek geçimini temin etmeye çalışan vatandaşa köyde hayvan beslemeleri yasak edildi. Sonucunu hep birlikte görmeye başladık. Kasaptan kilo ile et alma devri bitti. Şimdiler de gramla et alma devrine gelindi.

5403 sayılı Toprak koruma ve arazi kullanımı kanunu çıkarılmakla, anayasa da insanların temel haklarından sayılan mülkiyet hakkı elinden alındı. Bu kanunla devletin ve sınır komşularının, köylünün tarlasına müdahale hakkı da doğdu. Hakeza aynı kanuna bağlı toplulaştırma yasasıyla da, vatandaşın elindeki arazilerin üçüncü şahıslar müdahaleye kapı açıldı.

2004 yılında kanunlaşan B.M ikiz sözleşmelerinin kabulü ile de ülkemizin bölünmez bütünlüğüne büyük darbe indirildi. Sözleşmedeki HALKLAR tabiriyle, ülkede yaşayan bütün halklara kendi kaderlerini tayin hakkı verildi. İnternette arama motoruna “BM İkiz sözleşmeleri” diye dokunduğunuz da ilk iç maddesinin nasıl bir fecaat olduğunu görürsünüz. Bugün ayrılıkçı grupların kurduğu partilerin ismine bakarsanız bu halklar tabirini rahatça görebilirsiniz. Anayasa ve kanunlarımız da ülkenin birlik ve bütünlüğünü ifade eden MİLLET’İN yerine alternatif olarak halklar ifadesi kullanılmaya başlandı.

Yıllardır AB ye üye olacağız diye kabul ettiğimiz AB müktesebatı denilen uyum yasaları sonucu AB ye üye olamadığımız gibi ,kabul ettiğimiz AB Gümrük mevzuatıyla ülke ekonomisine büyük zararlar verildi. Bu mevzuat sayesinde AB ülkeleri Türkiye’nin ihraç mallarına her türlü kotayı, kısıtlamayı koymasına rağmen, sen onların mallarına kota bile koyamıyorsun. Türkiye adeta AB Kapısında bekleyen bir dilenci durumuna düşürüldü. Ne hikmetse hala bu kapıdan içeri alınmadık. Beklemek kaderimiz oldu.,

Özetleyecek olursakİ; Tabiri caizse iklim yasası küresel sermayenin fakir ve gelişmekte olan ülkelerini sömürmek için hazırladıkları bir sözleşmedir. Kabulü halinde internette dolaşan ironi mahiyetindeki sözlere bakarsak, içerik itibarı ile insanlarımızdan yellendiğinde bile vergi alabilmeye imkan veren bir yasadır. Umuyoruz ki; iktidarımız bu yasayı çıkarmaktan vazgeçer ve TBMM de asla imzalanmamalıdır. Bunun içinde milletvekillerimize tarihi bir sorumluluk düşmektedir. (SON)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.