Bazımız bahşedilen bu özellikleri hakkıyla kullanmış onu kendine vereni yaratıcıyı unutmamıştır. Yaratılana boyun eğmemiş, ama yaratan karşısında kendi kulluğunun idrakini bilerek hareket etmiştir. Kulluk bilincine sahip olanlar Allah (CC) karşısında her zaman aziz olmuşlar, Kulluk pozisyonlarını devam ettirmişlerdir. . Kulluk haysiyetini kaybeden insanlar ise toplumda her zaman zelil olmuşlar, yaşantıları, ışıktan kaçan yarasalar gibi daima karanlık ve izbelerde geçmiştir. 

Allah (CC) den uzaklaşan insan zamanla kula kul olmuştur. Üstün gördüğü insanların yanında, kendi benliğini hakir görür. Bu ruh hali de insanda aşağılık kompleksi dediğimiz bir nevi manevi hastalığı meydana getirir. Aşağılık kompleksine kapılan insanlar, kendilerini sürekli, güçlü gördükleri insanların arkasına sığınır ve onun buyruklarıyla hareket eder. Güçlü gördükleri bu insanlar yanlarından ayrıldıklarında kendilerini yıkılmış hissederler. Umutlarını yitirdikleri için de, hayatın zorlukları ve kötülükleri karşısında mücadele etmek yerine, sanki sorunlar hiç düzelmeyecekmiş gibi psikolojik bir karamsarlık içinde hayatlarını sürdürürler. Başkalarının başarıları onların kâbusudur. Bu duygu onları aşırı kıskançlığa da sürükler. İş yapmadıkları gibi, icraat yapanları sevmez, sürekli dedikodu üretirler. Aşırı inatçılık ve saldırganlık hali görülür. Bu yüzden başkalarının yanında çalışamazlar. Çünkü yanında çalıştıkları kişiyi kendilerinden çok üstün, kendilerini de küçük gördüklerinden, kendi işlerini, kurup düzenli yönetemezler. Kendilerine ve başkalarına güvenleri olmadığı için zoru gördüklerinde sürekli olarak kaçmağı yeğlerler. Üstelik bu başarısızlıklarını başkalarına mal etmeye çalışırlar. Yukarda bir kısım özelliklerini saydığımız prototip, aşağılık kompleksine kapılan insan tipidir. bugün İslam dünyasının ve Türk aydınlarının içine düştüğü en büyük çıkmazlardan birisi ve belki de en önemlisi, beyinlerin ve ruhlarımızın aşağılık kompleksine tutulmasıdır. Bu bir psikolojik vakadır. Çünkü İslam aleminin beynine zerk edilen en büyük zehirdir aşağılık kompleksi. Batı kendi çıkarlarını korumak ve Müslümanlara kendi değerlerini unutturması için, uygulattıkları eğitim politikaları ve algı operasyonları ile Müslümanın önce ruhunu besleyen tarihten ve inancından gelen kanallarını köreltti. Sonra da vahiyden kalbe kan pompalanmadığı için ümmet ruhen ve fikren bitkisel hayata girdi. Sanayi devriminin getirdiği teknolojik üstünlük batıyı Müslümanların gözünde çok büyük görünmesini sağladı. Her şeyde batı özentisi, batının ürettikleri tercih edilir oldu. Bu tercih o kadar beynimizi dumura uğrattı ki manevi yapımızı, kültürümüzü, giyim kuşamımızı dahi batıdan gelen rüzgarlar yönünde ayarlamaya başladık.
Devam Edecek